BEDEL
Dört mevsimi birden yaşayan darbeciler Allah'ın gazabından nasıl kurtulacaklar merak ediyorum
Dört mevsimi birden yaşayan darbeciler Allah'ın gazabından nasıl kurtulacaklar merak ediyorum. Darbe planını yaparak baharın geldiğini zannedenler, boğaz da ve havada yazın tadını çıkarmaya başlayacaklarken, Ülkemin vatansever evlatları sonbaharın yüzünü onlara erken gösterip, kışın kıyametine göndermiş oldular.
Suratlar hayvan figürlerine dönmüş bir şekilde bozgunun canlı örneği olmuşlar sanki. Yüzlerinden düşen bin parça. Soysuzluk, cibilliyetsizlik, fal taşı olmuş gözler pişmanlıktan öte, hatayı nerede yaptık hesabını sorgular gibiler.
Kendilerini insan sanan sütü bozuklar, her hesabın bir cevabının olduğunu nasıl da unuttunuz. Sizin planınız, sizin, düşündükleriniz var da, Allahlın hesabı yok mu sandınız? Bu planınızı bozmaz mı sandınız? Suratınıza çarpmaz mı sandınız?
Bakın ne oldu. Allah'ım bu Ülkenin vatanseverlerine Şehitlik gibi ulvi bir değer nasip etti. Ayrıca bu mertebeye ulaşmak için yetmiş, seksen milyonu da sıraya koydu. Anlayabildiniz mi şimdi bu milletin değerlerini, vatana bağlılıklarını. Bu iman gücünü, bu birliği, bu kardeşliği, bizden çalıp da, bize doğrulttuğunuz hangi silahla yenebileceğinizi sandınız. O silahların o bombaların, o tankların çalışmayacağını hiç mi hesabınıza katmadınız.
Evet, şehit verdik, Allah meknlarını cennet etsin. Bu yolda binlerce, yüzbinlerce şehit
Verme ye de hazırız. Biz Vatanımızı namusumuz, anamız, kutsalımız bildik. Bu vatanı bırakıp kaçmak yakışmaz bize. Biz o bayrağı al kanımızla boyadık, can verdik bedel ödedik. Sizin gibi iki günde renkten renge girmedik, o bayrak için şerefsizlik yapmadık. Bu topraklar içerisinde yaşayan mezhebi, dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkesi kardeş bildik, asırlarca bir arada yaşadık. Tek vatan, tek bayrak dedik. Tıpkı İstiklal marşında Mehmet Akif in dediği gibi, 'hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' siz neyinize güvendiniz de bu halt ı yediniz anlayamıyorum.
Hani, içimizde yılan beslemişiz diyerek bazen söyleniriz ya, yılan bile sizin gibi kdigereşçe sokmaz insanı. Bu millet sizinle ekmeğini, suyunu, katığını, vergilerini paylaştı, bu millet size kız verdi, kız aldı, akraba oldu, kendinden bildi, inandı güvendi. Yapmadığı, yapamadığı tek şey arkadan vurulacağını hiç hesaba katmadı, kendi silahlarının kendine dönebileceğini, askeri, polisi, evladı bildiği sizlerin bu millete bomba atacağını hiç düşünemedi.
En çok ne koyuyor bu millete biliyor musunuz? Kardeş bildiklerinin düşman çıkması, aynı ana' dan aynı baba' dan olsa da yılan gibi sokması.
Olsun diyoruz, Vatan sağ olsun diyoruz. En azından gerçek yüzünüz ortaya çıktı, ne mal olduğunuz görüldü. Her şerde bir hayır vardır misali bu vatan yüz yıl geriye gitmedi, yüzyıl ileriye atlayarak çocuklarını, geleceğini kurtardı. Şimdi varın siz düşünün çocuklarınızı, geleceğinizi nereye gömdünüz diye. Temizlenir elbet işgal ettiğiniz makamlar mevkiler, hak yerini bulur.
Bundan sonrası mı, başınızı taşlara da vursanız, kendinizi paramparçada etseniz kurtulamazsınız bu milletin ahından. Ölüm belki sizin için kurtuluş olur ancak, Allah'ın hangi makamı sizi kabul eder bilemiyorum.
Suratlar hayvan figürlerine dönmüş bir şekilde bozgunun canlı örneği olmuşlar sanki. Yüzlerinden düşen bin parça. Soysuzluk, cibilliyetsizlik, fal taşı olmuş gözler pişmanlıktan öte, hatayı nerede yaptık hesabını sorgular gibiler.
Kendilerini insan sanan sütü bozuklar, her hesabın bir cevabının olduğunu nasıl da unuttunuz. Sizin planınız, sizin, düşündükleriniz var da, Allahlın hesabı yok mu sandınız? Bu planınızı bozmaz mı sandınız? Suratınıza çarpmaz mı sandınız?
Bakın ne oldu. Allah'ım bu Ülkenin vatanseverlerine Şehitlik gibi ulvi bir değer nasip etti. Ayrıca bu mertebeye ulaşmak için yetmiş, seksen milyonu da sıraya koydu. Anlayabildiniz mi şimdi bu milletin değerlerini, vatana bağlılıklarını. Bu iman gücünü, bu birliği, bu kardeşliği, bizden çalıp da, bize doğrulttuğunuz hangi silahla yenebileceğinizi sandınız. O silahların o bombaların, o tankların çalışmayacağını hiç mi hesabınıza katmadınız.
Evet, şehit verdik, Allah meknlarını cennet etsin. Bu yolda binlerce, yüzbinlerce şehit
Verme ye de hazırız. Biz Vatanımızı namusumuz, anamız, kutsalımız bildik. Bu vatanı bırakıp kaçmak yakışmaz bize. Biz o bayrağı al kanımızla boyadık, can verdik bedel ödedik. Sizin gibi iki günde renkten renge girmedik, o bayrak için şerefsizlik yapmadık. Bu topraklar içerisinde yaşayan mezhebi, dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkesi kardeş bildik, asırlarca bir arada yaşadık. Tek vatan, tek bayrak dedik. Tıpkı İstiklal marşında Mehmet Akif in dediği gibi, 'hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' siz neyinize güvendiniz de bu halt ı yediniz anlayamıyorum.
Hani, içimizde yılan beslemişiz diyerek bazen söyleniriz ya, yılan bile sizin gibi kdigereşçe sokmaz insanı. Bu millet sizinle ekmeğini, suyunu, katığını, vergilerini paylaştı, bu millet size kız verdi, kız aldı, akraba oldu, kendinden bildi, inandı güvendi. Yapmadığı, yapamadığı tek şey arkadan vurulacağını hiç hesaba katmadı, kendi silahlarının kendine dönebileceğini, askeri, polisi, evladı bildiği sizlerin bu millete bomba atacağını hiç düşünemedi.
En çok ne koyuyor bu millete biliyor musunuz? Kardeş bildiklerinin düşman çıkması, aynı ana' dan aynı baba' dan olsa da yılan gibi sokması.
Olsun diyoruz, Vatan sağ olsun diyoruz. En azından gerçek yüzünüz ortaya çıktı, ne mal olduğunuz görüldü. Her şerde bir hayır vardır misali bu vatan yüz yıl geriye gitmedi, yüzyıl ileriye atlayarak çocuklarını, geleceğini kurtardı. Şimdi varın siz düşünün çocuklarınızı, geleceğinizi nereye gömdünüz diye. Temizlenir elbet işgal ettiğiniz makamlar mevkiler, hak yerini bulur.
Bundan sonrası mı, başınızı taşlara da vursanız, kendinizi paramparçada etseniz kurtulamazsınız bu milletin ahından. Ölüm belki sizin için kurtuluş olur ancak, Allah'ın hangi makamı sizi kabul eder bilemiyorum.