Aman bu tuzağa düşmeyin!
Son dönemde bankalar, müşterilerine sundukları cazip faiz oranlarıyla dikkat çekerken, özellikle 'hoş geldin faizi' kampanyaları, mevduat sahiplerini yüksek faizle çekmekte önemli bir araç olarak kullanılıyor.
Ancak, birçok mevduat müşterisi, vade yenileme dönemlerinde faiz oranlarının önemli ölçüde düşmesini şaşkınlıkla karşılıyor. Bankaların sunduğu bu düşük faiz oranları, çoğu zaman yüzde 47-48 seviyelerinden yüzde 43'e kadar gerileyebiliyor. Bu durum, bankaların müşteri bağlılığı stratejilerinin bir parçası olarak şekillenirken, uzmanlar da mevduat sahiplerine farklı yollarla nasıl bu durumdan etkilenmemeleri gerektiği konusunda uyarılar yapıyor.
YÜKSEK FAİZLE BAŞLAYAN, DÜŞÜK FAİZLE BİTEN MEVDUATLAR
Bankalar, yeni müşteri kazanımını artırmak amacıyla genellikle yüksek faiz oranları sunarak cazip kampanyalar düzenliyor. Özellikle 'hoş geldin faizi' adı verilen teklifler, müşteriyi bankaya çekme noktasında önemli bir rol oynuyor. Ancak, vadeli mevduat hesapları yenilendiğinde, bu cazip faiz oranlarının önemli oranda düşmesi mevduat sahiplerini zorluyor. Bankalar, bu stratejiyi uygulayarak, yüksek faizle müşteri çekmeye çalışırken, vade yenileme dönemlerinde faiz oranlarını düşürerek, müşteri bağlılığı yaratmayı hedefliyor.
32 günlük vadeli mevduat hesaplarında yaşanan faiz düşüşü, özellikle düşük faiz oranlarının sıkça şikayet konusu olmasına neden oluyor. Yüzde 47-48 seviyesindeki faiz oranları vade yenileme dönemlerinde yüzde 43'e kadar inebiliyor. Uzmanlar, bu durumu bankaların müşteri bağlılığı yaratmak amacıyla uyguladıkları bir strateji olarak yorumluyor. Bankaların, müşterilerine sundukları bu faiz oranlarıyla aslında sadece kısa vadeli cazibe sunduklarını, uzun vadede ise bağlılık oluşturmak amacıyla düşük faizler uyguladıklarını belirtiyorlar.
2 GÜNLÜK SÜRE TALEPLERİ: BANKALARIN KRLILIK ANALİZİ
Bankaların, mevduat vadesi sona eren müşterilerden faiz oranlarıyla ilgili itiraz aldıklarında, çoğunlukla 2 günlük bir süre talep ettikleri belirtiliyor. Uzmanlar, bankaların bu süreyi müşterilerinin krlılık oranlarını analiz etmek için kullandığını belirtiyor. Yeminli Mali Müşavir ve Ekonomist Muhammet Bayram, bu süre talebinin, bankaların müşteri bazında krlılık analizi yapabilmek için gerekli olduğunu söyledi. Bayram'a göre, bankalar bu süreyi, müşterinin kredi kartı kullanımı, kredi çekme miktarı ve diğer bankacılık işlemleri üzerinden değerlendirerek, müşteri ile ilgili krlılık verilerini toplamak için kullanıyor. Eğer müşteri bankaya yüksek krlılık sağlıyorsa, banka bu müşteriye yüksek faiz oranı sunmayı sürdürebiliyor; aksi takdirde faiz oranı düşürülüyor.
BANKALARIN MÜŞTERİ BAĞLAMA STRATEJİLERİ
Bankaların, düşük faiz politikalarını vade yenileme dönemlerinde uygulamalarının ardında yatan en önemli motivasyon, müşteri bağlılığını artırmak ve bu bağlılık üzerinden diğer bankacılık hizmetlerinden gelir elde etmektir. Bayram, bankaların yüksek faiz oranlarıyla yeni müşteriyi cezbetmek amacıyla 'hoş geldin faizi' kampanyalarını düzenlediğini ancak bu kampanyaların süresi dolduktan sonra düşük faiz oranları uygulayarak müşteriyi kendi bünyelerinde tutmayı amaçladığını belirtti. Bunun yanı sıra, bankalar genellikle kredi kartı harcama taahhütleri ve diğer bankacılık ürünleri ile de müşteri bağlılığı sağlamaya çalışıyor. Bu stratejiler, bankaların krlılığını artırırken, aynı zamanda müşteriler üzerinde bağlılık oluşturmaya yardımcı oluyor.
BANKALAR NEDEN 2 GÜNLÜK SÜRE TALEP EDİYOR?
Bankaların vade yenileme öncesinde talep ettiği 2 günlük süre, aslında müşterinin bankaya sağladığı krlılığı analiz etme amacını taşıyor. Bu süre zarfında bankalar, müşterilerinin kredi kartı kullanımı, kredi çekme ve diğer bankacılık işlemleri üzerinden ne kadar gelir sağladıklarını değerlendiriyor. Eğer müşteri bankaya yüksek krlılık sağlıyorsa, banka yüksek faiz oranı sunabiliyor. Ancak, müşteri bankaya krlılık sağlamıyorsa, faiz oranı düşürülüyor ve müşteri, bankanın sunduğu düşük faiz oranlarına mahkûm bırakılıyor. Bu durum, bankaların finansal stratejilerinin bir parçası olarak şekilleniyor.