BİR PSİKOLOJİK DANIŞMANA KIZ ANNESİ OLMAK İSTEMENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/ TÜRKİYE çocuk istismarı konusunda hayli kabarık bir sicile sahip. Her hafta yeni bir haberle sarsılıyoruz. Ben de geçen haftadan beri bu konuyu derinlemesine didikliyorum: Sayılar, istismarcının kişiliği, dile getirilmemesi vs. derken en çok merak ettiğim konuya geldim. Çocuklarımızı kendilerini koruyacak bilinç düzeyine nasıl getireceğiz.
Bu konuda Elazığ Bahçeşehir Koleji Rehber Öğretmen/Psikolojik Danışman Bigem VAROL ile söyleşimiz işte burada...
Buyurun:
Geçtiğimiz günlerde kendisini uzun süredir takip eden sapığı tarafından tüfekle vurularak öldürülen Helin Palandöken'in yaşadıkları, ülkede 'kadın' olgusunu bir kez daha oturup kara kara düşünmemizi sağladı. Psikolojik danışman olarak düşüncelerim karmakarışık.. Bu konuda gelen tüm sorulara bazen nasıl cevap vereceğimi, anne babaları nasıl motive edebileceğimi bu kadar olumsuzluk içinde olumlu bir taraf bulup nasıl oradan konuyu bağlayabileceğimi bende şaşırıyorum. Üstelik Helin son kurbandı öncesine bir göz gezdirdiğimizde Münevver Karabulut, Özgecan Aslan ,Cansu Kaya ve binlercesi .. Bu haberlerle yaşamaya çalışırken bir yandan hayalini kurduğum bir kız çocuğa sahip olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünüp bir kez daha velileri motive etmeye çalışırken ben bunalıma girdim.
KIZ ÇOCUĞU ANNESİ OLMAK ÇOK DAHA ZOR,
Evet mesele kız çocuğu annesi olmak değildi elbette ki, erkek çocuklarda aynı tehlikelerle karşı karşıyaydı ama bu kadar istatistikten sonra illaki kız çocuğu annesi olmak çok daha zor olacaktı. Hatta ben bu kısır döngüyle savaşmaya çatışmaya çalışırken kendimle daha bu sürece gelmeme çok olduğunu fark edip, en iyisi olan ailelerle yardımcı olabilmek! deyip cevaplamaya başladım diyebilirim...
Hatta isimleri bir kenara bırakıp genel istatistikleri araştırdım. Sonuçlar şaşırtıcı mı ? Tabiki Hayır ! Beş yılda öldürülen kadınlardan 608'inin faili kocası veya eski kocasıymış. 161'inin faili erkek arkadaşı veya eski erkek arkadaşıymış.... 213'ünün faili ailedeki erkekler (babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi) veya akrabasıymış. Erkeklerin kadınları öldürmek için öne sürdüğü bahaneler ise şöyle:
Aldatılma şüphesi, barışma isteğinin reddi, kadının ayrılma ya da boşanma isteği ve 'namus ya da töre' Ve 1134 cinayetin; 217'sinde kadına yönelik sistematik şiddet, taciz veya tehdit varmış. 141'i şiddet ve taciz karşısında kadınların, güvenlikleri için resmi bir kuruma başvurmasına rağmen yaşanmış. 234 cinayet, ayrılık veya boşanma sürecinde işlenmiş Kadının işyeri ve evin önünde gerçekleşen cinayetler ise erkeğin kadını takibini içeren planlı cinayetlermiş, kısaca kadın cinayeti işlemek için her yer suç mahali olmaya hazırmış.
Kendini koruyabilen çocuklar yetiştirmek,
Evet aileler tedirgin .Aynı anda hem çocuğumuza tedirginliğimizi hissettirmememiz ,hem kontrollü ve gözlemci olmamız hem de bu gözlemi yaparken çocukları özgüvensiz olmaya mecbur bırakmamamız gerekiyor. Burada tıkanıyoruz çoğu zaman. Çok baskı yapınca çocuk kendi gelişimini tamamlayamıyor ve özgüvensiz yetişiyor ,rahat bırakmayı denersek aklımız hep çocuğumuzda kalıyor olası bir sıkıntı anında anne-baba vicdanı keşke'ler devreye giriyor ki bu keşkeler çoğu zaman çok ciddi sorunlarda değil düşme ,vurma yaşandığında bile hissediliyor . Bu sebepten diyorum ki velilerime tüm anne babalara izleyin çocuğunuzu takip edin ama perdelerin arkasından ona hissettirmeden .. Çünkü şunu biliyoruz özgüvensiz çocuğa kendini korumayı ne kadar öğretmeye çalışırsak çalışalım ne yazık ki başarılı olamayacağız ..
Çocukları cinsel istismara karşı nasıl eğitebiliriz?
Peki, ne yapacağız dediğinizi duyar gibiyim .. Bir gün okuldan geldiğinde çocuğumuzu alacağız karşımıza bu 14 güvenlik kuralını okuyup beraber tartışacağız . Başlayalım anlatmaya ..
1-Yalnız yerler güvenli değil. Ben hep arkadaşlarımla oynarım! 2-Tanımadığım kişilerden şeker, hediye almam! 3-Ailemden izinsiz arabalara binmem! 4-Yardım istersem, üniformalı birinden isterim! 5-Kendi adımı, annemin adını, babamın adını bilirim. Telefon numaralarımızla adresimizi de bilirim! 6-Su birikintisi, kuyu, havuz, nehir veya denize yanımda yetişkin olmadan yaklaşmam ve girmem! 7-İstemediğim şeylere hemen 'Hayır' derim! 8-Tedirginsem hemen oradan uzaklaşırım, kaçarım! 9-Yabancı biri bana dokunursa, buna izin vermem. Biri bana dokunduğunda kötü hissedersem de, 'Hayır bana dokunma!' derim. Bu, benim en doğal hakkım! 10-Sesim, alarmımdır benim. Tedirginsem, korkarsam hemen bağırırım. Çekinmem! 11-Başkalarıyla konuştuklarımı aileme söylerim! 12-Bir yere gitmeden önce aileme sorarım! 13-Korkarsam, kendimi kötü hissedersem, hemen birine söylerim! 14-Büyük biri benden yardım isterse, yardım etmeden önce ailemden izin alırım!
Okumayı bitirince bir kaç önemli soru gelecek muhtemelen ,onlarında cevaplarını aklıma geldiğince cevaplamaya çalışayım . 'Bağırmak iyi bir şey mi? Ayıp olmaz mı?' diyecek Çünkü biz hep bağırmak güzel bir şey dedik onlara .. 'Biri bana dokunduğunda kötü hissedersem ne demek?' 'İnşallah hiçbir zaman olmaz ama insan 'kötü niyetli dokunmayı' hisseder...' cevabını vermek zor olacak ! Sonra, 'Peki ya üniformalı biri kötü bir insansa?' diyecek O da haklı ! Her üniformalı iyi olacak diye bir kural yok. En iyisi birazcık daha dikkatli olmak diyeceğiz . Son olarak da, 'Bunları bana niye okudun? Diye bir soru gelebilir İşte bu soruda kalakalmak eylemi önümüze çıkacak, derin bir iç çekiş sonrası bunlar her çocuğun başına gelebilir seni korumaya çalışıyorum diyemeyeceğiz tabiki . Diyeceğiz ki 'Dünyada sadece iyi insanlar yok. Kadınlara, erkeklere, çocuklara kötülük yapanlar da var. O yüzden hep temkinli olmakta yarar var...'
Çocuk Hayır Demeyi Bilmeli;
Bu konuşmanın öncesinde çocuklarımıza tabiki herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına dokunması istenildiğinde 'hayır' demeyi öğreteceğiz tabiki . *Konuşmaya başladıkları yaşlarda çocuklara 2 yaş civarında tüm vücut parçalarının adı öğretilirken, göz, kulak, burun gibi 'özel bölgelerinin de adları öğreteceğiz. Bu bölgelerin anatomik olarak düzgün isimlerinin öğretilmesi ve 'takma' veya 'oyun' isimler kullanılmaması çocuğun bir sorun yaşadığında yardım istediği yetişkinlerle doğru anlaşabilmesi için önemli. Takma isimlerle konuşan bir çocuğun neden bahsettiği öğretmen veya polis gibi onu yeterince tanımayan yetişkinlerce anlaşılmayabilir. *Herkesin olduğu gibi onların da bazı 'özel' vücut bölgeleri olduğu, bu bölgelerin adlarının ne olduğu, buralara kimlerin ne şartlarla nasıl dokunabileceği anlatılmalı ve bu sınırları korumaları için yüreklendireceğiz. *Güvenli, tehlikeli gibi kavramları anlamaya başladıkları yaşlarda konu 'vücut güvenliği' üzerinden basit ve somut cümlelerle anlatacağız. Örneğin: 'Seninle vücudunun güvenliği hakkında kısa bir konuşalım istiyorum. Hepimizdeki gibi senin de vücudunda bazı özel bölgelerin var. Bunlar iç çamaşırlarının kapattığı yerlerin. Buralarına güvenmediğin kişilerin dokunmasına hayır diyebilirsin, sana kızmayız. Bazen bazı yetişkinler, ki bunlar tanıdığın, sevdiğin büyüklerin de olabilir, bu güven kurallarını bilmeden sana dokunabilirler ve bu seni rahatsız, üzgün veya garip hissettirebilir. Böyle bir şey olduğunda 'hayır, dokunma' de. Sonra da gel bunu bana -veya çocuğun güvenli yetişkini kim olacak ise ona- anlat, olur mu? Böylece biz hem seni koruyabiliriz hem de o yetişkine güvenlik kurallarını söyleyebiliriz.' İleride nasıl kız annesi olacağım? Kızını nasıl bu orman kanunlarının geçerli olduğu ülkede şu şartlarda nasıl yetiştireceğim ? Şu an benim için suya yazı yazmak gibi belki de evet;
Ama Helin bana bunları düşündürdü. Daha doğmamış kızımın karanlık geleceğini düşünüp psikolojimi bozdum. Çünkü Helin ilk değil, son da olmayacak, biliyoruz. Bir salgın, kirli yeşil bir kötülük ülkeyi avucuna aldı ve meydan buldular.
Hep vardılar; ama devir onların devri, artık daha cesurlar, daha görünürler, çoğalıyorlar, güçleniyorlar. Tedirgin olmadan sokakta çocukluklarını yaşamalarına gönül rahatlığıyla izin verdiğimiz mutlu ,umutlu kız -erkek çocukları yetiştirebileceğimiz yarınlarımız olsun ..TEŞEKKÜRLER...
Buyurun:
Geçtiğimiz günlerde kendisini uzun süredir takip eden sapığı tarafından tüfekle vurularak öldürülen Helin Palandöken'in yaşadıkları, ülkede 'kadın' olgusunu bir kez daha oturup kara kara düşünmemizi sağladı. Psikolojik danışman olarak düşüncelerim karmakarışık.. Bu konuda gelen tüm sorulara bazen nasıl cevap vereceğimi, anne babaları nasıl motive edebileceğimi bu kadar olumsuzluk içinde olumlu bir taraf bulup nasıl oradan konuyu bağlayabileceğimi bende şaşırıyorum. Üstelik Helin son kurbandı öncesine bir göz gezdirdiğimizde Münevver Karabulut, Özgecan Aslan ,Cansu Kaya ve binlercesi .. Bu haberlerle yaşamaya çalışırken bir yandan hayalini kurduğum bir kız çocuğa sahip olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünüp bir kez daha velileri motive etmeye çalışırken ben bunalıma girdim.
KIZ ÇOCUĞU ANNESİ OLMAK ÇOK DAHA ZOR,
Evet mesele kız çocuğu annesi olmak değildi elbette ki, erkek çocuklarda aynı tehlikelerle karşı karşıyaydı ama bu kadar istatistikten sonra illaki kız çocuğu annesi olmak çok daha zor olacaktı. Hatta ben bu kısır döngüyle savaşmaya çatışmaya çalışırken kendimle daha bu sürece gelmeme çok olduğunu fark edip, en iyisi olan ailelerle yardımcı olabilmek! deyip cevaplamaya başladım diyebilirim...
Hatta isimleri bir kenara bırakıp genel istatistikleri araştırdım. Sonuçlar şaşırtıcı mı ? Tabiki Hayır ! Beş yılda öldürülen kadınlardan 608'inin faili kocası veya eski kocasıymış. 161'inin faili erkek arkadaşı veya eski erkek arkadaşıymış.... 213'ünün faili ailedeki erkekler (babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi) veya akrabasıymış. Erkeklerin kadınları öldürmek için öne sürdüğü bahaneler ise şöyle:
Aldatılma şüphesi, barışma isteğinin reddi, kadının ayrılma ya da boşanma isteği ve 'namus ya da töre' Ve 1134 cinayetin; 217'sinde kadına yönelik sistematik şiddet, taciz veya tehdit varmış. 141'i şiddet ve taciz karşısında kadınların, güvenlikleri için resmi bir kuruma başvurmasına rağmen yaşanmış. 234 cinayet, ayrılık veya boşanma sürecinde işlenmiş Kadının işyeri ve evin önünde gerçekleşen cinayetler ise erkeğin kadını takibini içeren planlı cinayetlermiş, kısaca kadın cinayeti işlemek için her yer suç mahali olmaya hazırmış.
Kendini koruyabilen çocuklar yetiştirmek,
Evet aileler tedirgin .Aynı anda hem çocuğumuza tedirginliğimizi hissettirmememiz ,hem kontrollü ve gözlemci olmamız hem de bu gözlemi yaparken çocukları özgüvensiz olmaya mecbur bırakmamamız gerekiyor. Burada tıkanıyoruz çoğu zaman. Çok baskı yapınca çocuk kendi gelişimini tamamlayamıyor ve özgüvensiz yetişiyor ,rahat bırakmayı denersek aklımız hep çocuğumuzda kalıyor olası bir sıkıntı anında anne-baba vicdanı keşke'ler devreye giriyor ki bu keşkeler çoğu zaman çok ciddi sorunlarda değil düşme ,vurma yaşandığında bile hissediliyor . Bu sebepten diyorum ki velilerime tüm anne babalara izleyin çocuğunuzu takip edin ama perdelerin arkasından ona hissettirmeden .. Çünkü şunu biliyoruz özgüvensiz çocuğa kendini korumayı ne kadar öğretmeye çalışırsak çalışalım ne yazık ki başarılı olamayacağız ..
Çocukları cinsel istismara karşı nasıl eğitebiliriz?
Peki, ne yapacağız dediğinizi duyar gibiyim .. Bir gün okuldan geldiğinde çocuğumuzu alacağız karşımıza bu 14 güvenlik kuralını okuyup beraber tartışacağız . Başlayalım anlatmaya ..
1-Yalnız yerler güvenli değil. Ben hep arkadaşlarımla oynarım! 2-Tanımadığım kişilerden şeker, hediye almam! 3-Ailemden izinsiz arabalara binmem! 4-Yardım istersem, üniformalı birinden isterim! 5-Kendi adımı, annemin adını, babamın adını bilirim. Telefon numaralarımızla adresimizi de bilirim! 6-Su birikintisi, kuyu, havuz, nehir veya denize yanımda yetişkin olmadan yaklaşmam ve girmem! 7-İstemediğim şeylere hemen 'Hayır' derim! 8-Tedirginsem hemen oradan uzaklaşırım, kaçarım! 9-Yabancı biri bana dokunursa, buna izin vermem. Biri bana dokunduğunda kötü hissedersem de, 'Hayır bana dokunma!' derim. Bu, benim en doğal hakkım! 10-Sesim, alarmımdır benim. Tedirginsem, korkarsam hemen bağırırım. Çekinmem! 11-Başkalarıyla konuştuklarımı aileme söylerim! 12-Bir yere gitmeden önce aileme sorarım! 13-Korkarsam, kendimi kötü hissedersem, hemen birine söylerim! 14-Büyük biri benden yardım isterse, yardım etmeden önce ailemden izin alırım!
Okumayı bitirince bir kaç önemli soru gelecek muhtemelen ,onlarında cevaplarını aklıma geldiğince cevaplamaya çalışayım . 'Bağırmak iyi bir şey mi? Ayıp olmaz mı?' diyecek Çünkü biz hep bağırmak güzel bir şey dedik onlara .. 'Biri bana dokunduğunda kötü hissedersem ne demek?' 'İnşallah hiçbir zaman olmaz ama insan 'kötü niyetli dokunmayı' hisseder...' cevabını vermek zor olacak ! Sonra, 'Peki ya üniformalı biri kötü bir insansa?' diyecek O da haklı ! Her üniformalı iyi olacak diye bir kural yok. En iyisi birazcık daha dikkatli olmak diyeceğiz . Son olarak da, 'Bunları bana niye okudun? Diye bir soru gelebilir İşte bu soruda kalakalmak eylemi önümüze çıkacak, derin bir iç çekiş sonrası bunlar her çocuğun başına gelebilir seni korumaya çalışıyorum diyemeyeceğiz tabiki . Diyeceğiz ki 'Dünyada sadece iyi insanlar yok. Kadınlara, erkeklere, çocuklara kötülük yapanlar da var. O yüzden hep temkinli olmakta yarar var...'
Çocuk Hayır Demeyi Bilmeli;
Bu konuşmanın öncesinde çocuklarımıza tabiki herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına dokunması istenildiğinde 'hayır' demeyi öğreteceğiz tabiki . *Konuşmaya başladıkları yaşlarda çocuklara 2 yaş civarında tüm vücut parçalarının adı öğretilirken, göz, kulak, burun gibi 'özel bölgelerinin de adları öğreteceğiz. Bu bölgelerin anatomik olarak düzgün isimlerinin öğretilmesi ve 'takma' veya 'oyun' isimler kullanılmaması çocuğun bir sorun yaşadığında yardım istediği yetişkinlerle doğru anlaşabilmesi için önemli. Takma isimlerle konuşan bir çocuğun neden bahsettiği öğretmen veya polis gibi onu yeterince tanımayan yetişkinlerce anlaşılmayabilir. *Herkesin olduğu gibi onların da bazı 'özel' vücut bölgeleri olduğu, bu bölgelerin adlarının ne olduğu, buralara kimlerin ne şartlarla nasıl dokunabileceği anlatılmalı ve bu sınırları korumaları için yüreklendireceğiz. *Güvenli, tehlikeli gibi kavramları anlamaya başladıkları yaşlarda konu 'vücut güvenliği' üzerinden basit ve somut cümlelerle anlatacağız. Örneğin: 'Seninle vücudunun güvenliği hakkında kısa bir konuşalım istiyorum. Hepimizdeki gibi senin de vücudunda bazı özel bölgelerin var. Bunlar iç çamaşırlarının kapattığı yerlerin. Buralarına güvenmediğin kişilerin dokunmasına hayır diyebilirsin, sana kızmayız. Bazen bazı yetişkinler, ki bunlar tanıdığın, sevdiğin büyüklerin de olabilir, bu güven kurallarını bilmeden sana dokunabilirler ve bu seni rahatsız, üzgün veya garip hissettirebilir. Böyle bir şey olduğunda 'hayır, dokunma' de. Sonra da gel bunu bana -veya çocuğun güvenli yetişkini kim olacak ise ona- anlat, olur mu? Böylece biz hem seni koruyabiliriz hem de o yetişkine güvenlik kurallarını söyleyebiliriz.' İleride nasıl kız annesi olacağım? Kızını nasıl bu orman kanunlarının geçerli olduğu ülkede şu şartlarda nasıl yetiştireceğim ? Şu an benim için suya yazı yazmak gibi belki de evet;
Ama Helin bana bunları düşündürdü. Daha doğmamış kızımın karanlık geleceğini düşünüp psikolojimi bozdum. Çünkü Helin ilk değil, son da olmayacak, biliyoruz. Bir salgın, kirli yeşil bir kötülük ülkeyi avucuna aldı ve meydan buldular.
Hep vardılar; ama devir onların devri, artık daha cesurlar, daha görünürler, çoğalıyorlar, güçleniyorlar. Tedirgin olmadan sokakta çocukluklarını yaşamalarına gönül rahatlığıyla izin verdiğimiz mutlu ,umutlu kız -erkek çocukları yetiştirebileceğimiz yarınlarımız olsun ..TEŞEKKÜRLER...