BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Merhaba sevgili Polisim
Merhaba sevgili Polisim.
Can güvenim merhaba.
Bugün de böyle başladık söze.
Güç günler, sıkıntılı günler geçirdiğinizi biliyoruz.
Daha iki gün önce gene iki amirinizi, iki meslektaşınızı kaybettiniz. Zalimce vurdular onları, haince vurdular onları.
Tam 171 yıldır seni tanırız.
Tam 171 yıldır bakar, korumaya çalışırsınız bu güzel ülke insanını.
Hiçbir dönemde böyle bir duruma düşmemiştiniz.
Ama hiçbir dönemde böyle bir ihanetle karşılaşmamıştınız.
Gece demez, gündüz demez hep bizi korumaya çalışırsınız.
Bu denli içeriden vurulacağını hiç de aklınızdan geçirmezdiniz.
Düşmanın en kötüsü de içeriden olanıdır.
Kardeşin kardeşi vuranıdır.
Bir bak bizi ne duruma getirdiler.
Birlik ve dirliğimizi ne hdigerere soktular.
Her gün vahşice insan öldürüyorlar.
Bunların insanlık duyguları da yok olmuş.
İnsanlıktan çok mu çok uzaklaşmışlar.
Oysa sen, onlar bunlar demeden bütün milletimizi korumaya çalışıyorsun.
Düşünüyorum, nasıl bu hdigerere geldik.
Nasıl böyle büyük bir ihanetin içine sürüklendik.
Şimdi şu 10 Nisan'ı, yani senin bayramını hangi ruhla, hangi duyguyla bir güzelce kutlayabileceğiz.
Arkada kalan onca acılı meslektaşına, gidenlerin arkada kalanlarına nasıl bir sevgiyle ulaşabileceğiz.
Her gün patlayan bombalar, yakılan arabalar, tutuşturulan evler, okullar, camiler ve de arka arkaya giden onca günahsız insanlar…
Bunlar bize neyi anlatıyor.
Hangi insanlığımızdan söz etmeye çalışıyor.
Çökmüşüz, öylesine zalim, öylesine ruhsuz, öylesine acımasız kimselerin dönen, döndürülen oyunları karşısında.
Gene de çaresiz değiliz.
Gene de arkamızda siz kalanlarımız, bizi bir gönülle koruyanlarımız var. 1845'lerde temeli atılan Subaşı'lıktan bu güne yükselen o yüce sesiniz, sarsılmaz ruhunuz, engin duygularınız var. Hepsinden ötede 'ÖNCE VATAN' diyen. Bir gür sesle haykıran o yüce benliğiniz var.
Gidenlerinize, o yücelik ruhuna ulaşan kahraman şehitlerinize Tanrı'dan rahmet, sizlere de sabır ve sağlıklar dileyerek, bu güzel bayramınızı, bu müstesna gününüzü bir özgece kutlamak istiyoruz.
Hep yücelin, yükseklerde sağlıcakla kalın diyoruz.
Can güvenim merhaba.
Bugün de böyle başladık söze.
Güç günler, sıkıntılı günler geçirdiğinizi biliyoruz.
Daha iki gün önce gene iki amirinizi, iki meslektaşınızı kaybettiniz. Zalimce vurdular onları, haince vurdular onları.
Tam 171 yıldır seni tanırız.
Tam 171 yıldır bakar, korumaya çalışırsınız bu güzel ülke insanını.
Hiçbir dönemde böyle bir duruma düşmemiştiniz.
Ama hiçbir dönemde böyle bir ihanetle karşılaşmamıştınız.
Gece demez, gündüz demez hep bizi korumaya çalışırsınız.
Bu denli içeriden vurulacağını hiç de aklınızdan geçirmezdiniz.
Düşmanın en kötüsü de içeriden olanıdır.
Kardeşin kardeşi vuranıdır.
Bir bak bizi ne duruma getirdiler.
Birlik ve dirliğimizi ne hdigerere soktular.
Her gün vahşice insan öldürüyorlar.
Bunların insanlık duyguları da yok olmuş.
İnsanlıktan çok mu çok uzaklaşmışlar.
Oysa sen, onlar bunlar demeden bütün milletimizi korumaya çalışıyorsun.
Düşünüyorum, nasıl bu hdigerere geldik.
Nasıl böyle büyük bir ihanetin içine sürüklendik.
Şimdi şu 10 Nisan'ı, yani senin bayramını hangi ruhla, hangi duyguyla bir güzelce kutlayabileceğiz.
Arkada kalan onca acılı meslektaşına, gidenlerin arkada kalanlarına nasıl bir sevgiyle ulaşabileceğiz.
Her gün patlayan bombalar, yakılan arabalar, tutuşturulan evler, okullar, camiler ve de arka arkaya giden onca günahsız insanlar…
Bunlar bize neyi anlatıyor.
Hangi insanlığımızdan söz etmeye çalışıyor.
Çökmüşüz, öylesine zalim, öylesine ruhsuz, öylesine acımasız kimselerin dönen, döndürülen oyunları karşısında.
Gene de çaresiz değiliz.
Gene de arkamızda siz kalanlarımız, bizi bir gönülle koruyanlarımız var. 1845'lerde temeli atılan Subaşı'lıktan bu güne yükselen o yüce sesiniz, sarsılmaz ruhunuz, engin duygularınız var. Hepsinden ötede 'ÖNCE VATAN' diyen. Bir gür sesle haykıran o yüce benliğiniz var.
Gidenlerinize, o yücelik ruhuna ulaşan kahraman şehitlerinize Tanrı'dan rahmet, sizlere de sabır ve sağlıklar dileyerek, bu güzel bayramınızı, bu müstesna gününüzü bir özgece kutlamak istiyoruz.
Hep yücelin, yükseklerde sağlıcakla kalın diyoruz.