Cemaat'ten Vali Hatipoğlu'na mesaj var
Son istatistiklere bakıldığında Elazığ binin üzerinde cami bulunduran iller arasında yer alıyor ve bölgesinde en fazla caminin bulunduğu iller arasından dikkat çekiyor.
Sadece cami sayısıyla değil, bugüne kadar yetiştirdiği limler, hafızlar konusunda da eşsiz bir şehirdir Elazığ. İslam dininin en önemli bayrak taşıyıcısı, dinimize bağlı kültürün yaşadığı kadim topraklardır. Bunun en eşsiz yansımasını ise kendine özgü bir makamla taçlandırmıştır. Harput Makamı ile okunan Sela ve sureler ise sadece Elazığ'da değil bu konuya ilgi duyan ülkemizden ve dünyadan birçok kişinin çok iyi bildiği bir konudur.
Bu kültürün en önemli taşıyıcıları ise Müezzinlerdir. Onlar hem kendi birikimlerini kaybetmemek hem de bu kültürün yok olmasını engellemek adına yeni insanlar yetiştirmek için ilk başta bu görevlerini icra etmek zorundalardır. Ancak günümüzde bu kültürümüz ve değerimiz de teknolojiye yenik düşmek üzere.
Geçtiğimiz günlerde Elazığ'da camilerin sembol ismi, belki de 7-8 yaşlarından beridir hiçbir vakit namazını kaçırmayan, namazını mümkün mertebe cemaatle kılan bu konulardaki hassasiyeti çok ama çok üst düzey birinin, bir gazeteci olarak bizlere yaptığı sitem yenilginin başladığını korkunç bir şekilde fark ettirdi bizlere.
Elazığ'da ezanların merkezi sistemden okunması hem kolaycılığa kaçmak hem de bir kültürün yok oluşuna öncülük etmektir.
Bazı müezzinlerin ezanı çok güzel ve insanda manevi bir feyz oluşturacak şekilde okumadıklarını biliyoruz. Hatta zaman zaman kulağımıza gelen bir ezan için 'keşke sen okumasaydın' diyerek içimizden müezzinin gıyabında sitemkar konuşuyoruz.
Bu konuda gelen şikyetleri dikkate alan Elazığ Valisi Sayın Numan Hatipoğlu, geçtiğimiz aylarda merkezi ezan sistemini kaldırarak her camii müezzininin ezan okuması talimatını verdi.
Bu uygulama birçok camimizde uygulanırken bazı müezzinler işin kolayına kaçma adına mı yoksa hazıra konma mı bilemediğimiz bir şekilde merkezi ezan sistemini kullanmaya devam ediyorlar.
Umarız Valimiz bu konuda bir kez daha İl Müftülüğünün dikkatini çeker ve hem kültürümüzün yaşamasına hem de müezzinlerimizin görevlerine sadık olmalarına vesile olur.
Ancak bu uygulama ile birlikte ezan okuma konusunda makam ve teknik bilgisi olmayan görevlilerin de ezan okuma kurslarına tabi tutulması ve kurs sonunda yapılacak sınavdan başarılı olması şartının getirilmesi gerekiyor.
Hem kurslar hem de internet ortamında kolayca erişebilecek en güzel ezan örneklerinin talim edilmesi ile bu sorun rahatlıkla çözülebilir. Yeter ki din görevlilerimiz bunu kendilerine dert edinsinler.