BU KADAR DA OLMAZ HERHALDE
Gündeme Günışığı Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Nafiz Koca'nın getirdiği taptaze bir iddia var. Deniliyor ki, deprem dolayısıyla ilimizde kaldıkları ve konakladıkları iki Ak Parti milletvekilinin otel ve diğer tüm giderleri, deprem konutlarının ihalesini alan firma tarafından karşılanıyor.
Tabi bunlar şimdilik bir iddiadan ibaret. Ve her biri muhatapları tarafından açıklama ve belgelerle izaha muhtaç… Acılarımızı sarmaya çalıştığımız bu günlerde bu tür iddiaların şehirde konuşulması bile insanı üzüyor. Ancak ateş olmayan yerden de duman tütmemesi gibi bir kanaat var halk arasında.
Biz olaya farklı bir gözler bakalım istiyoruz. Bir milletvekili, belki birden fazla bu ilden milletvekili seçilen bir milletvekilinin bu şehirde ikamet edeceği, her geldiğinde gidip kalabileceği kendine ya da kiracı olarak neden bir evi olmaz?
Neden eskiden var olan evlerini elden çıkarırlar ya da yeni de olsa mütevazı bir evlerinin de bu şehirde olmasını istemezler de otellerde kalırlar. Biz bunu gerçekten anlayamadık ve küçük düşünen beynimize anlatamadık.
Kendilerine misafir gelmesinden mi korkarlar ya da komşuları ola ki kendilerinden bir talepte mi bulunurlar ya da hemşerileriyle aynı binada ikamet ediyor olmak onlara zor mu gelir? inanın çok kestiremedik ve davranışı anlamlandıramadık.
Gelelim otel ve diğer masrafların TOKİ'den ihale alan müteahhitlere ödettirilmesi meselesine. Böyle bir ihtimal var mıdır? Elbette vardır ve çok yabancısı olmadığımız bir milletvekili yöntemidir. Müteahhitlere he zaman kamu yararına olan işler yaptırılmaz. Bazen de özelle taalluk eden talepler olabilir.
'Nasıl olsa bu son dönemim' der ve maddi ve manevi sonucunu düşünmezseniz bunu yapma potansiyeliniz ve kapasiteniz her zaman olur.
Bizler Hakimiyet Gazetesi olarak daha ilk günden depremi fırsata çevirmek lazım derken valla bu mesele aklımızın ucundan bile geçmemişti. Biz bu fırsatı şehrimiz ve şehrimizin geleceği için dile getirmiştik. Demek ki birileri bizi anlamış ama yanlış anlamış.
Ama umarız ki bu iddialar bir iddia olmaktan öteye gitmez. Tersi durumu düşünmek bile istemiyoruz. Zaten bu şehirde kalmanızdan bir hayır görmedi bu insanlar. Gelen bakanların yanında elleriniz cebinizde her gün bir kaban ya da manto görüntüsüyle yıkılan binalara bakmaktan bizar oldunuz. Çadır ziyaretleri ile görevinizi yaptığınızı zannettiniz. Afet Koordinasyon merkezi toplantılarında yapılan sunumları izlemek ve dinlemekten öte nasıl bir katkısınız oldu bu şehre herkes merak ediyor doğrusu. Bizce keşke siz Ankara'da kendi evinizde kalsaydınız da bakanlıklardan farklı ödenek ve fon kaynaklarını bu şehre akıtsaydınız.
Ne kendiniz ne de partiniz bu tür ithamlarla anılmaz ve halkın nazarında temiz kalırdınız? Ama biz yine de iyi niyetle bakıyor olaylara ve 'yok, yok bu kadar da olmaz' diyoruz.
Tabi bunlar şimdilik bir iddiadan ibaret. Ve her biri muhatapları tarafından açıklama ve belgelerle izaha muhtaç… Acılarımızı sarmaya çalıştığımız bu günlerde bu tür iddiaların şehirde konuşulması bile insanı üzüyor. Ancak ateş olmayan yerden de duman tütmemesi gibi bir kanaat var halk arasında.
Biz olaya farklı bir gözler bakalım istiyoruz. Bir milletvekili, belki birden fazla bu ilden milletvekili seçilen bir milletvekilinin bu şehirde ikamet edeceği, her geldiğinde gidip kalabileceği kendine ya da kiracı olarak neden bir evi olmaz?
Neden eskiden var olan evlerini elden çıkarırlar ya da yeni de olsa mütevazı bir evlerinin de bu şehirde olmasını istemezler de otellerde kalırlar. Biz bunu gerçekten anlayamadık ve küçük düşünen beynimize anlatamadık.
Kendilerine misafir gelmesinden mi korkarlar ya da komşuları ola ki kendilerinden bir talepte mi bulunurlar ya da hemşerileriyle aynı binada ikamet ediyor olmak onlara zor mu gelir? inanın çok kestiremedik ve davranışı anlamlandıramadık.
Gelelim otel ve diğer masrafların TOKİ'den ihale alan müteahhitlere ödettirilmesi meselesine. Böyle bir ihtimal var mıdır? Elbette vardır ve çok yabancısı olmadığımız bir milletvekili yöntemidir. Müteahhitlere he zaman kamu yararına olan işler yaptırılmaz. Bazen de özelle taalluk eden talepler olabilir.
'Nasıl olsa bu son dönemim' der ve maddi ve manevi sonucunu düşünmezseniz bunu yapma potansiyeliniz ve kapasiteniz her zaman olur.
Bizler Hakimiyet Gazetesi olarak daha ilk günden depremi fırsata çevirmek lazım derken valla bu mesele aklımızın ucundan bile geçmemişti. Biz bu fırsatı şehrimiz ve şehrimizin geleceği için dile getirmiştik. Demek ki birileri bizi anlamış ama yanlış anlamış.
Ama umarız ki bu iddialar bir iddia olmaktan öteye gitmez. Tersi durumu düşünmek bile istemiyoruz. Zaten bu şehirde kalmanızdan bir hayır görmedi bu insanlar. Gelen bakanların yanında elleriniz cebinizde her gün bir kaban ya da manto görüntüsüyle yıkılan binalara bakmaktan bizar oldunuz. Çadır ziyaretleri ile görevinizi yaptığınızı zannettiniz. Afet Koordinasyon merkezi toplantılarında yapılan sunumları izlemek ve dinlemekten öte nasıl bir katkısınız oldu bu şehre herkes merak ediyor doğrusu. Bizce keşke siz Ankara'da kendi evinizde kalsaydınız da bakanlıklardan farklı ödenek ve fon kaynaklarını bu şehre akıtsaydınız.
Ne kendiniz ne de partiniz bu tür ithamlarla anılmaz ve halkın nazarında temiz kalırdınız? Ama biz yine de iyi niyetle bakıyor olaylara ve 'yok, yok bu kadar da olmaz' diyoruz.