Çocuklu Aileler Dikkat!

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın teknolojinin esiri haline gelmiş olması ve ülke gündeminden etkilenen çocuklarımızın psikolojisi üzerine Psikolojik Danışman İlkay Kaya ile ilgi çekici bir söyleyişi gerçekleştirdik. Psikolojik Danışman İlkay Kaya'nın anlattıklarını gelin hep birlikte inceleyelim.

İnönü Üniversitesi psikolojik danışma ve rehberlik bölümünden 2019 yılında mezun olan İlkay Kaya: “Mezun olduğumdan bu yana kendi alanım başta olmak üzere diğer konularda da kendimi geliştirme çabası içerisindeyim. Yaklaşık 1 yıldır kendi iş yerimde bu işi yapmaktayım. Daha öncesinde özel bir kurumda özel eğitim okulunda çalıştım. Sonrasında ortaklıklar kurarak psikolojik danışmanlıklar yaptım ve en sonunda kendi iş yerimi açtım. Burada oyun terapisi başta olmak üzere öğrenci koçluğu, aile ve çift danışmanlığı, online psikolojik danışmanlık ve bireysel danışmanlık gibi konularda danışanlarımıza yardımcı oluyorum”dedi.

“ÇOCUKLAR YAŞADIKLARI HER TÜRLÜ OLUMSUZLUĞU HEP OYUNCAKLARA YANSITIRLAR”

Kaya,“En çok çocuk alanında terapilerim oluyor bunun yanında oyun terapisi için bana başvuran çok çocuk oluyor. Bende hal böyle olunca bu alana daha fazla ilgi gösterdim ve kendime daha çok geliştirdim gerek almış olduğum eğitimler gerekse staj olarak yapmış olduğum uygulamalar buna en iyi örnek olarak karşımıza çıkıyor. Oyun terapisi dediğimiz şey aslında çocukların dili oyundur diye başlıklandırabiliriz. Çünkü çocuklar dertlerini bazen anlatmak istemezler bazen normal cümleler kurarak konuşmayı bilmezler. Çocuklar duygularını, yaşadıkları her türlü olumsuzluğu, aile içerisinde yaşadıkları her türlü olumsuzluğu hep oyuncaklara yansıtırlar. Mesela en sık kullandığım kum terapisi, kumla oynamış olması öyle sıradan oyunmuş gibi durmuyor orada aile içerisinde yaşamış olduğu kavgaları veya yaşamış olduğu kayıpları komple oraya yansıtabiliyorlar. Oyun evlerimiz var çocukların gelip orada kendi psikolojisini yansıttığı durumlar söz konusu. Özellikle yaşanan deprem felaketinden sonra oyun evine giren çocuklar eline aldığı her şeyi sarsmaya başladı evi dağıtmaya başladılar, bizde bu konudan yola çıkarak çocuklarımızın yaralarını sarmaya başladık.

“ÖFKE PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR GENELDE OYUNCAK SİLAH YA DA VURMALI KIRMALI OYUNCAKLARA YÖNELİYOR”

“Çocuklarla birlikte yapmaktan çok zevk aldığım resim analizi diye bir terapi çeşidimiz bulunmakta. Benim kendi düşüncen çocukların yaşadıkları durumları oyunlarına yansıttıkları kadar aslında çizdikleri resimlere de yansıtmakta. Mükemmel resimler çizmek zorunda değil ama orada aile içerisinde en çok kime güvendiğini, sosyal yaşamda çevreye nasıl yaklaştıklarını ya da içlerinde barındırdıkları baskın olan duygu sevgi mi, saldırganlık mı durumları direkt resme yansıttıkları için gelen çocuk danışanlarıma mutlaka bir resim çizdiririm. Her gelen çocuk farklı oluyor bunu seçtiği renklerden tutunda çizdiği şekillere kadar belli ediyor.

Oyun odamız da her çeşit oyuncaklar bulunmakta genelde ailelerden aldığım ilk tepki oyun odasında neden oyuncak silah var sorusu oluyor. Benim çocuğun neye yöneldiğini anlayabilmem için oyuncak silahlarda mutlaka oluyor. Bu şekilde çocuğun neye yatkın olduğunu anlayabiliyorum öfke problemi olan çocuklar genelde oyuncak silah ya da vurmalı kırmalı oyuncaklara yöneliyor.

“YALNIZ BIRAKILAN HER ÇOCUK TELEFONA YÖNELİYOR”

Çocuklarımızın youtube başta olmak üzere diziler de ve oyunlarda yer alan cinli perili ya da savaşma öldürme gibi içeriklere sahip olan videoları izlemesi çocuk psikolojisini çok fazla etkiliyor. Benim ailelere vermiş olduğum öneriler arasında 30 dakikayı geçmeyecek şekilde güvenlik kilidi oluşturularak çocuklarına telefon ya da tablet verilebilir. Hiç verilmediği takdir de çocuklar “arkadaşlarım da var bende neden yok” düşüncesine girmemesine engel olacaktır.

Ailede hem annenin hem de babanın çalışıyor olması çocuğu telefona yönlendiren en büyük etkenlerden biri. Bu yüzden kesinlikle ailecek etkinliklerin yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Havalar şuan güzel piknik yapılabilir ya da çocuklara yönelik filmler izlemek adına sinemaya gidebilirler. Aile ile geçirilen her vakit çocuk psikolojisine daha faydalı gelecektir. Yalnız bırakılan her çocuk telefona yöneliyor.

Depremden sonra daha çok çocuklar gelse de yetişkinler de en az çocuklar kadar etkilendiklerini gözlemledim öncelikleri çocuğu olan aileler de için genelde kaygı bozukluğu olmuş oluyor. Uyumama konusunda şikayetleri olan yetişkinlerde mevcuttu, ilk aylarda zaten bunlar çok normaldi çünkü herkes bu felaketten çok fazla etkilenmişti. Ama şuan hala bunu yaşayan için artık normal dışı durum söz konusu diyebiliriz. Yetişkinlere özel bilişsel davranış terapisi çalışıyorum, bu da düşünceye yönelik müdahale olmuş oluyor. İlişkisel problem yaşayan çiftlere de çift terapisi uyguluyorum. Genelde çiftler üzerinden bakıldığın da ilerleme konusunda olumlu geri dönüşler oluyor. Özellikle buraya bir şeyleri düzeltme düşüncesiyle gelen çiftlere yine bilişsel davranış terapisiyle yaşanan problemleri ortadan kaldırıyoruz.

Psikolojik testler uygulanıyor. Yetişkinlerde emaypi testi ile kişi psikolojisinin ne durumda olduğu öğrenebiliyoruz. Çocuklarda zeka testi başta olmak üzere dikkat dağınıklığı gibi testlerde uyguluyoruz.

“ÇOCUKLARIN OKULA GİTMEMİŞ OLMALARI SOSYALLEŞME KONUSUNDA BİRÇOK EKSİKLİĞE SEBEP OLMAKTA”

Bu ara okula giden çocuklarda öfke ve saldırganlık problemleri ile karşılaşıyorum. Temel nedenlerinden birisi ise deprem bölgesi seçildiğimiz için öğrencilerin devamsızlık zorunluluğunun olmaması, sınavlardan sorumlu tutulmamış olunması psikoljik olarak rahatlama etkisi yaratmış. Pandemi döneminde de aynı durumlar söz konusu çocukların okula gitmemiş olmaları sosyalleşme konusunda birçok eksikliğe sebep olmakta bunlara en iyi örnek olarak küfür etme, saldırganlaşma olarak verebiliriz. Küfür etme durumu artık ilkokul yaşlarına kadar maalesef ki düşmüş.

Hafta içi her gün burada danışanlarıma yardımcı oluyorum aynı zamanda farklı illerde olan ya da evden çıkma konusunda kaygı bozukluğu olan danışanlarıma online danışmalık yapıyorum “ ifadelerin de bulundu.

Bakmadan Geçme