'Beni azad edin'
TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu'nun 'Anadolu Sohbetleri' programında medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi ve siyaseti bırakıp bırakmayacağına ilişkin sorulan soruya yanıtı verdi:
'Biz siyasette bir tarafız. Ve bizim tarafımız çok net. Bugün Tayyip Erdoğan hangi ilkeleri çiziyorsa bizim tarafımız o. Erdoğan da Türkiye'ye yüzyıllık bir politik yol çizdi, bir Erdoğan politikası oluştu. Bu çok net. Ben daha önce de Tayyip Erdoğan'ın siyaseti bıraktığı gün siyaseti bırakacağımı söyledim. Benim siyasi parantezim Tayyip Erdoğan'la birliktedir. Ben bırakmıştım, beni siyasete tekrar dahil etti. Allah binlerce kere razı olsun. Liderimiz liderimizdir, davamız da davamızdır.
Yolundan dönenin kaşığı kırılsın. Benim bu sene 4'üncü dönemim milletvekilliğinde. Bu dönem milletvekilliği de benim son dönemim. Ben bir de faydalı olamıyorum milletvekilliğinde, işin doğrusu. Milletvekilliği başka bir şey oldu, sistematiğe döndü. Ben faydalı olamıyorum. Benim böyle bir kendime ait de bir özeleştirim var. Bana bugün deseler 'bugün ne olursunuz' diye. 'Beni azat' edin diyeceğim, bu noktadayım. Bu sistemden dolayı değil. Ben kavlime sadığım, Allah nasip ederse bu dönemin sonunda aktif siyaseti bırakacağım. Bu konuda net bir değerlendirmem var. Bu dönem sonu itibarıyla bunu bırakacağım. Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi için canhıraş mücadele ortaya koyacağım.'
Bu cümlelerden anladığımız şu ki Soylu vekilliği sembolik bir görev görüyor. İcranın içinde olmadığı bir siyaseti gereksiz görüyor. Aslında çok da haklı. Yeni sistemde milletvekillerinin yönetimde çok da etkileri ve yetkileri yok. Birçok milletvekili bakanlardan aylarca randevu dahi alamıyor. Şehirlerine istedikleri hizmeti götürememenin mahcubiyeti ile seçim bölgelerine dahi sık sık gidemiyorlar.
Bazen bir kamu kurumundaki daire başkanının bile yetkisi ve etkisi, bir milletvekilinden daha fazla olabiliyor.
Süleyman Soylu, başta deprem yılları olmak üzere birçok zorlu süreçlerde yer aldı. Her ne kadar adı suç örgütlerinin tasfiyesinde etkili olamayıp bu konuda ipin düğümünü çözen mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olsa da kendisi 'terör mensuplarının giydiği ayakkabı numarasını biliyoruz' gibi iddialı sözler söyleyerek terör ve suç örgütleri ile mücadelede kendisini başarılı buluyordu.
Bakanlığı döneminde yakınlarına özel davetiyeli ihaleler verdiğine yönelik iddiaları çok konuşulan Soylu'nun siyasetten ayrılması Türk siyaseti adına çok önemli bir kayıp olarak görülmüyor. Kaldı ki kendisi de 'beni azad edin' diyor.
Yeni dönemde milletvekilliği olmasa da aktif bir görev beklediği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik methiyelerden çok belli olan Soylu için böyle bir görev olur mu bilmeyiz ama sanki azat edilmiş bir siyasetçi profilini şimdiden görüyor gibiyiz.