Biz de Anlatamadık!
Açık sözlülüğü, doğallığı ve öz eleştiri yapmasıyla tanıdığımız Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, bu özelliğini bir kez daha gösterdi.
STK Platformu‘nun düzenlediği toplantıya katılan AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Ak Parti'nin iktidara geldikten sonra Türkiye ve Elazığ'a birçok hizmet yaptığını ancak bunları tanıtmada çok yetersiz kaldıklarını ifade etti.
Demirbağ; “AK Parti Elazığ'a ve Türkiye'ye neler yapmadı ki. Ama bizler bunu yeterince anlatamadık bunu kabul ediyoruz.” diyerek kendi eksikliklerini de kabul etti.
Demirbağ'ın bu tespiti ve öz eleştiriyi Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım da devamlı yapıyor. Hemen her fırsatta “algı olgunun önüne geçti” diyor.
Her iki isim de siyaseti halka dayalı, yeri geldiğinde öz eleştiri de yapabilecek kadar ilkeli yürüten ve halkın görüşlerine kulak kesilen ve dikkate alan isimler.
Ancak anlaşılmayan bir tavır şudur ki bu gerçekler açık yüreklilikle ifade edilmesine, teşhis doğru konmasına rağmen bir türlü tedavi safhasına geçilememesi.
Siyasilerimizin birçok önemli-önemsiz konu ve gündemi oldu ama böylesine ciddi ve herkesin de açıkça gördüğü bir sorunun çözümü için ne bir adım atıldı ne de bir toplantı yapıldı.
Herkes kendisini doğru yolda ve doğru yerde görüp karşıdakini suçladı. “Bu sarmalı nasıl çözeriz” gibi bir endişe ve gayret görülmedi.
Madem hem milletvekili hem de il başkanı tanıtım konusundan şikâyetçi. Madem bir erdemlilik gösteriliyor ve bu hata kabul ediliyor o zaman neden harekete geçilmiyor anlaşılır gibi değil.
Neden, “En çok nereden eleştiri alıyoruz, nereden en çok vuruluyoruz?” gibi bir anket çalışması yapılmıyor.
Ve neden bunların çözümü için kafa yorulmuyor.
Sosyal medyada yapılan eleştirilerin çoğunun siyasi muhaliflikten kaynaklandığını bizler de görüyoruz. Ancak bu eleştiri yapanlara doğruları ifade edecek ve gerekirse ziyaret edecek ekipler oluşturulamaz mı?
Basın mensuplarıyla hizmet alanlarına yönelik geziler yapılamaz mı?
STK başkanları, Siyasi parti il başkanları, sosyal medya fenomenleri ile zaman zaman bir araya gelinip onların da görüş ve önerileri alınamaz mı?
Ve her şeyden önemlisi de var olan ve halkımızın sorun yaşadığı eksiklikler kabul edilip giderilmesi yönünde ciddi bir irade ortaya konamaz mı?
Aslında vatandaş yapılan hizmetleri görüyor ve takdir ediyor. Ancak çok basit konularda yapılan hatalar ve eksiklikler büyütülerek gündem oluyor ve asıl hizmetler gölgede kalıyor. Burada küçük meseleleri büyütüp antipropaganda yapanlara kızılacağına “Neden bu tür basit hatalar yapılıyor?” sorusunun izini sürmek daha mantıklı değil mi?
Bunun en büyük ve önemli sebebi ise hizmetleri yürütmekle ve denetlemekle görevli resmi kurumların ilgisizliği, sorumsuzluğu ve en önemlisi de halka olumsuz yaklaşmaları.
Resmi kurumların bu sorumsuzluğunun bedelini ise siyasilerimiz ödüyor. Milletvekillerimiz “biz Elazığ'a şunu yaptık” der demez anında bu hizmetlerin ve kurumların kusurları ağızlarına tıkanıyor. Böylesi bir atmosferde ne hizmet anlatılabilir ne de insanlar ikna edilebilir.
Bu gerçeklere rağmen her ne kadar Milletvekili Demirbağ büyük bir olgunluk ve erdemlik gösterip suçu üzerine alıyor ve “anlatamadık” diyorsa da olay anlatamamak değil, anlatacak hizmetlerin çoğunun ilgili kurumların zafiyetleri dolayısıyla tartışmalı olması ve bürokratların “Benim telefonumu kimden aldın, niye beni arıyoruz” tavırlarıdır.
Demek ki “anlatamamak” sadece siyasilerin yakındığı bir sorun değilmiş. Bizler de Hakimiyet Gazetesi olarak tüm samimiyet ve iyi niyetimize rağmen bu gerçekleri siyasilerimize bir türlü “anlatamadık” gitti vesselam…