BÜROKRASİ DEĞİŞMELİ
Elazığ ne çektiyse eski Türkiye özlemcisi bürokratlardan ve kafalardan çekti
Elazığ ne çektiyse eski Türkiye özlemcisi bürokratlardan ve kafalardan çekti.
Eski kafa, üretemez yenilik ortaya koyamaz, halkın mağdur olduğu sıkıntıları görür ama bunun giderilmesi noktasında çözüm ortaya koyamaz nitelikte jakoben bir kafa yapısına sahiptir. Onlara göre kurdigerar ve kanunlar insanlardan önce gelir. Kanunun dediği her zaman doğrudur. Kanununun yanlış dediği de sürekli yanlıştır.
Eski kafaların yeni yüzyıla dönük projeler ve ufuklar ortaya koyması asla ve asla mümkün olamaz. O bildiği tekerlemeyi okur. Ezberlediği kurdigerara ve teamül haline getirdiği manzumeler yön verir. Sıkıntıları görür görmesine ama bunu gidermenin anayasal bir suç olarak telakki eder.
Bu tip yöneticilerin masa takvimi bile iki yıl öncesine aittir. Kendini yenilemek şöyle dursun takvimlerini bile yenilemekten aciz insanlardır. İşin garibi yenilikten ve yenilenmekten korkarlar.Hele hele kendinden sonra gelen yetenekli ve genç memurların kendisini geçme ihtimalini düşünerek alabildiğince köreltmek isterler.
Bu tip yöneticilerin en bariz vasıflarından biri de bürokratik vesayeti kutsamaları ve ona sonsuz bağımlılık göstermeleri. Yanlış da olsa süre gelen bir uygulama onların gözünde anayasa maddesinden daha geçerli ve daha güçlüdür.
Halkın sorunları ve sıkıntıları umurlarında değildir. Onların memnun etmek zorunda oldukları tek makam vardır o da kendi üstleridir. Bu sebeple onların etrafında pervanedirler. Sık sık ziyarete gider, onlara abartılı iltifatlarda bulunur ve sıkça hediyeler götürürler. Bundan maksatları üst yöneticiyi uyutarak klasik yöntemlerle kurumu yönetmeye devam etmektir.
Bu tip yöneticiler her yerde bulunur ama önemli olan bunları keşfedip statükolarını bitirmektir. Bunun da yolu seçilmişlerden geçer. Bir şehrin kalkınmışlık ve gelişmişlik hesapları hiçbir zaman atanmazlardan sorulmaz.Hesabın sorulacağı tek makam seçilmişlerdir. Atanmışların tembelliği ve atarsızlığının faturası seçilmişlere kesilmektedir. Madem hesap siyasilerden sorulacaktır o zaman siyasilere de bunlara hesap sorma hakkı doğmaktadır.
Elbette milletvekilleri bir bürokratın sicil amiri olamaz.Ancak başarısız olan bürokratın o makamda tutulmasının hesabı siyasilerden sorulacaksa bunun önlemini almak da yine siyasilere düşer.
Elazığ genelinde bürokratların hantdigerık herkes tarafından dillendirilen bir konu. Bölge ve il müdürlerinin performansları ne yazık ki sıfır düzeyindedir. Bir kaç iyi örneğin dışında bürokrasi ne yazık ki dökülmektedir. Müdürler açılışlarda boy göstermek ve kameranın kadrajına girmek için yarışır hale gelmişse vay bu şehrin haline ve vay siyasilerimize.
Eski kafa, üretemez yenilik ortaya koyamaz, halkın mağdur olduğu sıkıntıları görür ama bunun giderilmesi noktasında çözüm ortaya koyamaz nitelikte jakoben bir kafa yapısına sahiptir. Onlara göre kurdigerar ve kanunlar insanlardan önce gelir. Kanunun dediği her zaman doğrudur. Kanununun yanlış dediği de sürekli yanlıştır.
Eski kafaların yeni yüzyıla dönük projeler ve ufuklar ortaya koyması asla ve asla mümkün olamaz. O bildiği tekerlemeyi okur. Ezberlediği kurdigerara ve teamül haline getirdiği manzumeler yön verir. Sıkıntıları görür görmesine ama bunu gidermenin anayasal bir suç olarak telakki eder.
Bu tip yöneticilerin masa takvimi bile iki yıl öncesine aittir. Kendini yenilemek şöyle dursun takvimlerini bile yenilemekten aciz insanlardır. İşin garibi yenilikten ve yenilenmekten korkarlar.Hele hele kendinden sonra gelen yetenekli ve genç memurların kendisini geçme ihtimalini düşünerek alabildiğince köreltmek isterler.
Bu tip yöneticilerin en bariz vasıflarından biri de bürokratik vesayeti kutsamaları ve ona sonsuz bağımlılık göstermeleri. Yanlış da olsa süre gelen bir uygulama onların gözünde anayasa maddesinden daha geçerli ve daha güçlüdür.
Halkın sorunları ve sıkıntıları umurlarında değildir. Onların memnun etmek zorunda oldukları tek makam vardır o da kendi üstleridir. Bu sebeple onların etrafında pervanedirler. Sık sık ziyarete gider, onlara abartılı iltifatlarda bulunur ve sıkça hediyeler götürürler. Bundan maksatları üst yöneticiyi uyutarak klasik yöntemlerle kurumu yönetmeye devam etmektir.
Bu tip yöneticiler her yerde bulunur ama önemli olan bunları keşfedip statükolarını bitirmektir. Bunun da yolu seçilmişlerden geçer. Bir şehrin kalkınmışlık ve gelişmişlik hesapları hiçbir zaman atanmazlardan sorulmaz.Hesabın sorulacağı tek makam seçilmişlerdir. Atanmışların tembelliği ve atarsızlığının faturası seçilmişlere kesilmektedir. Madem hesap siyasilerden sorulacaktır o zaman siyasilere de bunlara hesap sorma hakkı doğmaktadır.
Elbette milletvekilleri bir bürokratın sicil amiri olamaz.Ancak başarısız olan bürokratın o makamda tutulmasının hesabı siyasilerden sorulacaksa bunun önlemini almak da yine siyasilere düşer.
Elazığ genelinde bürokratların hantdigerık herkes tarafından dillendirilen bir konu. Bölge ve il müdürlerinin performansları ne yazık ki sıfır düzeyindedir. Bir kaç iyi örneğin dışında bürokrasi ne yazık ki dökülmektedir. Müdürler açılışlarda boy göstermek ve kameranın kadrajına girmek için yarışır hale gelmişse vay bu şehrin haline ve vay siyasilerimize.