Bu Da Fırsatçılık!
Döviz fiyatlarının artmasıyla birlikte tüm ürünlere ciddi oranda zamlar geldiği, bir gün önce aldığımız bir ürünü ertesi gün yüzde 30 zamlanmış etiketiyle karşılaştığımız günleri hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz.
Dolar, 18'lerden 10 TL seviyesine gelip yüzde 40 oranında düşse de raflardaki fiyatlar düşmediği gibi artmaya devam ediyor.
Bu kargaşa ve kaos, biz vatandaşlar için sıkıntılı bir süreç haline dönerken, bazı kişi ya da kurumların, başka kurumlarla arasındaki rekabetin sonucu iftira kampanyalarına dönüşebiliyor.
Stokçuluk yapan esnaflara yönelik denetimler her zaman yapıldı, şimdi de yapılıyor ve yapılmalı. Ancak iş hacmi, müşteri sayısı ve mevcut mağazalarının sayı ve büyüklük durumuna göre bazı firmaların öteden beri stoklu çalıştıkları biliniyor. Hatta bu yerli marketler zincirindeki ucuzluğun sebebinin, sahiplerinin ticari felsefesi gereği, ürünleri peşin fiyatına ve toplu aldığı için yüklü miktarda ürün aldığı için müşteriye de uygun fiyattan ulaştırması olduğunu tüm şehir halkı biliyor ve görüyor.
Aldığı ürünleri doğal olarak deposunda muhafaza eden ve günlük olarak şubelerine transfer eden ve Elazığlıların rağbet etiği bir zincir firma hakkında ortaya atılan stokçuluk iddiasına, bu firmayı, sahiplerinin ticaret, hizmet anlayışını ve işleyiş şeklini bilen herkes güldü geçti.
Kaldı ki bu firmaya yönelik ne bir idari yaptırım cezası ceza ne de soruşturma vardı.
Rekabet edemedikleri firmalara atılan bu tür iftiralar, yerli sermayeye ve bu sermayenin kuruluşlarında çalışan yüzlerce Elazığlıya haksızlıktır, hakarettir ve iftiradır.
Bizler, Elazığ firmasına sahip çıkmaz ve hatta asılsız iddia ve iftiralara ticari itibarsızlığa mahkûm edersek inanın ki kaybeden biz oluruz.
Bu tür zor zamanlarda dedikodu yaparak asılsız iddiaları gündeme getirmek de bir fırsatçılıktır ve asla kabul edilecek bir şey değildir.