CHP Heyeti'nin Elazığ depremi raporu: 'Olumlu algın yerini hayal kırıklığına, hüsrana ve kızgınlığa bıraktığı gözlemlenmiştir'
Cumhuriyet Halk Partisi heyeti Elazığ'da yapılan incelemeler sonucunda bir rapor hazırladı. Hazırlanan raporda, sorunların hemen çözüleceğine dair oluşturulan algının yerini hayal kırıklığına bıraktığı, belirtildi.
CHP heyeti partinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğulu'nun talimatıyla 30 Milletvekili, il başkanlarından oluşan heyetle Elazığ'a gelerek deprem sonrası çalışmaları yerinde inceledi. İncelemeleri tamamladıktan sonra Ankara'ya dönen heyet çalışmalarla ilgili bir rapor hazırladı.
Hazırlanan raporda,depremin hemen ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Elazığ'a geldiği, sorunların kısa sürede çözüleceğine dair bir algı oluşturulduğunu ancak bu algının yerini hayal kırıklığına, hüsrana ve kızgınlığa bıraktığı gözlemlenmiştir, denildi.
İşte rapordan önce çıkan başlıklar:
TOKİ KONUTLARI ELAZIĞ'IN MİMARİSİNE UYGUN DEĞİL
Depremin hemen ardından TOKİ ve AFAD işbirliğiyle inşasına başlanan TOKİ konutlarıyla ilgili eleştirilerin yer aldığı raporda evlerin metrekarelerinin küçük olduğu ve bunun Elazığ Mimarisi'ne uygun olmadığına dikkat çekilerek: 'Yurttaşlar, deprem sonrasında yapılan, bir kısmı kentsel dönüşüm kapsamında olan yeni konutların halen yapımının devam ettiğinden, teslim tarihlerinin belirsizliğinden, yapılan konutların birbiriyle çok yakın mesafede olması, ebatlarının 90 m2'den küçük olması, oda sayılarının az olması gibi nedenlerle geleneksel mimarilerine uygun olmadığından yakınmaktadırlar' ifadelerine yer verildi.
2020 YILI SONUNDA TAMAMLANMASI GEREKEN KONUTLAR TAMAMLANMADI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurumun ifadelerine dayanarak Elazığ'da 2020 yılı sonuna kadar konutların tamamlanması gerektiği bilgisinin yer aldığı raporda şu ifadelere yer verildi:
'Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 20.417 deprem konutunun inşasına başlandığını ve yılsonuna kadar tamamının hak sahiplerine teslim edeceğini açıklamıştır. Heyet olarak yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde, Elazığ'da şu anda inşası tamamlanan 8.000 adet bağımsız bölümün olduğu ve bunlardan 2.500 adetinin teslim edildiği, 2021 yılı sonuna kadar ise 20.114 bağımsız bölümün (konutun) inşaatlarının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edileceği bilgisi alınmıştır.
2020 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan ancak sadece 8.000 adet konut inşasının tamamlandığı bilgisi çerçevesinde; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca acil bir şekilde ihalesi yapılmayan binaların ihalesinin yapılması, ihalesi yapılan ancak henüz inşaatına başlanmayan binaların bir an önce inşasına başlanmasının ve inşası devam eden konutların ise sonraki seneye sarkmamasının ve mümkün olan en kısa sürede hak sahiplerine teslim edilmesinin sağlanması gerekmektedir. Deprem sonrasında evleri yıkılan mülkiyet sahiplerinin en önemli sorununun barınma olduğu çok açıktır. Barınma problemi yaşayan vatandaşlarımızın bir kışı daha konteyner kentlerde, akrabalarında ya da çadırlarda geçirmemesi için yürütülmekte olan çalışmalar hızlandırılmalı, takip edilmeli ve süreç ile ilgili olarak mağduriyet yaşayan vatandaşlar düzenli olarak bilgilendirilmelidir.'
KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMASI ADİL VE EŞİT YAPILMIYOR
Hak sahibi olamayan depremzedelerin kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilecek konutlara TÜFE'nin ekleneceği ve bunun da ödeme zorluğu getireceği konusuna dikkat çekilen raporda: 'Heyetimizce kentsel dönüşüm ve TOKİ konutlarının yapıldığı alanlarda vatandaşlarla yapılan görüşmeler neticesinde; özellikle yatay mimariden dolayı normalde eski imar planındaki çekme mesafelerine dahi uyulmadığından evlerin içiçe yapıldığı, cadde ve sokakların ihtiyacı karşılayamayacak şekilde dar bırakıldığı, yeşil alanların ise yok denecek kadar az olduğu gözlemlenmiştir. AFAD'dan hak sahibi olamayıp kentsel dönüşüm kapsamında olan vatandaşların konut edinme bedeli olarak ödeyeceği farka uygulanan TÜFE'nin borç yükünü aşırı artıracağı ve bu durumunda depremzedeleri ödemekte zorlanacakları bir borç yüküne sokacağı tespiti yapılmıştır. Konu ile ilgili olarak Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümden faydalanan vatandaşlara da, hak sahibi olan vatandaşlarımıza sağlanan kredi ödeme şartlarının sağlanması noktasında çalışma yapması yerinde olacaktır' denildi.
DASK SORUNU
Birçok vatandaşın DASK'a dava açarak ödemelerini almaya çalıştığı bilgisi yer alırken konuyla ilgili olarak: 'Elazığ'da 123.310 konutun 42.972'sinin deprem sigortası bulunmaktadır. Heyetimizin vatandaşlarla yapmış olduğu görüşmelere binaen, DASK iletişim hattı olan '125' nolu numaradan yetkili kişilere ulaşmak ve bilgi almak isteyen vatandaşların yeterli ve doyurucu bilgiye ulaşamadıklarına yönelik şikayetler bulunmaktadır. Ayrıca ihbar dosyaları ile ilgili geri dönüşlerin çok geç yapıldığı hatta bazı vatandaşlara hiç geri dönüş yapılmadığı belirtilmiştir. Doğal Afet Sigortaları Kurumu kendisine yapılan ihbar başvuruları ile ilgili çalışmalarını hızlandıracak önlemler almalı, ayrıca kuruma ulaşmak isteyen vatandaşların sağlıklı bilgi alabilecekleri danışma iletişim hattındaki personel sayısının artırılması sağlanmalıdır. Doğal Afet Sigortaları Kurumundan (DASK) ödeme alma başvurusu yapan yurttaşlar, bu taleplerinin reddedildiğinden ya da yanıtsız bırakıldığından, birçok yurttaşın dava açma yolu ile söz konusu ödemeleri almaya çalıştığından yakınılmıştır' ifadelerine yer verildi.
ESNAFIN SORUNLARI
Esnafla ilgili sorunların ve taleplere ilişkin olarak raporda:
'Görüşme yapılan esnaflar, deprem ve pandemi ile birlikte iş kapasitelerinde ve kazanç oranlarında düşmeler olduğundan, vergi vd. borçlarına yönelik sicil affı gibi uygulamaların getirilmediğinden, TOKİ tarafından ihalesi yapılan deprem konutlarında eşit ve adil uygulamaların olmadığından, depremde işyeri yıkılan esnafların içeride ziyan olan malzemelerinin karşılığını alamadığından, dükkanı yıkılan bir kişiye arazisinde yapılan yeni binada yeni bir dükkan tahsis edilmemesinden, yeni yapılan konutlardaki fazladan yapılan işyerlerinin müteahhitlere kaldığından yakınmışlardır.
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretimizde hem yönetim kurulu üyelerinin vermiş olduğu bilgiler hem de oda tarafından yapılan istatistiki çalışmalardaki sayısal verilere göre, 2019 Aralık ayı sonunda, Sosyal Güvenlik Kurumunda kaydı gözüken toplam işyeri sayısı 7.841 olup Elazığ Depremi sonrası bu sayı 4.844'e düşmüştür. Deprem sonrasında ticari kaybı hayli yüksek olan işyerlerine KOSGEB üzerinden 'Acil Destek Kredisi Programı' başlatılmış, 12.000 civarında işletme başvuruda bulunmuş sadece 4.300 işletme bu krediden istifade etmiştir. Geri kalan işletmelerin bazılarının başvuruları reddedilmiş, bazılarının başvuruları ise incelenmeye devam etmektedir.
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odasının işletmeler nezdinde yapmış oldukları anket çalışması sonucunda, 'işletmeniz için öncelikli ihtiyacınız nedir' sorusuna %88,2 'si nakit akışı cevabını vermiştir. Görüşmelerimiz ve heyetimize sunulan bilgilere binaen, KOSGEB üzerinden verilmesi planlanan krediler için yapılan başvurular ivedilikle sonuçlandırılmalı, kredi talepleri, reddedilmesini gerektirecek ciddi gerekçeler olmadığı sürece reddedilmemeli, başvurusu olumlu sonuçlanan işletme sahiplerine ödemeleri bir an önce yapılmalıdır. Elazığ ilinde sektör ayrımı gözetilmeksizin tüm işletmeler için sicil affının çıkarılması sağlanarak tacir veya esnafın krediye ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. Bunun dışında kamu bankaları Elazığ ilindeki işyerleri, işletmeler ve esnaflara özel sıfır faizli kredi imkanları sağlamalıdır. Şehrin ekonomisinin canlanması için acil nakit ihtiyacının giderilmesi elzemdir' bilgileri yer aldı.
SİVRİCE'NİN YAŞADIĞI SORUNLAR
Raporda ayrıca Sivrice için ayrı bir başlık açılarak:
'Heyetimizin depremin merkez üssü olan Sivrice ilçemizde yapmış olduğu temaslar neticesinde, toplamda yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı bina sayısının 1.165, bağımsız bölüm sayısının ise 2.718 olduğu bilgisi alınmıştır. 08/05/2020 tarih ve 2499 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile riskli alan olarak ilan edilen Sivrice ilçemizde yapımı devam eden konut alanları heyetimizce gezilmiş olup, sahil boyu çekme mesafesinin artırılmasından dolayı konut yapım alanı azalmış, bu durumda evlerin birbirine çok yakın, konutların ise ilçenin alışkın olduğu sosyolojik yapıya uymayacak şekilde küçük olduğu ve değer tespitlerinin de Raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği üzere sağlıklı yapılmadığı görülmüştür. İlçenin bir bölgesi için tercih edecek olan aileler için ahırlı ev seçenekleri oluşturulmalıdır.
Gölbaşı Mahallesinin tamamı kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş olup, Hazar, Kültür ve Olgunlar Mahallelerinin bir bölümünün kentsel dönüşüme dahil edilmediği hususu vatandaşlar tarafından ifade edilmiştir. Konu ile ilgili olarak ilave mağduriyetlerin yaşanmaması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu mahallelere ilişkin kararını, mahallelerin tamamını kapsayacak şekilde yeniden gözden geçirmesi yerinde olacaktır' bilgilerine yer verildi.
İşte raporda yer alan öneriler:
Deprem Türkiye'nin bir gerçeğidir bu nedenle deprem öncesi ve sonrasına dair süreç devlet politikası haline getirilmeli, Afet İşleri ve Deprem Bakanlığı kurulmalıdır. Afet kriz yönetimine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayacak olan kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalı, İl ve Bölge müdürlükleri oluşturulmalıdır.
Fay Kanunu Teklifi bir an önce kanunlaştırılmalıdır.
7269 sayılı yasaya istinaden hak sahiplerini borçlandırmak suretiyle yapılacak konutlar için yasanın ek 4'üncü maddesi hükmünde yer alan Cumhurbaşkanı tarafından verilecek olan maliyet ve borçlanma bedellerine ilişkin indirim oranı ve indirim yetkisi ortadan kaldırılmalı, deprem konutlarında anahtar teslim inşaat maliyetinin yüzde 50 oranı AFAD Başkanlığınca karşılanmalıdır.
Deprem bölgesinde hak sahiplerinin konut ihtiyaçlarını giderebilmek için yapılması planlanan konutların maliyetlerini düşürebilmek amacıyla, yapılacak ve/veya inşaa edilecek her türlü mal ve hizmet girdileri KDV, ÖTV ve diğer vergilerden muaf tutulmalıdır.
Giresun'da yaşanan sel ve İzmir'de yaşanan deprem felaketi sonrası esnafa verilen 50 bin Türk Lirası değerindeki hibe, Elazığ esnafına kredi olarak verilmiştir, bu kredinin geri ödemesi 1 süre ertelenmelidir.
Deprem bölgelerinde mikro planlamalar yapılarak zemin etüd sonuçlarına göre imar planları revize edilmelidir.
Alt yapı, ulaşım, iaşe, barınma ve sağlık sorunlarının çözümüne yönelik master planlar yapılmalıdır.
Hazırlanan raporda,depremin hemen ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Elazığ'a geldiği, sorunların kısa sürede çözüleceğine dair bir algı oluşturulduğunu ancak bu algının yerini hayal kırıklığına, hüsrana ve kızgınlığa bıraktığı gözlemlenmiştir, denildi.
İşte rapordan önce çıkan başlıklar:
TOKİ KONUTLARI ELAZIĞ'IN MİMARİSİNE UYGUN DEĞİL
Depremin hemen ardından TOKİ ve AFAD işbirliğiyle inşasına başlanan TOKİ konutlarıyla ilgili eleştirilerin yer aldığı raporda evlerin metrekarelerinin küçük olduğu ve bunun Elazığ Mimarisi'ne uygun olmadığına dikkat çekilerek: 'Yurttaşlar, deprem sonrasında yapılan, bir kısmı kentsel dönüşüm kapsamında olan yeni konutların halen yapımının devam ettiğinden, teslim tarihlerinin belirsizliğinden, yapılan konutların birbiriyle çok yakın mesafede olması, ebatlarının 90 m2'den küçük olması, oda sayılarının az olması gibi nedenlerle geleneksel mimarilerine uygun olmadığından yakınmaktadırlar' ifadelerine yer verildi.
2020 YILI SONUNDA TAMAMLANMASI GEREKEN KONUTLAR TAMAMLANMADI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurumun ifadelerine dayanarak Elazığ'da 2020 yılı sonuna kadar konutların tamamlanması gerektiği bilgisinin yer aldığı raporda şu ifadelere yer verildi:
'Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 20.417 deprem konutunun inşasına başlandığını ve yılsonuna kadar tamamının hak sahiplerine teslim edeceğini açıklamıştır. Heyet olarak yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde, Elazığ'da şu anda inşası tamamlanan 8.000 adet bağımsız bölümün olduğu ve bunlardan 2.500 adetinin teslim edildiği, 2021 yılı sonuna kadar ise 20.114 bağımsız bölümün (konutun) inşaatlarının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edileceği bilgisi alınmıştır.
2020 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan ancak sadece 8.000 adet konut inşasının tamamlandığı bilgisi çerçevesinde; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca acil bir şekilde ihalesi yapılmayan binaların ihalesinin yapılması, ihalesi yapılan ancak henüz inşaatına başlanmayan binaların bir an önce inşasına başlanmasının ve inşası devam eden konutların ise sonraki seneye sarkmamasının ve mümkün olan en kısa sürede hak sahiplerine teslim edilmesinin sağlanması gerekmektedir. Deprem sonrasında evleri yıkılan mülkiyet sahiplerinin en önemli sorununun barınma olduğu çok açıktır. Barınma problemi yaşayan vatandaşlarımızın bir kışı daha konteyner kentlerde, akrabalarında ya da çadırlarda geçirmemesi için yürütülmekte olan çalışmalar hızlandırılmalı, takip edilmeli ve süreç ile ilgili olarak mağduriyet yaşayan vatandaşlar düzenli olarak bilgilendirilmelidir.'
KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMASI ADİL VE EŞİT YAPILMIYOR
Hak sahibi olamayan depremzedelerin kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilecek konutlara TÜFE'nin ekleneceği ve bunun da ödeme zorluğu getireceği konusuna dikkat çekilen raporda: 'Heyetimizce kentsel dönüşüm ve TOKİ konutlarının yapıldığı alanlarda vatandaşlarla yapılan görüşmeler neticesinde; özellikle yatay mimariden dolayı normalde eski imar planındaki çekme mesafelerine dahi uyulmadığından evlerin içiçe yapıldığı, cadde ve sokakların ihtiyacı karşılayamayacak şekilde dar bırakıldığı, yeşil alanların ise yok denecek kadar az olduğu gözlemlenmiştir. AFAD'dan hak sahibi olamayıp kentsel dönüşüm kapsamında olan vatandaşların konut edinme bedeli olarak ödeyeceği farka uygulanan TÜFE'nin borç yükünü aşırı artıracağı ve bu durumunda depremzedeleri ödemekte zorlanacakları bir borç yüküne sokacağı tespiti yapılmıştır. Konu ile ilgili olarak Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümden faydalanan vatandaşlara da, hak sahibi olan vatandaşlarımıza sağlanan kredi ödeme şartlarının sağlanması noktasında çalışma yapması yerinde olacaktır' denildi.
DASK SORUNU
Birçok vatandaşın DASK'a dava açarak ödemelerini almaya çalıştığı bilgisi yer alırken konuyla ilgili olarak: 'Elazığ'da 123.310 konutun 42.972'sinin deprem sigortası bulunmaktadır. Heyetimizin vatandaşlarla yapmış olduğu görüşmelere binaen, DASK iletişim hattı olan '125' nolu numaradan yetkili kişilere ulaşmak ve bilgi almak isteyen vatandaşların yeterli ve doyurucu bilgiye ulaşamadıklarına yönelik şikayetler bulunmaktadır. Ayrıca ihbar dosyaları ile ilgili geri dönüşlerin çok geç yapıldığı hatta bazı vatandaşlara hiç geri dönüş yapılmadığı belirtilmiştir. Doğal Afet Sigortaları Kurumu kendisine yapılan ihbar başvuruları ile ilgili çalışmalarını hızlandıracak önlemler almalı, ayrıca kuruma ulaşmak isteyen vatandaşların sağlıklı bilgi alabilecekleri danışma iletişim hattındaki personel sayısının artırılması sağlanmalıdır. Doğal Afet Sigortaları Kurumundan (DASK) ödeme alma başvurusu yapan yurttaşlar, bu taleplerinin reddedildiğinden ya da yanıtsız bırakıldığından, birçok yurttaşın dava açma yolu ile söz konusu ödemeleri almaya çalıştığından yakınılmıştır' ifadelerine yer verildi.
ESNAFIN SORUNLARI
Esnafla ilgili sorunların ve taleplere ilişkin olarak raporda:
'Görüşme yapılan esnaflar, deprem ve pandemi ile birlikte iş kapasitelerinde ve kazanç oranlarında düşmeler olduğundan, vergi vd. borçlarına yönelik sicil affı gibi uygulamaların getirilmediğinden, TOKİ tarafından ihalesi yapılan deprem konutlarında eşit ve adil uygulamaların olmadığından, depremde işyeri yıkılan esnafların içeride ziyan olan malzemelerinin karşılığını alamadığından, dükkanı yıkılan bir kişiye arazisinde yapılan yeni binada yeni bir dükkan tahsis edilmemesinden, yeni yapılan konutlardaki fazladan yapılan işyerlerinin müteahhitlere kaldığından yakınmışlardır.
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretimizde hem yönetim kurulu üyelerinin vermiş olduğu bilgiler hem de oda tarafından yapılan istatistiki çalışmalardaki sayısal verilere göre, 2019 Aralık ayı sonunda, Sosyal Güvenlik Kurumunda kaydı gözüken toplam işyeri sayısı 7.841 olup Elazığ Depremi sonrası bu sayı 4.844'e düşmüştür. Deprem sonrasında ticari kaybı hayli yüksek olan işyerlerine KOSGEB üzerinden 'Acil Destek Kredisi Programı' başlatılmış, 12.000 civarında işletme başvuruda bulunmuş sadece 4.300 işletme bu krediden istifade etmiştir. Geri kalan işletmelerin bazılarının başvuruları reddedilmiş, bazılarının başvuruları ise incelenmeye devam etmektedir.
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odasının işletmeler nezdinde yapmış oldukları anket çalışması sonucunda, 'işletmeniz için öncelikli ihtiyacınız nedir' sorusuna %88,2 'si nakit akışı cevabını vermiştir. Görüşmelerimiz ve heyetimize sunulan bilgilere binaen, KOSGEB üzerinden verilmesi planlanan krediler için yapılan başvurular ivedilikle sonuçlandırılmalı, kredi talepleri, reddedilmesini gerektirecek ciddi gerekçeler olmadığı sürece reddedilmemeli, başvurusu olumlu sonuçlanan işletme sahiplerine ödemeleri bir an önce yapılmalıdır. Elazığ ilinde sektör ayrımı gözetilmeksizin tüm işletmeler için sicil affının çıkarılması sağlanarak tacir veya esnafın krediye ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. Bunun dışında kamu bankaları Elazığ ilindeki işyerleri, işletmeler ve esnaflara özel sıfır faizli kredi imkanları sağlamalıdır. Şehrin ekonomisinin canlanması için acil nakit ihtiyacının giderilmesi elzemdir' bilgileri yer aldı.
SİVRİCE'NİN YAŞADIĞI SORUNLAR
Raporda ayrıca Sivrice için ayrı bir başlık açılarak:
'Heyetimizin depremin merkez üssü olan Sivrice ilçemizde yapmış olduğu temaslar neticesinde, toplamda yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı bina sayısının 1.165, bağımsız bölüm sayısının ise 2.718 olduğu bilgisi alınmıştır. 08/05/2020 tarih ve 2499 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile riskli alan olarak ilan edilen Sivrice ilçemizde yapımı devam eden konut alanları heyetimizce gezilmiş olup, sahil boyu çekme mesafesinin artırılmasından dolayı konut yapım alanı azalmış, bu durumda evlerin birbirine çok yakın, konutların ise ilçenin alışkın olduğu sosyolojik yapıya uymayacak şekilde küçük olduğu ve değer tespitlerinin de Raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği üzere sağlıklı yapılmadığı görülmüştür. İlçenin bir bölgesi için tercih edecek olan aileler için ahırlı ev seçenekleri oluşturulmalıdır.
Gölbaşı Mahallesinin tamamı kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş olup, Hazar, Kültür ve Olgunlar Mahallelerinin bir bölümünün kentsel dönüşüme dahil edilmediği hususu vatandaşlar tarafından ifade edilmiştir. Konu ile ilgili olarak ilave mağduriyetlerin yaşanmaması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu mahallelere ilişkin kararını, mahallelerin tamamını kapsayacak şekilde yeniden gözden geçirmesi yerinde olacaktır' bilgilerine yer verildi.
İşte raporda yer alan öneriler:
Deprem Türkiye'nin bir gerçeğidir bu nedenle deprem öncesi ve sonrasına dair süreç devlet politikası haline getirilmeli, Afet İşleri ve Deprem Bakanlığı kurulmalıdır. Afet kriz yönetimine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayacak olan kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalı, İl ve Bölge müdürlükleri oluşturulmalıdır.
Fay Kanunu Teklifi bir an önce kanunlaştırılmalıdır.
7269 sayılı yasaya istinaden hak sahiplerini borçlandırmak suretiyle yapılacak konutlar için yasanın ek 4'üncü maddesi hükmünde yer alan Cumhurbaşkanı tarafından verilecek olan maliyet ve borçlanma bedellerine ilişkin indirim oranı ve indirim yetkisi ortadan kaldırılmalı, deprem konutlarında anahtar teslim inşaat maliyetinin yüzde 50 oranı AFAD Başkanlığınca karşılanmalıdır.
Deprem bölgesinde hak sahiplerinin konut ihtiyaçlarını giderebilmek için yapılması planlanan konutların maliyetlerini düşürebilmek amacıyla, yapılacak ve/veya inşaa edilecek her türlü mal ve hizmet girdileri KDV, ÖTV ve diğer vergilerden muaf tutulmalıdır.
Giresun'da yaşanan sel ve İzmir'de yaşanan deprem felaketi sonrası esnafa verilen 50 bin Türk Lirası değerindeki hibe, Elazığ esnafına kredi olarak verilmiştir, bu kredinin geri ödemesi 1 süre ertelenmelidir.
Deprem bölgelerinde mikro planlamalar yapılarak zemin etüd sonuçlarına göre imar planları revize edilmelidir.
Alt yapı, ulaşım, iaşe, barınma ve sağlık sorunlarının çözümüne yönelik master planlar yapılmalıdır.