BÜTÜN İŞARETLER FETÖ'YÜ GÖSTERİYOR!
Dünyayı yönetenler artık Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünden oldukça rahatsız
Dünyayı yönetenler artık Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünden oldukça rahatsız. ABD ve Batının çıkarlarına hizmet etmeyi reddeden, politikalarını kendi çıkarları ve ait olduğu bölgenin çıkarları doğrultusunda belirleyen bir Türkiye olgusu bunları oldukça endişelendirmişe benziyor.
Kuzey Suriye'ye Türk ordusunun girmesi bir turnusol kğıdı gibi ABD ve Batının gerçek yüzünü görmemizi sağladı. Altmış yıllık bir paradigmanın yıkılışına ve içimizdeki muasır medeniyet sevdalılarının yanılgısına şahitlik ettik. Modernizmi Batıda arayanların ikiyüzlülükten, samimiyetsizlikten ve sömürü kültüründen başka bir şey göremediklerini görmüş olduklarına inandıklarını umuyorum.
Bugün bu ülkede bombalar patlıyorsa, bir Rus uçağı düşürülüyorsa, yine bir Rus büyükelçisi katlediliyorsa bunun sebepleri üzerinde çok iyi analizler yapmak gerekiyor. Batı dünyası Türkiye'nin kendisi için yeni ve bağımsız bir rota çizmesini istemiyor. Böylesi bir durum Batının çıkarlarının zedelenmesi anlamına geliyor. İçine kapatılan bir Türkiye tam da Batının istediği bir Türkiye manzarasıdır.
Türkiye-Rusya ve belki de İran yakınlaşmasının Ortadoğu'da ve dolayısıyla dünyada politik ve ekonomik sonuçlar doğuracağı malumdur. Bu sonuçlar daha çok Batı dünyasını olumsuz etkileyecektir. Bunu gören ve anlayan ABD ve Batı, Rusya'nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov'u işaretlere göre FETÖ'cü bir haine katlettirdi.
Neden FETÖ'cü bir hain?
Birincisi bu cinayeti işleyenin polis olması ve iki buçuk yıldır görevde olması ki emniyet içerisinde FETÖ'nün gücü düşünülürse makul ve mantıklı gibi görünüyor.
İkinci sebep ise içeride bulunan vatandaşlara zarar verilmeden dışarı çıkmalarına izin verilmesi bunun FETÖ dışında başka bir terör örgütü tarafından yapılmadığını kanıtlar. Çünkü diğer terör örgütleri temelde acımasızca büyük katliamlar yaparak dikkat çekmek isterler. Bu DAEŞ içinde böyledir, PKK içinde böyledir.
Üçüncüsü bugüne kadar hiçbir kamu görevlisi böylesi alçak ve iğrenç olan uluslar arası boyutta bir olay gerçekleştirmemişti. Yani dikkatli bir analiz yaptığımızda ancak biat kültüründen gelen biri bu cinayeti işleyebilir. Ki bu kişi de bir kamu görevlisi ise ve kamu da kimin etkinliği var diye bir soru sorulduğunda istisnasız cevap FETÖ olacaktır. Ki zaten FETÖ'nün en faal olduğu kamu kurumu emniyet teşkilatı olduğuna göre okların direkt FETÖ'yü gösterdiğini anlayabiliriz.
Dördüncüsü de bu cinayetten kimin ya da kimlerin çıkarı vardır ona bakmak lazım. ABD, Batı, PKK, DAEŞ ve en önemlisi de FETÖ'nün çıkarı olduğu kesindir. ABD ve Batı yine taşeron bir terör örgütü kullanmıştır. Burada taşeronluk görevi FETÖ'ye verilmiştir. Çünkü işbirlikçi, hain, meczup Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade pazarlıkları ABD'nin FETÖ'ye bu cinayeti yaptırmasını kolaylaştırmıştır. Yani dediğimizi yapmazsan ya da yaptırmazsan seni iade ederiz şantajı. Bilindik ABD oyunu yani. Saddam'a, Kaddafi'ye, Esad'a, Mübarek'e, geçmişte bizimkilere ve daha nicelerine yapıldığı gibi.
Bir taşta birkaç kuş vurmaya alışmış Batı, yani bir koyup on almaya alışmış ABD ve Batı yine tufaya yakalandı.
20 Aralık 2016 tarihinde Suriye ve dolayısıyla Ortadoğu'nun geleceği ile ilgili Türkiye-Rusya- İran arasında yapılacak Moskova Üçlü Zirvesinden saatler önce yapılması bu denklemi bozmak için yapılan bir hamle olmuştur. Suriye ve Ortadoğu için yeni politikaların üretilmesi ABD ve Batıyı tedirgin etmiştir. Bunun için FETÖ'nün devlet içindeki uzantıları harekete geçirilmiştir. Ve bu cinayetle FETÖ kendisini küresel bir terör örgütü kategorisine taşımıştır. Yani ABD ve Batı yeni bir cinayet şebekesini uluslar arası boyutta test etmiştir.
Bu suikast masa başında Türkiye'nin elini zayıflatmıştır. Ortadoğu ve Suriye politikamız yara alsa da Rusya ve Türkiye resmi makamlarınca yapılan açıklamalar tez zamanda bu yaranın iyileştirileceği anlamını taşıyor. Devlet ve hükümet yetkililerimizin aklıselim hareket etmesi gerekiyor. Gereksiz açıklamalardan ve tartışmalardan uzak durulmalı ve her şeye rağmen Rusya ve İran ile ilişkilerin Batının arzu etmediği noktaya taşınmalıdır. Bölgemizde ABD ve Batının etkinliği zayıflatılmalı, diğer bölge ülkeleriyle ilişkiler daha sağlam bir zemine taşınmalıdır. Terörle etkin bir şekilde mücadele etmek için bölgesel bir hareket mekanizmasına ihtiyaç vardır. NATO benzeri bir güç unsuru düşünülmeli ve bölge terör sarmalından kurtarılmalıdır. Yoksa FETÖ benzeri yapılar daha çok karşımıza çıkarılacaktır.
Anlayacağınız her şeye rağmen FETÖ hala içimizde yaşamaya devam ediyor ne yazık ki!
Kalın sağlıcakla.
Kuzey Suriye'ye Türk ordusunun girmesi bir turnusol kğıdı gibi ABD ve Batının gerçek yüzünü görmemizi sağladı. Altmış yıllık bir paradigmanın yıkılışına ve içimizdeki muasır medeniyet sevdalılarının yanılgısına şahitlik ettik. Modernizmi Batıda arayanların ikiyüzlülükten, samimiyetsizlikten ve sömürü kültüründen başka bir şey göremediklerini görmüş olduklarına inandıklarını umuyorum.
Bugün bu ülkede bombalar patlıyorsa, bir Rus uçağı düşürülüyorsa, yine bir Rus büyükelçisi katlediliyorsa bunun sebepleri üzerinde çok iyi analizler yapmak gerekiyor. Batı dünyası Türkiye'nin kendisi için yeni ve bağımsız bir rota çizmesini istemiyor. Böylesi bir durum Batının çıkarlarının zedelenmesi anlamına geliyor. İçine kapatılan bir Türkiye tam da Batının istediği bir Türkiye manzarasıdır.
Türkiye-Rusya ve belki de İran yakınlaşmasının Ortadoğu'da ve dolayısıyla dünyada politik ve ekonomik sonuçlar doğuracağı malumdur. Bu sonuçlar daha çok Batı dünyasını olumsuz etkileyecektir. Bunu gören ve anlayan ABD ve Batı, Rusya'nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov'u işaretlere göre FETÖ'cü bir haine katlettirdi.
Neden FETÖ'cü bir hain?
Birincisi bu cinayeti işleyenin polis olması ve iki buçuk yıldır görevde olması ki emniyet içerisinde FETÖ'nün gücü düşünülürse makul ve mantıklı gibi görünüyor.
İkinci sebep ise içeride bulunan vatandaşlara zarar verilmeden dışarı çıkmalarına izin verilmesi bunun FETÖ dışında başka bir terör örgütü tarafından yapılmadığını kanıtlar. Çünkü diğer terör örgütleri temelde acımasızca büyük katliamlar yaparak dikkat çekmek isterler. Bu DAEŞ içinde böyledir, PKK içinde böyledir.
Üçüncüsü bugüne kadar hiçbir kamu görevlisi böylesi alçak ve iğrenç olan uluslar arası boyutta bir olay gerçekleştirmemişti. Yani dikkatli bir analiz yaptığımızda ancak biat kültüründen gelen biri bu cinayeti işleyebilir. Ki bu kişi de bir kamu görevlisi ise ve kamu da kimin etkinliği var diye bir soru sorulduğunda istisnasız cevap FETÖ olacaktır. Ki zaten FETÖ'nün en faal olduğu kamu kurumu emniyet teşkilatı olduğuna göre okların direkt FETÖ'yü gösterdiğini anlayabiliriz.
Dördüncüsü de bu cinayetten kimin ya da kimlerin çıkarı vardır ona bakmak lazım. ABD, Batı, PKK, DAEŞ ve en önemlisi de FETÖ'nün çıkarı olduğu kesindir. ABD ve Batı yine taşeron bir terör örgütü kullanmıştır. Burada taşeronluk görevi FETÖ'ye verilmiştir. Çünkü işbirlikçi, hain, meczup Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade pazarlıkları ABD'nin FETÖ'ye bu cinayeti yaptırmasını kolaylaştırmıştır. Yani dediğimizi yapmazsan ya da yaptırmazsan seni iade ederiz şantajı. Bilindik ABD oyunu yani. Saddam'a, Kaddafi'ye, Esad'a, Mübarek'e, geçmişte bizimkilere ve daha nicelerine yapıldığı gibi.
Bir taşta birkaç kuş vurmaya alışmış Batı, yani bir koyup on almaya alışmış ABD ve Batı yine tufaya yakalandı.
20 Aralık 2016 tarihinde Suriye ve dolayısıyla Ortadoğu'nun geleceği ile ilgili Türkiye-Rusya- İran arasında yapılacak Moskova Üçlü Zirvesinden saatler önce yapılması bu denklemi bozmak için yapılan bir hamle olmuştur. Suriye ve Ortadoğu için yeni politikaların üretilmesi ABD ve Batıyı tedirgin etmiştir. Bunun için FETÖ'nün devlet içindeki uzantıları harekete geçirilmiştir. Ve bu cinayetle FETÖ kendisini küresel bir terör örgütü kategorisine taşımıştır. Yani ABD ve Batı yeni bir cinayet şebekesini uluslar arası boyutta test etmiştir.
Bu suikast masa başında Türkiye'nin elini zayıflatmıştır. Ortadoğu ve Suriye politikamız yara alsa da Rusya ve Türkiye resmi makamlarınca yapılan açıklamalar tez zamanda bu yaranın iyileştirileceği anlamını taşıyor. Devlet ve hükümet yetkililerimizin aklıselim hareket etmesi gerekiyor. Gereksiz açıklamalardan ve tartışmalardan uzak durulmalı ve her şeye rağmen Rusya ve İran ile ilişkilerin Batının arzu etmediği noktaya taşınmalıdır. Bölgemizde ABD ve Batının etkinliği zayıflatılmalı, diğer bölge ülkeleriyle ilişkiler daha sağlam bir zemine taşınmalıdır. Terörle etkin bir şekilde mücadele etmek için bölgesel bir hareket mekanizmasına ihtiyaç vardır. NATO benzeri bir güç unsuru düşünülmeli ve bölge terör sarmalından kurtarılmalıdır. Yoksa FETÖ benzeri yapılar daha çok karşımıza çıkarılacaktır.
Anlayacağınız her şeye rağmen FETÖ hala içimizde yaşamaya devam ediyor ne yazık ki!
Kalın sağlıcakla.