Altyapı da Bir Yere Kadar

Altyapı elbette önemli ve her türlü olağanüstü yağış miktarları da hesap edilerek şehirlerin 50-60 yıllarına hitap edecek bir şekilde projelendirilmeli ve sıklıkla da temizliği yapılmalı.

Ancak son Almanya, Belçika ve Hollanda örneğinde de görüldü ki, çok gelişmiş ve altyapı sorununu tümden çözdüğü gibi bir algıya muhatap olmuş ülkelerde de benzer ve hatta daha kötü görüntüler yaşanabiliyor.

Sel felaketi ile mücadele eden Avrupa ülkeleri zor günler geçiriyor. Almanya'da 133 kişi vefat etti, 27 kişinin yaşamını yitirdiği Belçika'da 20 Temmuz milli yas ilan edildi. Öte yandan Hollanda, Lüksemburg ve İsviçre de felaketin yaralarını sarmaya çalışıyor; bölgede yüzlerce insan kayıp.

Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İsviçre'yi de vuran sel felaketinde 133'ü Almanya'da olmak üzere 160 kişi hayatını kaybetti. Yaralı sayısının 618 olduğu aktarılırken, yüzlerce kişinin ise kayıp olduğu ifade ediliyor. Sel felaketinde Almanya'dan sonra en çok kaybın verildiği Belçika'da milli yas ilan edildi.

Bununla birlikte Almanya Rheinlan-Pfalz eyaletinin Ahrweiler bölge yönetimi, 1000'in üzerinde kişinin kayıp olduğunu bildirdi.

Bölgede telefonların çalışmadığı ve çok sayıda kişiye ulaşılamadığı aktarıldı. İki eyaletin birçok bölgesinde sel ve su baskınlarından dolayı evlerin çöktüğü, cadde ve sokakların sular altında kaldığı, birçok evin de risk altında bulunduğu belirtildi.

Washington ziyareti sırasında Beyaz Saray'da konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, felaketi "korku, umutsuzluk, acı ile karakterize bir gün" olarak nitelendirdi.
Merkel, "Kalbim, bu felakette sevdiklerini kaybeden ve hala kayıp insanların akıbeti için endişelenen herkesle birlikte." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, sel felaketinin yaşandığı Almanya ile ilgili Twitter üzerinden bir paylaşım yaparak, "Almanya'nın Rheinland-Pfalz ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletlerindeki sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere başsağlığı, yakınlarına sabırlar diliyoruz. Bu felaket karşısında Almanya'nın acısını paylaşıyoruz. Türkiye yardım için her daim hazırdır." diye yazdı.

Söylemek istediğimiz şu ki, felaket felakettir. Öyle afet, öyle yağmur, sel, heyelan ve deprem olur ki buna hiçbir altyapı, üst yapı ve alınan önlemler yeterli gelmeyebilir. Medyada zaman zaman günah keçisi yapılan yerel yönetimler ne kadar vizyoner bir bakış açısıyla altyapı inşa etse bile doğal afetler karşısında aciz kalabiliyor.

Yerel yönetimler elbette mevcut altyapı ihtiyacının 3-4 katı daha büyüklüğünde şebeke döşeyecek ve bunu sıklıkla kontrol edecek ama önünde ne varsa alıp getirdiği bir sele hangi altyapı dayanabilir ki.

Yetkililerin, altyapı ile birlikle son yıllarda ani ve aşırı yağışlara sebep olan iklim değişikliği konusuna eğilmesi ve bu konularda ciddi adımlar atmaları çok daha önemli ve hatta elzem…