Bu Ne Hırs?
Şehir gündemine düşen bir ilginç haber. Denizli'de yaşayan ve daha önceden benzer suç kayıtları olan uyanık, dolandırıcı ve üç kafadar, yine habere göre mimar oldukları ifade edilen kişiyi dolandırmışlar.
İsimleri açıklanmadığı için ve bizlerin bu şahısların mimar olduklarına dair şüphemiz olan üç şahıs, ellerinde 1 milyon TL değerinde Avustralya Doları olduğunu söyleyip, acil ihtiyaçları olduğunu iddia ettikleri 200 bin TL nakit parayı temin etmeleri halinde, dövizin tamamını kendilerine vermeye hazır olduklarını söyleyen kişilerin tuzağına düşmüşler.
Bu kadar bariz bir açık verilmesine rağmen, helal-haram demeden, hak etmedikleri bir parayı kısa yoldan kazanma hırs ve doyumsuzluğunda olan ve böylesine kendini açık eden bir dolandırıcılık hikâyesine inanıp tuzağına düşen ve 200 bin TL vererek kolay yoldan 800 bin TL kazanmayı hayal eden kim olursa olsun mesleği ne olursa olsun haksız ve haram bir kazancı mubah görmektir ve son yılların tefessüh etmiş bir ahlaki yaklaşımdır.
İyi ki emniyet, yüzlerce kamera görüntüsünü izleyerek failleri buldu.
Bu olayın kahramanları her ne kadar mimarlar olsa da herhangi biri de olabilir. Konu dolandırıcılık değil. Zira bu meslek tarihin her döneminde var ve bundan sonra da olacaktır. Galata Köprüsünü bile satan Sülün Osman'ı yetiştiren bu millet, dolandırıcısız kalmaz.
Eğitimli, kültürlü, uyanık olması gereken insanların bu tuzağa düşmesi önemli değil. Asıl üzerinde konuşulması gereken konu ve hak edilmeyen bir paraya kısa sürede ulaşma hırsı, gayreti ve garimeşru kazancın uyanıklık olarak görülmesi.
Son yıllarda türedi zenginleri gören herkes, bizler de kısa sürede nasıl zengin oluruz gibi bir makyavelist bir düşünceye esir oluyorlar.
Oysa mutluluk ne lüks arabada ne de evde. Böylesi haram paranın vereceği mutluluk ne ola ki. Bugün mimarlar, yarın belki bir başka meslekten isimler… Değişmeyen tek şey azla yetinmeyip çoğa tamah etmek. Ama bu duygu ve arzu her zaman iyi sonuç vermiyor ve kağıdı para diye yutturabiliyorlar adama. Ey insanlar, insan olun…