AYAĞIMIZA SIKMAYALIM!
Dünyanın gidişatını değiştiren olaylar hep basit meselelerden çıkmıştır
Dünyanın gidişatını değiştiren olaylar hep basit meselelerden çıkmıştır. Tüm cihanın dengesini değiştiren, sınırların yeniden çizilmesine sebep olan ve milyonlarca insanın yitip gitmesine sebep olan Birinci Dünya Savaşı, Sırplı bir gencin Bosna-Hersek veliahdını öldürmesiyle başlamıştı.
Ülkemiz yakın ve uzak tarihinde de bedelleri ağır olan olaylar zincircilerini hepimiz hatırlıyoruz. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve daha birçok olayda ülkemizin kalkınma hızı kesildi, demokrasi yara aldı.
Cumhurbaşkanımızın başbakana anayasa kitapçığı fırlattığı, gezi olaylarımın başladığı gün piyasa altüst oldu. Döviz tepetaklak, altın zirve yaptı. Fabrikalar durdu, insanlar işsiz kaldı.
Sebebi ve aktörleri kim olursa olsun sonuçlarından hepimizin etkilendiği olayları iyi değerlendirmek lazım. Pireye kızıp yorgan yakmak deyimini haklı çıkartan tavırlardan uzak durmak lazım. Bugünlerde duyuyoruz. Geçmişe Ak Parti'ye gönül ve destek veren dostlarımız yüzde yüz haklı gerekçelerle biraz mesafeli durmaktalar.
Yüzde yüz haklılar dedim çünkü gerçekten de haklılar. Milletvekili, belediye başkanı, yönetim kurulu, hatta başbakan ve cumhurbaşkanın bir hatasına kızıp gönül koyanlar var. Bunun yansıması olarak bu seçimde Ak Parti'ye oy vermemeyi düşünebilirler. Hatta bu tavırlarıyla sözüm ona okkalı bir ders de verebilirler. Ancak hızla kalkanın zararla oturması misali sonunda yarayı alan biz oluruz.
Bugün kızdıklarımız ve küstüklerimizin belki makam ve mevkie ihtiyaçları yok. Hatta bunların hepsinin ekonomik durumları çok iyi. Her birinin belirli oranda gelirleri ve birikimleri var. Ama bizim böyle bir şansımız ve imknımız yok. Bizim ekonomik durumumuz hükümete ve onun istikrarına bağlı. Bizim ailemizin ekonomisi, huzuru, saadeti ve bereketi istikrarlı ve kararlı bir hükümete bağlı.
Ben şunu açık gönüllükle söylüyorum. Ülkemizin 7 Haziran seçimlerinden sonraki konumunda eğer iktidara en yakın parti CHP olsaydı oyumu CHP'ye, MHP yakın olsaydı hiç düşünmeden MHP'ye kullanırdım. Çünkü benim bir oyumla ülke kalkınacak ya da kalkınma hızı kesilerek dış ülkelere ve küresel çıkarlara feda edilecek.
Bizim gücümüz ve potansiyelimiz var. Bizde olmayan istikrar… Bunun için oyumuzu bir siyasi parti için değil ülkemiz ve kendimiz için kullanalım. Ve ne olursunuz ayağımıza sıkmayalım.
Ülkemiz yakın ve uzak tarihinde de bedelleri ağır olan olaylar zincircilerini hepimiz hatırlıyoruz. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve daha birçok olayda ülkemizin kalkınma hızı kesildi, demokrasi yara aldı.
Cumhurbaşkanımızın başbakana anayasa kitapçığı fırlattığı, gezi olaylarımın başladığı gün piyasa altüst oldu. Döviz tepetaklak, altın zirve yaptı. Fabrikalar durdu, insanlar işsiz kaldı.
Sebebi ve aktörleri kim olursa olsun sonuçlarından hepimizin etkilendiği olayları iyi değerlendirmek lazım. Pireye kızıp yorgan yakmak deyimini haklı çıkartan tavırlardan uzak durmak lazım. Bugünlerde duyuyoruz. Geçmişe Ak Parti'ye gönül ve destek veren dostlarımız yüzde yüz haklı gerekçelerle biraz mesafeli durmaktalar.
Yüzde yüz haklılar dedim çünkü gerçekten de haklılar. Milletvekili, belediye başkanı, yönetim kurulu, hatta başbakan ve cumhurbaşkanın bir hatasına kızıp gönül koyanlar var. Bunun yansıması olarak bu seçimde Ak Parti'ye oy vermemeyi düşünebilirler. Hatta bu tavırlarıyla sözüm ona okkalı bir ders de verebilirler. Ancak hızla kalkanın zararla oturması misali sonunda yarayı alan biz oluruz.
Bugün kızdıklarımız ve küstüklerimizin belki makam ve mevkie ihtiyaçları yok. Hatta bunların hepsinin ekonomik durumları çok iyi. Her birinin belirli oranda gelirleri ve birikimleri var. Ama bizim böyle bir şansımız ve imknımız yok. Bizim ekonomik durumumuz hükümete ve onun istikrarına bağlı. Bizim ailemizin ekonomisi, huzuru, saadeti ve bereketi istikrarlı ve kararlı bir hükümete bağlı.
Ben şunu açık gönüllükle söylüyorum. Ülkemizin 7 Haziran seçimlerinden sonraki konumunda eğer iktidara en yakın parti CHP olsaydı oyumu CHP'ye, MHP yakın olsaydı hiç düşünmeden MHP'ye kullanırdım. Çünkü benim bir oyumla ülke kalkınacak ya da kalkınma hızı kesilerek dış ülkelere ve küresel çıkarlara feda edilecek.
Bizim gücümüz ve potansiyelimiz var. Bizde olmayan istikrar… Bunun için oyumuzu bir siyasi parti için değil ülkemiz ve kendimiz için kullanalım. Ve ne olursunuz ayağımıza sıkmayalım.