Baykal'dan İnce Gönderme
İki gün önce Hakimiyet'e Göre köşemizde 'Kitabın Ortasından' başlığı ile yazdığımız yazıda CHP'den istifa eden deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal'ın sözlerine yer vermiştik.
CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal, İstiklal Caddesi'ndeki terör örgütü PKK/PYD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırı sonrasında terör eylemlerinin iktidara yaradığına dair imalarda bulunanlara sosyal medyadan ateş püskürmüş ve “Siz de terörle mücadele edin o vakit, size de yarasın. Bir maniniz mi var?” diyerek bir paylaşımda bulunmuştu.
Aslı Baykal, CHP ve muhalif sosyal medya kullanıcılarına ders olacak bir kitabın ortasından daha paylaşım daha yaptı.
Baykal Twitter hesabından, “Ben milli saftayım deyince AK Parti'ye geçiyor dediler. Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söylediler.” paylaşımını yaptı.
CHP'li ve Koca Ragıp Paşa'nın gazelinden alıntılanan söz konusu beyitte yer alan kelimelere vakıf olmayanlar eminiz ki bu paylaşımı anlamamış ve sonrasında ise internetten Aslı Baykal'ın ne demek istediğini araştırmışlardır.
Baykal'ın alıntı yaptığı beytin aslı şu:
"Meyan-ı güft ü gûda bed-meniş îhâm eder kubhun
Şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler”
Günümüz Türkçesi anlamı ise şöyle:
Mayası bozuk olanlar, söz esnasında farkında olmadan kabahatlerini îma ederler.
Nitekim Kıptî beyi (çingene beyi) de kahramanlığını anlatmak için hırsızlıklarını örnek verir.”
Tüm bu açıklama ve izahata rağmen birçok CHP'li ve içi boş muhalif sosyal medya kullanıcılarının Aslı Baykal'ın ne demek istediğine dair hala bir fikre varamadıklarını bildiğimiz için olayı hem güncel dil hem de güncel siyasi tartışmalara ışık olacak şekilde izah etmiş olalım.
Aslı Baykal; “Ben milli saftayım deyince AK Parti'ye geçiyor dediler” cümlesiyle; CHP'lilerin Ak Parti'nin milli safta, kendilerinin de gayri milli safta olduğunu bilmeden itiraf ediyor ve hatta tescil ediyorlar diyor.
Ama CHP'lilerin bilmediği bir konu daha var ki milli olmak başka Ak Partili olmak başkadır. İnsanlar Ak Partili olmadan da millî durabilir ve milli kalabilir.
Milli olmanın ölçüsü de durduğunuz yer, kiminle olduğunuz, kimin safında yer aldığınız, kimlerle pazarlıklar yaptığınız ve ülkemize yönelik hasmane tavırları aşikâr olan kişi, kurum, parti ve devletlerle aranıza ne kadar mesafe koyduğunuzdur? Kaldı ki sol cenahta Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül de bu milli duruşu ortaya koyuyor ve bunu açıkla ifade ediyor.
Valla Aslı Baykal'ı biz tuttuk. Kendisi nasıl bir eğitim aldı, hangi okumaları yaptı ve siyasetin hazırcevaplığını nerden öğrendi bilmeyiz ama milli duruşu ve görüşleri ile ülkenin ihtiyacı olan yürekli, cesur ve yiğit bir tavır ortaya koydu. Zira gelinen noktada vaktin vacibi siyasi olarak bir cenahta durmak değil, milli safta yer almak ve bunu cesurca dile getirmektir.