'BİR BAŞKADIR' NE ANLATIYOR?

TAKİP ET
Netflix'in yerli yapımlarından olan 'Bir Başkadır' adlı dizinin yayınlanmasıyla ülkemizde fırtınalar estirip gündeme bomba gibi oturdu. Birçok isim tarafından eleştiri yazıları kaleme alındı, röportajlar yapıldı ya bizler de geri kalmayalım bir yazı da bizden olsun istedik.

 Ülkemizin doğu ile batı sentezini hem sosyolojik hem de psikolojik unsurlarla gözler önüne seren bu yapıtın analizini bir de bizden okuyun istedik. 

 

Bir Başkadır dizisinin ana teması, 'farklı ama birlikte' yaşayabilmenin; benim, senin ve ötekinin bastırılmış duygu ve düşüncelerinin vücud bulmuş hali diyebiliriz. 

Çarpıcı olaylarla sergilenen bir memleket sorunları silsilesi gibi... 

 

Bireysel yaşantılardan toplumun çekirdeği olan ailevi etkilerin, büyük parça olan 'toplum'a izdüşümlerini görüyoruz bu dizide.

Dizide yer alan kişilerin histerik konversiyon, majör depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk olan psikolojik kökenli problemlerin; kültürel çatışmalardan kutuplaşmaya, ötekileştirmeden, dini ritüellere, kimlik kargaşası ve çatışmalarına kadar birçok sosyolojik olgu ve olay yer alıyor dizide.

 

Tüm bu olanların yanı sıra dizi de popüler kültürün modern, bilgili belki de elit diyebileceğimiz tabakanın eğitimli, modern giyinimli kimselerden oluştuğu ve eğitimsiz, yobaz, çağ dışı diye adlandırılan tabakanın 'yurdum insanı' olarak tabir edebileceğimiz karakterlere mal edilmiş olması gözümüzden kaçmadı. 

 

Toplumsal sorunlarımızın kemikleşmiş bakış açıları ile sergilendiğinin ve ötekileştirilen sınıfın hali hazırda değişmediği gözler önüne seriliyor. Hakeza filmdeki başı örtülü, evlere temizliğe giderek hayatını kazanan Meryem ile psikiyatrist arasındaki iletişim durumu kanıtlıyor. Şifa bulmak için gidilen psikiyatrist kendi toplumunun kültürüne yabancı, kendi kafasına geçirdiği çuvalın farkında olduğu halde bile ön yargılarıyla Meryem'in yalnızca baş örtüsünden dolayı 'öteki' muamelesine maruz bırakıp; empatiden ve bilimsel bilgilerinden fersah fersah uzak ve yoksun kalıyor.

 

Dünyanın en iyi üniversitelerinden mezun olmuş, rüştünü ispatlamış, insan davranışları üzerinde sayısız eğitim almış fakat özünden bihaber..

 

 Ülkemizin en acı gerçeklerinden biri malesef ki bu. Zaten eğitimli insanlar etiketli değer yargıları ve davranışları ile meşru olmayanlara yöneltmiyor mu? 

Bu durum, ebeveyn çocuk ilişkisinde de öğretmen öğrenci ilişkisinde de arkadaşlık ilişkisinde de tekrar tekrar yaşadığımız şeyler. Nitekim Meryem psikiyatristine değil de alaylı hocaya daha çok itibar edip, güveniyor. Onun düşünceleri doğrultusunda hayatını sevk ve idare ediyor. 

 

Farkında mıyız işaret parmağımız karşıyı hedef gösterdikçe; giderek içe kapanan, diğerine karşı öfkeli insanlar ve topluluklar doğuruyor. Güçlü olanın ötekini hiçleştirip, geçersiz kılma eylemlerine acı acı şahitlik edip duruyoruz. Şahıslar, gruplar, bireyler değişiyor; fakat sosyolojik fay hatlarımız değişmiyor hep aynı yerden çatlayıp kırılıyoruz. Bir Başkadır dense de diziye aynıyla vaki tüm yaşadıklarımız...

Bakmadan Geçme