BU SEKTÖR MİDEMİ BULANDIRIYOR!...
Her şeyin kirlenip yozlaştığı gibi maalesef medya ve gazetecilik sektörü de bu gidişattan payını fazlasıyla alıyor
Her şeyin kirlenip yozlaştığı gibi maalesef medya ve gazetecilik sektörü de bu gidişattan payını fazlasıyla alıyor.
Önceden basın ve medya camiasında çalışan, eli kalem tutan, ekran önüne çıkan insanlarda aranan en büyük meziyet tarafsız, ve realist olmasıydı.
Bir gelişme karşısında yer alacağı safın hakikatten, haklıdan taraf olmasına önem verilirdi.
Şimdi bakıyorum da geldiğimiz noktaya durum tam tersi.
Sektörümüzde tarafsızlık karinesi yerini yalakalığa, şirinlik yapmaya, güç sahiplerini, siyasileri parlatmaya bırakmış.
Gazeteciliğin öznesi bu mu diye sorarlar adama!
Lakin bu kimin umurunda! Herkesin önceliği kayığını yüzdürmek.
Şehrimizde eli kalem tutan ki o bile şüpheli!! '' Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler '' misali, memlekette yazan çizen pek fazla insan olmadığı için bazı kimseler kendini bu mesleğin alimi, uleması görmeye, kendilerini nimetten saymaya başlamış.
O bir tarafa, hadi yazıyorsunuz da yazmaktaki amacınız ne? Bu şehre bir şeyler vermek, sorunları gündeme taşımak, insanlara bir şeyleri anlatmak, hakikati göstermek mi?
Yoksa gasp ettiğiniz, fahişeye çevirdiğiniz köşelerinizden kişisel menfaatler sağlamak, bu imkanları kullanarak, kamuda haksız, temelsiz makam mevkiler edinip 2-3 üniversite bitirmiş insanların hakkını gasp etmek, olayların önüne arkasına bakmadan, sorgusuz sualsiz tayin ve terfilerinizi yapanlara koltuk değneği olmaya çalışmak, diyet borçlarınızı ödemek mi?
Ertesi gün hangi siyasetçi, bürokrattan bir şey talep edecekler ise akşamdan cila, köpürtme yazıları yazan parazitler mantar gibi türemeye başladı.
Gazetecilik, yazarlık, MEDYA mesleği makama giden yolda araç yapılmaya, bu mesleğin şerefi ayaklar altına alınmaya başlanmış utanılacak, haya edilecek bir noktaya varmıştır.
Bu insanlara ne camia içinden ne de dışından kimse ses etmiyor.
Buradan elde ettikleri rahatlıkla 3-5 de şakşakçı tayfası bulan bu megalomanlar ortamı sahipsiz görerek rezilliği tamamen ellerine almaya başladılar.
Gazeteler ve köşeleri insanların makam, mevki, rant, torpil sağlayacakları, ona buna cila çekecekleri alanlar değildir.
Bir gün şu keskin kalemlerini memleket sorunları içinde kullansınlar görelim memleket sevdalarını.
Niye sistemle kötü olsunlar ki, o bizim gibi salakların işi..
Şehrin sorunları ile alakalı bir tek satır yazı yazmayacaksınız, kimsenin nasırına basmayacaksınız, gelene ağam gidene paşam diyeceksiniz!!
DYP döneminde DYP li, MHP döneminde MHP li, AKP döneminde AKP li olup rüzgar gülü gibi dönüp fırıldak olacaksınız, ilkeleriniz, omurganız olmayacak, kaleminizi her kese kiraya vereceksiniz sonrada ben gazeteciyim diyeceksiniz.
OLMAZ!! DEDİRTMEZLER, YEDİRTMEZLER, HERKES AYNI MEŞREPTEN DEĞİL.
Ucuz İnsanların gelişi güzel bu sektörü kullanmaya hakkı yoktur. Artık yazılar ve sergilenen tavırlar kusma etkisi yaratacak noktalara vardı. Körlerle sağırların birbirini ağırladığı bir düzen oluşmaya başladı.
Bunlara bir dur demenin zamanı geldi ve geçiyor..
Birde bunlara ek olarak; bu yaşananlar karşısında gördüğünü, duyduğunu yazamayıp yutan, suya sabuna dokunmaktan imtina eden, arka planda da ' vay efendim hele şunlara bak, vay efendim hele şunları görüyormusun, h h memleketi ne hale getirdiler vh vh camia ne hal aldı' diyerek etek döven, esgötek kadınlar gibi feryat figan eden riyakrlık yapan!!
Yüzlerine gelince sırtlarını sıvazlayıp, elli kat olan, kendini gazeteci ve tv ci olarak tanımlayan zayıf, silik mizaçlı insanlar var ki onlar tam rezilliğin daniskası noktasındalar. Tek kelime ile tiksiniyorum!!
Bu tavırlar ve şark kurnazlıkları, benim görüş menzilim de devam ettikçe bende bu insanlarla uğraşmaya devam edeceğim.
İlk önce bu sektörün kendini silkelemesi çürük elmaları temizlemesi lazım...
Kimselerin bu sektörü kirletmeye, eğriyi doğru, doğruyu eğri imiş gibi göstermeye, güç neredeyse bende postumu oraya sererim demeye hakkı yoktur.
Herkes önce adamlığı öğrensin sonrası eksik yarım olsa da olur.
Mesleğini şerefi ve onuru İle yapan, bu mesleği çıkarı ve rantı için kullanmayan tüm emekçi meslektaşlarımı selamlıyor saygılarımı iletiyorum....
Önceden basın ve medya camiasında çalışan, eli kalem tutan, ekran önüne çıkan insanlarda aranan en büyük meziyet tarafsız, ve realist olmasıydı.
Bir gelişme karşısında yer alacağı safın hakikatten, haklıdan taraf olmasına önem verilirdi.
Şimdi bakıyorum da geldiğimiz noktaya durum tam tersi.
Sektörümüzde tarafsızlık karinesi yerini yalakalığa, şirinlik yapmaya, güç sahiplerini, siyasileri parlatmaya bırakmış.
Gazeteciliğin öznesi bu mu diye sorarlar adama!
Lakin bu kimin umurunda! Herkesin önceliği kayığını yüzdürmek.
Şehrimizde eli kalem tutan ki o bile şüpheli!! '' Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler '' misali, memlekette yazan çizen pek fazla insan olmadığı için bazı kimseler kendini bu mesleğin alimi, uleması görmeye, kendilerini nimetten saymaya başlamış.
O bir tarafa, hadi yazıyorsunuz da yazmaktaki amacınız ne? Bu şehre bir şeyler vermek, sorunları gündeme taşımak, insanlara bir şeyleri anlatmak, hakikati göstermek mi?
Yoksa gasp ettiğiniz, fahişeye çevirdiğiniz köşelerinizden kişisel menfaatler sağlamak, bu imkanları kullanarak, kamuda haksız, temelsiz makam mevkiler edinip 2-3 üniversite bitirmiş insanların hakkını gasp etmek, olayların önüne arkasına bakmadan, sorgusuz sualsiz tayin ve terfilerinizi yapanlara koltuk değneği olmaya çalışmak, diyet borçlarınızı ödemek mi?
Ertesi gün hangi siyasetçi, bürokrattan bir şey talep edecekler ise akşamdan cila, köpürtme yazıları yazan parazitler mantar gibi türemeye başladı.
Gazetecilik, yazarlık, MEDYA mesleği makama giden yolda araç yapılmaya, bu mesleğin şerefi ayaklar altına alınmaya başlanmış utanılacak, haya edilecek bir noktaya varmıştır.
Bu insanlara ne camia içinden ne de dışından kimse ses etmiyor.
Buradan elde ettikleri rahatlıkla 3-5 de şakşakçı tayfası bulan bu megalomanlar ortamı sahipsiz görerek rezilliği tamamen ellerine almaya başladılar.
Gazeteler ve köşeleri insanların makam, mevki, rant, torpil sağlayacakları, ona buna cila çekecekleri alanlar değildir.
Bir gün şu keskin kalemlerini memleket sorunları içinde kullansınlar görelim memleket sevdalarını.
Niye sistemle kötü olsunlar ki, o bizim gibi salakların işi..
Şehrin sorunları ile alakalı bir tek satır yazı yazmayacaksınız, kimsenin nasırına basmayacaksınız, gelene ağam gidene paşam diyeceksiniz!!
DYP döneminde DYP li, MHP döneminde MHP li, AKP döneminde AKP li olup rüzgar gülü gibi dönüp fırıldak olacaksınız, ilkeleriniz, omurganız olmayacak, kaleminizi her kese kiraya vereceksiniz sonrada ben gazeteciyim diyeceksiniz.
OLMAZ!! DEDİRTMEZLER, YEDİRTMEZLER, HERKES AYNI MEŞREPTEN DEĞİL.
Ucuz İnsanların gelişi güzel bu sektörü kullanmaya hakkı yoktur. Artık yazılar ve sergilenen tavırlar kusma etkisi yaratacak noktalara vardı. Körlerle sağırların birbirini ağırladığı bir düzen oluşmaya başladı.
Bunlara bir dur demenin zamanı geldi ve geçiyor..
Birde bunlara ek olarak; bu yaşananlar karşısında gördüğünü, duyduğunu yazamayıp yutan, suya sabuna dokunmaktan imtina eden, arka planda da ' vay efendim hele şunlara bak, vay efendim hele şunları görüyormusun, h h memleketi ne hale getirdiler vh vh camia ne hal aldı' diyerek etek döven, esgötek kadınlar gibi feryat figan eden riyakrlık yapan!!
Yüzlerine gelince sırtlarını sıvazlayıp, elli kat olan, kendini gazeteci ve tv ci olarak tanımlayan zayıf, silik mizaçlı insanlar var ki onlar tam rezilliğin daniskası noktasındalar. Tek kelime ile tiksiniyorum!!
Bu tavırlar ve şark kurnazlıkları, benim görüş menzilim de devam ettikçe bende bu insanlarla uğraşmaya devam edeceğim.
İlk önce bu sektörün kendini silkelemesi çürük elmaları temizlemesi lazım...
Kimselerin bu sektörü kirletmeye, eğriyi doğru, doğruyu eğri imiş gibi göstermeye, güç neredeyse bende postumu oraya sererim demeye hakkı yoktur.
Herkes önce adamlığı öğrensin sonrası eksik yarım olsa da olur.
Mesleğini şerefi ve onuru İle yapan, bu mesleği çıkarı ve rantı için kullanmayan tüm emekçi meslektaşlarımı selamlıyor saygılarımı iletiyorum....