Batan Gemiden 1 Gün Önce Ayrılmıştı…
Nisa Yılmaz/ Gemlik'ten Ereğli'ye yük taşıyan kaptansız geminin batmasından bir gün önce Kartal'da gemiden ayrılan makine yağcısı Sabri Yıldırım, geminin teknik açıdan yetersiz olduğunu fark ettiğini ve yeni doğacak çocuğunu ve eşini düşündüğü için gemiden ayrıldığını söyledi.
Bursa Gemlik Roda Limanı'ndan 3 bin 100 ton demir tozu ile Ereğli'ye doğru yola çıkan “Bilal Bal” isimli gemi, kötü hava koşulları nedeniyle Kartal'a demir atmıştı. Kartal'da eşi rahatsızlandığı için gemiden ayrılan Sabri Yıldırım, son olarak gemiden ayrıldıktan sonra arkadaşları ile konuştu. Karadeniz Ereğli'ye yeniden yola çıkan gemi, 1 Kasım'da Şile açıklarında battı. Gemiden son anda inmeye karar veren Sabri Yıldırım, gemiye dair gözlemlerini ve gemide kaldığı süreci Hakimiyet Gazetesi'ne anlattı.
“Gemiyi ilk kez Gemlik'te gördüm; bakımsız ve eskiydi”
Gemiye dair ilk gözlemlerini anlatan Yıldırım şunları söyledi; "Eşim hamile olduğundan dolayı ara vermeden çalışmak zorundaydım. Normalde her çalıştığım gemiyi araştırırım fakat bu gemiyi araştırmadım. Buradan gemiye giderken bile yol param yoktu. Geminin ortağı olan Aşkın Küçük, yol masrafımı karşıladı. Gemlik'ten gemiye katıldım ve ilk kez o zaman gördüm gemiyi. İlk bakışta eski ve bakımsız olduğu belliydi geminin. Ne kadar eski olursa olsun, bir geminin bakımı yapılmak zorunda, ayakta utabilmek için. Sonuçta bu gemi ile mal ve can taşınıyor. Kaybedilen malın ve meydana gelen hasarın sigorta ile telafisi yapılabilir fakat canın bir bedeli yok."
Batan Gemide İş Güvenliğine Dair Bir Önlem Alınmamış
Yıldırım, "Gemide çalışanlar, iş kıyafeti, baret ve ayakkabı kullanmıyordu. İş güvenliğine dair herhangi bir önlem ve hazırlık yoktu. Gemi işi ağır bir iş olduğu için her an bir kaza meydana gelebilir. Buna karşı önlemini almak gerekir. Zaten gemi eski ve bakımsız olduğu için çürük içindeydi. Ben makine dairesinde yağcıyım. Makine dairesine ilk indiğimde bakımsız olduğu çok belliydi. Makine dairesi teknik donanım olarak çok eksikti. Eksikler için geçici çözümler bulunmuştu. Fakat bir kazaya neden olabilecek çok unsur vardı. Makine dairesinde ve jeneratörlerde yağ kaçağı vardı. Gemiyi böyle görünce hiç içime sinmedi çalışmak. Ama eşim hamile olduğu için çalışmak zorundaydım, gemi dışında bir geçim kaynağım yok. Ailemizden de destek görmüyoruz. Bu nedenle tek geçim kaynağım gemiydi. Gemide çalışan diğer arkadaşlarım da benim gibi eksikliklerin farkındaydı. Herkes geçim kaynağını oradan sağladığı ve geçim sıkıntısı yaşadıkları için devam ediyorlardı."
"Eşim Hamile Olduğu İçin Geri Dönmeye Karar Verdim"
Eşinin telefonuyla gemiden ayrılmayakarar verdiğini söyleyen Yıldırım, nasıl ayrıldığını anlattı: "Eşim 31 Ekim'de beni arayarak, rahatsızlandı ve hastaneye gittiğini ve yanında olmamı istedi. Gemide gördüklerimi de onunla paylaşınca Elazığ'a dönmemi istedi. Eşimin ailesi de dönmem konusunda ısrar etti. Bende kararsız kaldım gemiden ayrılmak konusunda. Gemideki diğer arkadaşlarım, dönmemi ve eşimin yanında olmam gerektiğini söyledi. Aralarında para toplayıp bana vermek istediler. Ben de daha sonra Kartal'dan bir botla ayrıldım. En son Aşkın kaptanla konuştum saat 9 gibi. Eşimin durumunu sordular, bir daha iletişime geçemedik sonrasında."
Vedat Odabaşı ve Engin Selçuk'un Cesedine Hala Ulaşılamadı
Gemideki 9 kişiden 2'sinin hala bulunamadığını söyleyen Yıldırım; "Benimle birlikte 10 kişi sefere çıktı. Bir mühendis ve çarkçıbaşı olması gerekiyordu fakat yoktu. Benimle aynı vasıfta çalışan bir yağcı (Engin Selçuk) vardı. Nihat Küçük ve Aşkın Küçük, geminin ortakları olan baba ve oğul. Aşkın Küçük kaptan, Nihat Küçük ise usta gemici. İkinci kaptan ise Cüneyt Yedican'dı. Hüsamettin Yazıcı, ikinci çarkçıydı. Mahir Sanayır ve Mert İlkmen vardı. Bu 9 kişiden 7'si denizden çıkarıldı ancak aşçı Vedat Odabaşı ve makine yağcısı Engin Selçuk'a hala ulaşılamadı. Engin Selçuk makine dairesinde olduğu tahmin ediliyor. Geminin en alt kısmı olduğu için basınçlı ve riskli bir bölge. Kurtarma şartlarını da zorlaştırıyor bu durum."
Seren Yıldırım: “Eşimi Rüyamda Görüyordum, Yanıma Gelmesi İçin Israr Ettim”
Sabri Yıldırım'ın eşi Seren Yıldırım ise gerçekleşen olayla ilgili şunları söyledi: “Geminin battığını haberlerde görünce şok oldum. Eşimi düşündüm ve inanamadım onun kurtulduğuna. Olayın etkisi hala üzerimde. Günlerdir aklımdan çıkmıyor, haberleri gördükçe ağladım. Olay gerçekleşmeden birkaç gün eşimi rüyamda görüyordum. Biran önce Elazığ'a gelmesini istediğimi söyledim. Hamileliğimin son günlerindeyim, yanımda olmasını istemiştim. Şükür ettim, eşim yaşadığı için. Keşke hepsinin gemiden kurtulma şansı olsaydı. Vefat edenlerin ailesine sabır diliyorum. Allah kimseye göstermesin.”
Bir Yuva İstiyorlar
Yetkililere seslenen Yıldırım, son olarak şu ifadelerde bulundu: "Şuan işsizim, 3,5 yaşında bir oğlum var ve Ocak'ta ikinci çocuğum doğacak. Eşim ve çocuklarımla bize yetecek bir ev istiyorum. Devletten bugüne kadar bir yardım talep etmedim, hep benden daha çok ihtiyaç sahipleri olacağını düşündüm. Yetkililerden tek istediğim başımızı sokabileceğimiz bir ev. En azından durumumu toparlayana dek destek olsunlar bize."