Ayhan: 'İktidar da Muhalefet de Tarımda Yetersiz' 

Ayhan açıklamasında şunları ifade etti: “Siyasetin saygınlığını kaybettiği bu günlerde size deli bir soru.

Tarım ve hayvancılıkla alakalı olarak hükümeti eleştiren muhalefet, tarım ve hayvancılıktan ne kadar anlıyor?Muhalif partilerden, tarım ve hayvancılıkla alakalı herhangi bir proje, söylem, yapısal fikir, uygulanmalı yöntem hiç duydunuz mu?Veya tarım ve hayvancılıkla alakalı olarak, kendi kendine yetemeyen bir ülke değiliz, bilen herhangi bir siyasetçi var mı?Ülkemiz; çiftçisini, köylüsünü heyecanlandıracak, üretimini çoğaltacak, verimliliği artıracak, ekilemeyen arazi kalmayana dek, tarımsal üretimi artıracak bir projesi olan siyasetçi var mı?

Muhalefet partileri, iktidarca yapılan her ne varsa onu konu edip eleştirmekle, meşguller..

“İktidar bunu yaptı, biz daha fazlasını yaparız, iktidar bunu verdi, biz daha fazlasını veririz, iktidarın bu projesi yeterli değil, daha büyük projeler yapacağız, vs, vs…” hamaseti dışında ciddi ve ülkeyi heyecanlandıran bir proje duyan var mı?
Nasıl daha fazlası olacak, nasıl daha iyi projeler olmalı, nasıl yeterli oluruz gibi konularda maalesef muhalefetin de fikri yok..

Gerek iktidar ve gerekse muhalefet partileri olsun, tarım ve hayvancıkla alakalı açıklamaları ve projesel söylemi olan birkaç siyasetçi dışında maalesef hiç yok..
Yani, tarım ve hayvancılık sektörümüz gerçek manada sahipsiz..

Tarım ve hayvancılığa destek son yüzyılda, en çok mevcut hükümet tarafından vermiştir, bu net..

Ancak;
Destek, tıpta olduğu gibi hasta olana verilir ve adı “serum”dur.. ve verilmezse hasta ölecek gerçeği, mevcuttur..
Hülasa serum dediğimiz, destek ile yaşatmaya çalıştığımız bir, sektörden bahis ediyoruz.
Yıllardır verilen destek politikaları ülkemizde işe yaramamıştır..
Destek politikaları ile yürümeyen bir sektörün adıdır artık tarım ve hayvancılık..
Sektörü düzeltmek için ciddi değişimlere ihtiyaç var..

Ülkemizde Konya Ovasını gören birisinin hububatta yaşadığımız sorunu, Kars, Erzurum, Ardahan'ı gören birinin de hayvancılıkta yaşanan sorunu anlaması ve gelinen noktayı kabullenmesi imkânsızdır.

Ülkemiz meralarının küçükbaş hayvancılık için ideal olması yanında, kırmızı et sorununun çözümünde çok önemli bir kaynak olan büyükbaş hayvancılığın besleme sorunlarını karşılamaya da yeterlidir.

Kurulacak yeni yapıda geleceğe güven ve umut verecek liyakatli yöneticilere, siyasetçiler yer verilmeli ya da yer açmalı.

Bu yöneticiler kişisel vizyonu itibari ile güçlü, kararlı, bilgili ve de uyanık kişilerden seçilmelidir.

Kim olduğu, nasıl düşündüğü, siyasi düşüncesi nasıl olursa olsun..

Siyasetçi,
Ülkesini seviyor mu?
Sektörü ne kadar biliyor ve ne kadar bu işten anlıyor?
Temsil ettiği halk, kendisini seviyor mu.?
Girdiği her platformda takdirle karşılanmayıp, herhangi bir eleştiri veya hakarete maruz kalacak güncel başarısızlığı var mı.?
Siyasetçi, siyaset öncesi sektörde kendi başarıları var mı.?
Liyakat denilen mantıkla örtüşüyor mu?

Hülasa, ülkemizde tarım ve hayvancılıkla alakalı olarak, üreticinin en az 10 yıl önünü görebilecek bir politika üretecek siyasetçilere ihtiyacı var..

Çiftçi, üretici önünü görebilecek olursa sanal da değil, gerçekten ürettiği ürünü devletin alım garantisi vererek, dünya güncel fiyatları ile alacak olursa, Bakanlığa bağlı tüm kuruluşlar ile topyekûn bir birlikteliğe adımlar atılırsa, muhalefet; yanlış projelere, “doğru proje o değil, alın size proje “diyebilen muhalif partileri olursa, destek politikaları değil, öngörülebilir, en az 10 yıllık öngörülen Tarım Politikaları ile Tarım ve Hayvancılığımız kendi kendine yeter ülke olacaktır” dedi.