Bankalar neyi bekliyor?

Türkiye pandemi sonrası yaşanan ekonomik bozulmanın ardından her türlü fedakârlığı ve kararlılığı göstermesine rağmen küresel sistemin dayatmaları karşısında faizleri yükseltme yoluna girmek zorunda kaldı.

TAKİP ET

Hem üretimin hem de istihdamın düşmanı olan faizlerin artması en başta iş dünyasını ve ülkemiz ekonomisini ayakta tutan ihracatçılarımızı zora soktu. Yaklaşık yüzde 50'yi gören faizler neticesinde ekonomide ciddi bir durgunluk süreci başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en büyük düşman olarak gördüğü faiz konusunda enflasyondaki iyileşmeler neticesinde nihayet düşüş başladı. Her alanda yükseliş gösteren, geleceğe umutla yürüyen bir Türkiye'de faizlerin ve ekonominin bu hali ise kesinlikle bizlere yakışmayan bir durum olarak görülürken en büyük beklenti ise hem faizlerin hem de enflasyonun istenilen seviyeye düşmesi.

Bir yandan terörsüz Türkiye hayalini kurarken ve somut adımlar atarken bedeli ne olursa olsun ekonomik olarak da bağımsız ve kendine yeten bir ülke için çaba göstermemiz gerekiyor.

Bunu da sadece devletten ve hükümetten beklemek yanlış olur. Toplumun her bir ferdi her bir kurumu bu belalardan kurtulmak için üzerine düşeni yapmalı.

Ülkemizin önemli kurumlarından bankalarda bunların başında geliyor. Ancak faizdeki düşüş kararlarının ardından bankalardan bu adımları bir türlü göremiyoruz. Düşen sadece mevzuat faizleri olurken kredilerde aynı düşüş için ortaya konulan bir çaba yok.

Bankaların bu karara uyması özellikle üreticiler ve ihracatçılar için ticari kredilerde faizdeki düşüşleri yansıtmaları şart. Bunun için ülke olarak bekleyecek ve kaybedecek tek bir dakikamız bile olmamalı. Türkiye, geleceğin üreten ve kendi kendine yeten devleti olacaksa, o zaman hadi buradan başlayalım.

Bakmadan Geçme