BU KADARI YETER!

Gülşah ALTAŞ / Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana mültecilere yönelik 'açık kapı' politikası uygulayan Türkiye, dünyada en

TAKİP ET
Gülşah ALTAŞ / Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana mültecilere yönelik 'açık kapı' politikası uygulayan Türkiye, dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumunda. Türkiye'de bulunan 3 milyona yakın Suriyeliye vatandaşlık verilmesinin gündeme gelmesi ise özellikle sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, isteyen Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verileceğini açıklamasıyla, sosyal medyada #ÜlkemdeSuriyeliİstemiyorum etiketi dünya genelinde en çok konuşulan başlıklar arasına girdi. Muhalefet kanadı, Türkiye'nin yürüttüğü Suriye politikasının en başından beri yanlış olduğunu iddia ederken, 3 milyona yakın insana bir anda vatandaşlık verilmesinin kabul edilemeyecek bir şey olduğunu kaydediyor.

Türkiye'de yapılan çeşitli anket sonuçlarına göre halkın yüzde 90'ı Suriyelilerin vatandaşlığa alınmasına karşı çıkıyor. Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı verilmesiyle ilgili düşüncelerini sorduğumuz Elazığlı vatandaşlar ise, kalifiye eleman statüsündeki Suriyelilerin zaten Avrupa'ya gittiğini, Türkiye'de kalanların ise vasıfsız olduğunu, bunların da yerli halkla çatışmaktan başka bir şey yapmadığını kaydetti. Suriyelilerin Türk vatandaşlığına alınmasının ülkeye ekonomik kazanç sağlamaktan ziyade yük olacağını savunan vatandaşlar, Türkiye'nin acırken acınacak duruma düşmesinden korktuklarını söyledi. Bu kararın siyasi bir oyun olduğunu düşünen vatandaşlar, 'Bu insanların oy potansiyeli kullanılmaya çalışılıyor. İnancımız gereği misafir ediyoruz tamam ama bu boyutta kalmalı. Daha ileriye gidilmesi ciddi sorunlara yol açacaktır' dedi.

OLAYA FARKLI AÇILARDAN BAKILMALI

Elazığlı vatandaşlar, Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilmesi kararının birçok açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke konumunda olduğunu ve ayağını yorganına göre uzatması gerektiğini ifade etti. Türk insanının örf ve adetleri ile inancı gereği zor durumda olan Suriyelilere yardım yapıldığını ve misafir edildiğini ancak bunun daha ileriye taşınmaması gerektiğini vurgulayan vatandaşlar şöyle konuştu: 'Bu olaya tek bir boyuttan bakamayız. Farklı açılardan bakılması gerekir. Bir kere bu işin ekonomik boyutu var. Kendi vatandaşımıza bile istihdam sağlayamazken, üniversite mezunlarımız işsizken, bu kadar öğretmen atama beklerken kalifiye bile olsa bu kadar Suriyeli nerede istihdam edilecek. Ülkemizde madem bu kadar iş alanı var o zaman bu kadar gencimiz neden işsiz geziyor? Sosyolojik açıdan ise, Suriyelilerle uyum sağlanamamışken, Türk vatandaşlarının çoğu henüz bu durumu kabullenememişken, Suriyelileri misafir olarak bile göremiyorken vatandaşlık hakkı nasıl verilir? Kendi Türk öğretmenlerimiz, doktorlarımız varken kim çocuğunu Suriyeli bir öğretmenin eğitmesini ister ya da kim Suriyeli bir doktora muayene olur? Bir de TOKİ evlerinin Suriyelilere verileceği söyleniyor. Bizim kendi bu kadar evsizimiz varken, emekli vatandaş yıllardır alın teri olan ikramiyesiyle dahi bir ev sahibi olamıyorken bu insanlara bedava ev vermek ne demek? Biz henüz gelişmekte olan bir ülke konumundayken ayağımızı yorganımıza göre uzatalım.'

BU HAYAT ONLARIN TERCİHİ DEĞİL

Sayıları az da olsa bazı vatandaşlar ise bu karara çok fazla tepki gösterilmemesi gerektiğini, zor durumda olan Suriyelilere her türlü destek ve yardımın yapılması gerektiğini söyledi. Türk milletinin geçmişten bu yana birçok millete kucak açtığını ifade eden kimi vatandaşlar Suriyeli çocukların boyunlarının bükülmemesi gerektiğini belirterek, 'Bu hayat onların tercihi değildi' dedi.

Bakmadan Geçme