Biz gurur duyarız
Başarıların takdir ve taltif edilmesi, iyi niyetli ve hayata iyimser bakan herkesin doğal, normal ve insani halidir.
Belirli sektörlerde ve alanlarda hasetliğe varmayan rekabet de güzeldir ve hatta iyi bir motivasyon aracıdır.
Haset etmeden ama onun gibi olmaya heveslenen bir rekabet birçok başarıyı getirir. Elazığlılar olarak içimizden çıkan bir hemşerimizin kendi alanında önemli başarılar yakalayıp zirvedekilerle yarışması elbette şehir halkı olarak bizleri memnun ve mutlu eder.
Hele de bu kişi kazandığını şehriyle ve şehir insanıyla paylaşıyorsa… Başta okul, yurt, cami, Kur'an kursu yapımı, garip gurabaya yardım, öğrencilere burs ve kendisinden talep edilen her türlü yardım taleplerine yetişiyorsa, o hemşerimizle daha çok iftihar etmek gerekmez mi?
İlimizin yetiştirdiği bir iş insanının hakkıyla ve oldukça zorlu rekabet ve yarışlardan sonra elde etiği ihaleleri sırf siyasi duruşu dolayısıyla gölgelemeye çalışmak ve buradan sözde bir şaibe hikâyesi yaratmak, çok doğru olmadığı gibi zorlama ve okuyanlarında hemen özel husumet kokusu alacağı yanlı ve kasıtlı bir iş olur.
Elbette her insanın işi ve mesleği kadar herhangi bir siyasi görüşü de vardır ve bu çok doğaldır. Ve bazılarında bunu çok belli etmese de bazı iş insanları tarafını ya aday adayı olarak ya da açıktan desteğini bildirerek bunu izhar edebilir ve kamuoyuyla da paylaşabilirler.
Bir insanın, iş insanı olması onun siyasi görüşünün ve tarafının olmamasını gerektirmez. Kaldı ki oy kullanmak bir vatandaşlık görevidir. Geçmişten bugüne iktidar patisinden zaman zaman aday adayı olmuş ya da bu konuda destek ortaya koymuş isimlerin kamudan aldıkları ihaleler bazı cenahlarda hep hem şaibeli bulundu ve öyle gösterilmek istendi. Oysa bu firmalar girdikleri ihalelerin yüzde 98'ini kaybedip ancak yüzde ikisini ancak kazanmaktalar.
Keşke bugünlerde 19 firmanın girdiği bir ihaleyi yüzde 31 gibi oldukça yüksek bir kırımla alan firmanın son bir yılda girip de kazanamadığı ihalelerin de listesi bir yayınlansa. Şahsen o listeyi görenlerin “Bu mu yandaşlık?” diyeceğine eminiz.
Son sözümüz şu ki bizlerin birilerine olan kin ve nefreti, bizleri adaletten ve doğruluktan ayırmasın. Sevmediğimiz ve istemediğimiz birilerini, sırf sözde kamuoyunda zora sokma adına attığımız adımlar, bizzat muhatapları tarafından ve belgeleriyle bir saat içinde çürütülüyorsa ve bu hep tekrar ediyorsa, bu durum bunu yapanlar için de iyi bir şey değil.
Hakimiyet olarak; kimsenin tarafı olmadan ve kimseyle görüşme ihtiyacı bile duymadan, bizler yasal yollarla ve rekabet edilerek yarışılmış bir ihaleyi hemşerimiz olan bir firmanın almasından değil gocunmak ancak gurur duyarız. Ve hatta daha çok ihale almasını isteriz. Çünkü biliriz ki bizim firmalarımızın iş alması demek, yüzlerce mühendis, teknik eleman, iş makinası ve binlerce hemşerimize iş ve aş kapısı demek. Kaldı ki bir insanın şehrine vefası da en büyük hizmeti de böyle olur.
Bunun için bizler hem Veysel Demirci hem Prof.Dr. Yasemin Açık hem de Elazığlı tüm iş insanı ve firmalarımızla gurur duyuyoruz.