Ana arter damarı yüzde yüz tıkanan hasta, şifayı bin 200 kilometre uzakta Elazığ'da buldu

Bağırsak ana arter damarlarında yüzde yüz tıkanıklık olan ancak bir türlü tedavi edilemeyen 60 yaşındaki bir hasta, memleketi Muğla başta olmak üzere bir çok ile gittiği hastanelerde sonuç alamadı, şifayı bin 220 kilometre yol kat ederek geldiği Elazığ'da yapılan operasyonla buldu.

TAKİP ET

Muğla'nın Fethiye ilçesinde ikamet eden 1 çocuk babası Erkul Doğan (60), son 4 aydır karın ağrısı şikayetiyle gittiği ilk hastanede safra kesesinde 6 tane taş olduğu söylendi. Artan ağrı ve şikayetleri üzerine İzmir'e giderek burada hastaneye başvuran ve yapılan tahlillerden sonra bağırsağa giden ana arter damarının tamamen tıkandığı ortaya çıkan Doğan'a, ameliyatın riskli olduğu aktarıldı.
Bunun üzerine başta Muğla, Aydın, İzmir, Denizli ve İstanbul'daki ilgili hekimlere anjiyografi sonuçlarını gönderen ve olumsuz cevaplar alan Doğan, tesadüfen sosyal medyada kendisi gibi aynı şikayetleri çeken ve gerçekleştirilen operasyonla sağlığına kavuşan bir hastanın haberini gördü.
Ardından araştırmalara giren Doğan ve ailesi Fırat Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Necati Dağlı ile iletişime geçti. Alınan olumlu cevaptan sonra bin 220 kilometre yol kat ederek Elazığ'a gelen hasta, Prof. Dr. Dağlı tarafından anjiyografi yöntem ve stent işlemiyle tedavi edilerek tıkalı olan damarları açıldı.

"SOSYAL MEDYA VESİLE OLDU"

Hastalığı hakkında bilgi veren Erkul Doğan,“ Muğla Fethiye'den buraya geldik. Benim hastalığım bundan yaklaşık 4 ay önce ilk etapta safra kesemde 6 tane taşın olduğu kanısıyla üç ay içerisinde 4 kere hastanede yattım. Müthiş ağrılar çektim. Son bir ay öncesine kadar yıl başı günü safra kesesinden daha farklı olarak daha şiddetli ağrılarla tekrar hastaneye gittim. Burada ağrıların safra kesesiyle ilgisinin olmadığını, bunun bağırsağa giden ana arter damarının tamamen tıkalı olduğunu söylediler. ‘Bu hastalık için hiçbir şey yapamayız ancak büyük hastanelere giderseniz belki orada size yardımcı olabilirler, dediler. Tamamen hayal kırıklığına uğradım ve üzüldüm. Çok korktum ve korkularım kat kat arttı” dedi.
Geçirdiği operasyon sonrası aylardan sonra ilk kez kendini iyi hissettiğini dile getiren Doğan, “Allah, Doktor Necati beyden bin kere razı olsun. Onunla diyalog kurduk ve telefondan görüştükten sonra kendisine bilgilerimiz gönderdik. Bize, ‘ tamam gelin' dedi. Biz de hiç vakit kaybetmeden İzmir'den kar, tipi ve fırtına demeden aracımızla buraya kadar ulaştık. Beni dün anjiyoya aldı. Aylardan sonra bugün ilk defa kendimi sağlıklı hissediyorum. Sağlıklı nefes alıyorum ve yediğim şeylerden tiksinmiyor, kusmuyor ve zevk alıyorum. Ağrılarım tamamen bitti. Fethiye'den sonra Muğla, Aydın, İzmir, Denizli ve sonrasında İstanbul'da araştırma yapıldı ve buralarda hep negatif cevaplar geldi. Sosyal medya vesile oldu ve Necati hoca, aynı benim durumumdaki bir hastayı yüzde yüz tıkalı olan damaları açtığını gördük. Bu beni biraz rahatlattı” diye konuştu.


“BURASI DOĞU DİYE İZMİR'E GÖRE PEK FARKLI BAKIYORLARDI”

Kardeşini her iki günde bir sancılar içerisinde hastaneye taşıdıklarını anımsatan Osman Doğan ise “ Bir lokma bir şey yese dışarı çıkarıyor ve sancıları başlıyordu. Kardeşimin durumundaki bir hastanın iyileştiğini hasta ile yapılan bir röportaj vardı, onu dinledik. Bu vesile ile tesadüfen hocamızı burada tanıdık. İzmir'de o kadar karamsar ettiler ki, burada ne yapabileceğini hiç düşünemedik. Nasıl anlatsam burası doğu falan diye İzmir'e göre pek farklı bakıyorlardı. Bunu anladık, bizim Türkiye'nin her yerinden çok değerli hocalarımız var. Yeter ki araştırılsın, bulunsun. Damarları yüzde yüz açtı ve bu inanılmaz bir şey. Sonuç olarak her gün ve her akşam hastaneye götürdüğümüz insan, burada iki gün içerisinde düzeldi.

Fırat Üniversitesi Kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Dağlı da" Hastamız bağırsak damarlarında yüzde yüz tıkanıklık varmış. İzmir ve bir çok il dahil olmak üzere şifa için dolaşmış. Hastamızın yemek yiyememe, sürekli karın ağrısı çekmesi, su içse bile karın ağrılarının artması şeklinde şikayetlerle bize başvurdu. Tanısı daha önceden anjiyografi ile konmuştu. Hepsi ameliyat önermiş ve genellikle uzak durmuşlar. Nedeni ise ameliyatının başarı, açıklık oranlarının düşük olması ve ameliyat sonrası hayati riskin yüksek olması. Sosyal medya aracılığıyla bana ulaşan hastamıza biz, bu işlemi yapabildiğimizi, anjiyografiyle yüzde 90'lık bir başarımızın olduğunu söyledim. Muhakkak gelmeleri gerektiğini, riskin ise yüzde 2 olduğunu belirtmiştim ve hastamız kilometrelerce yol aldıktan sonra hastanemize geldi. Bizim yaptığımız işlem sağlığına kavuşması, 24 saat geçmeden yemek yiyebilir duruma gelmesi, kusmalarının ve ishalinin geçmesi ile beraber işlemden yaklaşık 36 saat sonrasında ise hastamıza taburculuğunu planlıyoruz. Hastamız sağlığına kavuştu, bir problemi yok” diye bilgi verdi.

Bakmadan Geçme