'Bir koku var duyuyor musunuz?'
21 Ağustos'ta Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki evinden çıkan 8 yaşındaki Narin Güran, bir daha geri dönmedi.
19 gün boyunca her yeri didik didik arayan ekipler, minik Narin'in cansız bedenini dere kenarında bir çuvalın içerisinde buldu.
Narin'in ölümü herkesin yüreğini dağlarken, Eski Türkiye Millet Meclisi Başkanı olması yanında kamuoyunun vicdanı olarak kabul edilen ve düşüncelerini cesurca ortaya koyan ve biraz da Ak Partinin 22 yıllık iktidarına ayna tutan Bülent Arınç'tan bir paylaşım geldi.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Arınç, şu ifadelere yer verdi: “Son günlerde içimiz küçücük bir yavru için; Narin için yanıyor… İçimizi bir kor gibi yakan haberi aldığımız günden beri yüreğimiz ağzımızda en ufak umut verici bir haber bekledik; ama gelmedi. Umut verici haber almak bir yana, her geçen gün gelen acıtıcı ve korkutucu haberler ile yalnızca midemizi bulandıran kesif bir koku çalındı burnumuza…
Bir koku var duyuyor musunuz?
Aile kurumunun yozlaştığı, ahlâk, edep ve hayânın neredeyse sadece lafta kaldığı, toplumsal çürümenin kokusu bu. İçinde olduğumuz durum bazen kutsal değerlerini kaybeden ve ahlâkî açıdan çöken Sodom ve Gomore'yi hatırlatıyor bana; bazen de cahiliye dönemini... Hangisi daha ürkütücü, hangisi daha korkunç bilemiyorum.
Gencecik insanlar sosyal medya ya da farklı platformlarda bedenlerini teşhir ederek para kazanmaya çalışıyorlar. Başkaları çeşitli vesileler ile etrafına topladığı insanlarla birlikte yine sosyal medyada kumar oynuyor, özendiriyor. Kafanızı çeviriyorsunuz başka bir yerden kadına şiddet haberi geliyor. Oradan da kurtulursanız eğer bir hukuk tanımazın ya da mafyatik tiplerin çirkin ilişkileri dökülüyor önünüze.
Bazen de küçücük bir kız çocuğu öldürülüyor ve vicdanlarını çıkarları karşısında elleriyle boğduklarına şahit oluyorsunuz insanların. Bu kokunun kaynağıyla alakalı onlarca örnek verebilirim sizlere lâkin asıl can acıtan nedir biliyor musunuz? Bu koku her geçen gün daha da yayılıyor ve toplumsal ahlâkı, aile hayatını ve bizi biz yapan kavramları yok ediyor.
Zaman geçiyor, vakit daralıyor.
Bizleri yönetenler ellerindeki işleri birilerine teslim edip bu toplumsal çürümeye odaklanmak zorundadır. Bu ürkütücü tabloya teslim olamayız. Toplumsal bazı dinamikleri yeniden inşa etmek gerek ve hepimiz biliyoruz ki bu sorumluluk siyaset mekanizmasına düşmektedir. Kabul edelim ki 22 yıldır aralıksız iktidardayız ve bu tablodan bize de büyük sorumluluk düşmektedir. Enflasyon, hayat pahalılığı ve diğer birçok gündelik mesele elbet çözülecek; sorunlar aşılacaktır.
Lakin toplumsal çürümenin telafisi zor; bedeli ağırdır. Bu konuda tüm siyasî partilerin dahil olduğu bir toplumsal mutabakat temin edilmeli ve gerekli adımlar atılmalıdır. Çözüm adil olmakta, toplumsal refah ve barışı yeniden tesis etmektedir. Narin'e kıyan her kimse, hangi düşünce, inanç ya da gelenekse lanetliyorum. Rabbim yattığı yeri cennet bahçesi eylesin…”
Bülent Arınç'ın vahşice katledilen Narin'e karşı duygularını ifade ettiği bu paylaşımda en dikkat çekici cümle ise “Kabul edelim ki 22 yıldır aralıksız iktidardayız ve bu tablodan bize de büyük sorumluluk düşmektedir.” ifadesi oldu.
Toplumsal çöküş ile ahlaki değerlerin en hızlı bir şekilde yozlaştığı, çöktüğü ve hemen herkesin altında kaldığı sorunlar ne yazık ki 22 yıllık Ak Parti iktidarında katbekat arttı. Maddi kalkınma ve kalkınmaya odaklanan ancak bunu da çok başaramayan Ak Parti, inançlı nesil sloganıyla yola çıktıysa da bunu başaramadığı gibi değersiz ve ilkesiz bir neslin yetişmesine sebep oldu.Adalet, hak ve hukuk, hakkaniyet ve tüm değerlerin sırf yandaşlık ve yakınlıktan dolayı hak etmeyen insanların çıkarları ve emirlerine amade kılınması gençlerimizi hem devletten hem de hayattan soğuttu ve aykırı kulvarlara savurdu.
Kimse açılan İmam Hatiplerin sayıları, EDEP Platformlarıyla övünmesin. Eğer açılan İmam Hatipler ise yarasaydı toplumda bu kadar yozlaşma ve kokuşma olmazdı. Yine kimse TÜGVA, MTTB, ENSAR, ÖNDER gibi kurumlara verilen imtiyazlardan ve yapılan hizmetlerden de dem vurmasın.
Zira bu kurumlar, gençliğe hizmet yerine imtiyazlı ailelerin çocuklarının işe girmesi ve önemli makamlara atanması dışında hiçbir işe yaramadı. 22 yıllık bir devr-i iktidarın ardından Bülent Arınç'ın deyimiyle bu ülkenin güzelim ve mübarek topraklarından kötü kokular yayılıyorsa bu biraz da Ak Parti'nin bu konuları samimiyetle ele almamasından kaynaklanmıştır. Ak Partili dostlar yine haksızlık ettiğimizi düşünebilirler. Eğer onlar yaşanan olaylardan memnun iseler ve bunu normal görüyorlarsa, kendilerini siyasi aidiyetle bağlı bulundukları partilere değil, vicdanlarına havale ediyoruz. Her şeye rağmen vicdanları rahatsa demek ki mesele görünenden daha da büyük, vahim ve hatta elim…