Artık Dövebilir Miyim?
Kamuoyundan alınan tepkiler ve Ayasofya'nın ibadete açılmasından sonra 24 Mart Çarşamba günü yapılacak Ak Parti 7. Genel Kurulda tabana sıcak gelecek mesajların zeminini oluşturmak amacıyla feshedilen ve daha düne kadar sırf Ak Parti getirmiş diye bunu savunan ve kaldırılmasının ardından da sıkı bir sözleşme muhalifi moduyla sosyal medyada arzı endam eden omurgasızlık örneklerini bir tarafa koyarsak, bu hamlenin ne getirip ne götüreceği konusunda hala aklı selim bir değerlendirme yapanı görmedik.
Bazı bakanlar ve yetkililer, “İstanbul olmadı şimdi Ankara Sözleşmesini hazırlıyoruz” dese de en sağduyulu ve herhangi bir sözleşmeye mahal bırakmayacak derecede kadınlarımızı şiddetten koruyan yasaların var olduğunu ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu.
Soylu, sözleşmenin feshedilmesinden dakikalar sonra sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz. #İstanbulSözleşmesi ile ilgili...”
Doğru yaklaşım da budur. Sözleşme kalktı diye kadına her türlü şiddeti yapma hakkını kendinde bulan erkekler kendisini özgür hissetmemeli. “Sözleşme kalktı, o zaman istediğim kadar döverim ve şiddet uygularım” diyen ruhsal ve toplumsal sorun yaşayan bazı erkekler kendini deli dana gibi görmemeli.
Ulusal basında yer alan ve doğruluğu çok tartışılan iddialardan olan “Kadının beyanı esastır” cümlesinin karşılığı olarak “aileyi yıkıyor” gerekçesi ile sözleşmeyi eleştirip, kadının yetkililere “Şiddet görüyorum” şikayetine karşılık yetkililerin, “Şiddeti ispatlayacak bir darp izi ve yüzünde morluk görmüyorum” dediği yönünde iddialar ile evine, dolayısıyla şiddet gördüğü kocasına geri dönmesinin mantığının yanlışlığına dikkat çeken İçişleri Bakanı Soylu, kadınlara açıkça, “Endişeye mahal yok. Sizi koruyacak merci biziz” diyerek erkek şiddetine maruz kalan ya da böyle bir tehdit altında olduğundan dolayı içinden “acaba sözleşmenin kalkmasıyla sahipsiz mi kaldık?” diye kalbi sıkışan kadınlarımızın yüreğine su serpti.