Bu da Bizim Mahalle…
Şehrimizin birçok alanda hak ettiği yere gelmesi adına hemen herkes bir şeyler söylüyor, projeler üretiyor ve ahkâm kesiyor.
Bunların başında da bizim medya mahallesi başı çekiyor. Çeksin de!..
İlimizin değerlerini yeterince sahiplenmediğimiz, bu alanlara gerekli yatırım yapmadığımız ve her şeyden önce de iyi bir tanıtım yapamadığımızdan dem vuran yetkilileri göreve çağırıyoruz mütemadiyen...
Bunu yapmak elbette güzel ve de doğru. Sonuçta şehirdeki eksiklikleri ve aksaklıkları en iyi gören ve tespit eden basın mensuplarıdır.
Ancak tüm bunlar yapılsa ve şehrimiz adına güzel işler ortaya konsa da bir haber tüm yapılanları yerle bir edebiliyor, hatta kaş yapayım derken göz çıkaran ters bir olgu oluşturabiliyor.
Bunun son örneği de Japon turist haberiydi.
Yapılan haberde, yaklaşık 12 sene önce bisikletine binen 45 yaşındaki Japon vatandaşı Shogan Kameda, dünya turuna çıkıyor. Farklı ülkeleri gezdikten sonra Türkiye topraklarına gelen Kameda, Elazığ'ın Sivrice ilçesinde kamp yapmaya başladı. Dişlerini fırçalarken, bir kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğrayan Kameda, Fethi Sekin Şehir Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındığı ifade ediliyordu.
Aynı olay iki yurdum insanı arasında olsaydı belki de haber bile yapılmayacak veyahutta böyle bir vaveyla koparılmayacaktı.
Zira hemen her gün bu tür şiddet olaylarının alasını hem ulusal haber kanallarında, hem de gündüz kuşağı programlarında masal dinler gibi dinleyip geçiyoruz, maalesef ki!...
Ama bir taraf Japon olunca haber değeri kazanmış olacak ki anında ulusal kanallara bile düşmüş.
Bunu fark eden duyarlı basın mensupları, durumu şehrin algısını düzeltmek için nasıl düzeltiriz diye bu kez sarılmışlar Japon turistin Elazığlılar güzellemesine. Hele bir de “Palu'lular 10 numara” beyanı var ki değmeyin Palulu kardeşlerimizin keyfine…
Ne yapıyoruz Allah aşkına. Şiddet basit bir mesele değil elbette. Ancak bu olayın bu şekilde abartılarak, köpürtülerek medyaya servis edilmesi Elazığ imajını ve Elazığlı algısını yerle bir etmeye sanıyoruz ki yeterli gelmiştir.
Hele de sonrasında durumu fark edip güya durumu kurtarmak adına tekrar tekrar haber yapmanın ve Japon'un ağzından Elazığlıya dizilen övgüleri servis edip paylaşmakla bu kez de vicdanlar sağaltılmaya çalışılıyor. Sağaldı mı bari?!.
Bu olayı küçümsediğimiz ya da hoş gördüğümüz yok! Bu caniliği yapan her kimse bulunsun ve gereken ceza misli misli verilsin. Ve de basit bir bıçak yaralaması gözüyle de değerlendirmesin adli makamlarca. Zira gerçekleştirilen eylemin tüm şehri ve insanları, dünya karşısında olumsuz algılar oluşturduğu gerekçesi dikkate alınıp hakkettiği ceza verilsin.
Ancak bu olay, medyada böylesine yer alıp şehrin tümünü zan ve töhmet altında bırakacak derecede yansıtılmamalıydı ve twitterde TT olup birinci sıraya çıkmamalıydık.
Belki sizler çok okunan bir haber yaptınız, sonrasında da Japon turistin Elazığ ve Elazığlı konusunda güzel cümlelerini verdiniz ama olan oldu ve ilmek ilmek örülmeye çalışılan Elazığ imajı bu haberlerle yerle yeksan oldu.
Sadece kamu görevlileri ve yöneticiler değil, biz basın mensuplarının da şehrimize karşı sorumlulukları var. Yaptığımız haberin ne getirip ne götüreceğini de hesap etmeli ve buna göre davranmalıyız. Kaldı ki batının bütün ülkelerinde şiddet haberlerinin her türlüsünü yayınlamak kanunlar çerçevesiyle yasaklanmış ya da belli ölçüler ve kıstaslar doğrultusunda servis edilmekteyken…
Bu anlamda ülkemizin de evvela gündüz kuşağında yer alan şiddet olaylarının her türlüsünü tüm detaylarıyla ekranlara taşıyan programları yayından kaldırması şarttır.
Ve de haberlere dahi konu edilmemesi için gerekli kanunların hayata geçirilmesi ehemmiyetle aciliyet arz etmektedir. Bizden söylemesi!..