Akıl da Yokmuş…

Şehirle ilgili teknik adamların ve STK başkanlarının fikirleri de zaman zaman ufuk açabilir. Gelecek tasavvuru ve vizyonu barındıran bu tür yaklaşım ve önerilere de kulak asmak gerekir.

Ancak bazı isimlerden öyle teklif ve öneriler geliyor ki, ufku geçtik, fikir sahibinin temiz akla sahip olmasından da akli melekelerinden de şüphe duyduk.

Geçmişte, belediyeye tahsis edilip park olarak halka açılması (tahsis kelimesinin nasıl bir hukuki ve mülkiyet hakkı doğuracağını ve ne anlama geldiğini bu teknik adam bilebilir mi o ayrı bir bahis) tartışmalarında bu güzergahta yeni il müdürlükleri yapılması tezini savunan bir teknik ağabey, şimdi de şehir merkezinde yapılan otoparklarla ilgili müthiş bir öngörü ortaya koymuş.

Bakın ne demiş teknik adam:

“Elazığ merkezde iki adet otoparkın yapım süreci devam ediyor.

Yapılmalı mı? Kesinlikle evet.

Hep dediğim gibi, bir şeyler yapıyoruz yapmasına da;

Ya eksik, ya hatalı, ya da yeterince düşünülmemiş maalesef.

Şimdi geleyim gördüğüm eksikliğe;

Şehir merkezine giren araçların kullanıcılarının herhalde %20'si bayan şofördür. Galiba bunda hemfikirizdir.

Bayanların tamamına yakını diyebileceğimiz büyük çoğunluğu yeraltındaki otoparkları kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Bu net bir gerçektir. Ama yapılan otopark projelerinde bu gerçek düşünülmemiştir. Yapılan otoparkların Elazığ'a hizmet etmesi bekleniyorsa projelerde revizyon yapılması gerekmektedir.

Biz uyarımızı yol yakınken yapalım. Mühür sizde.”

Öneri bu. Öneri bu ama projenin nasıl revize edileceğine dair bir tek kelime yok. Aslında bir konu hakkında şikâyette bulunan birisinin öneri ve teklifler ile gelmesi gerekmez mi? Ancak öneri yok, sadece eleştiri var.

Eleştiri olup öneri olmamasına rağmen hem bayanlarımızı hem de erkeklerimizi zan ve töhmet altında tutmak var.

Öncelikle bayan sürücülerimizin neden kapalı otopark kullanmak istemediğine açıklık getirmek lazım. Birinci sebebi, otoparklara girip çıkmak ve park alanlarına araçları usulünce park etmek konularında sıkıntı yaşayacakları.

İkincisi ise yeraltı otoparklarının zaman zaman tenha olması sebebiyle güvenli görülmemesi.

Bu ihtimallerin birincisi bayanların şoförlüğüne ve araç kullanımındaki ustalığına haksızlık, ikincisi de şehrimizin güvenli bir şehir olmadığı ve her an kötü bir olay olma ihtimalini öne çıkarmaktır ki bu hem emniyet kurumuna hem otoparkı işleten kurumlara hem de erkek hemşerilerimize haksızlık.

Otoparklar, özellikle yeraltı ve yer üstü otoparkları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve şehrimizde de en son geliştirilen projelere göre yapılmaktadır.

Asgari alanda azami araç park etmek ve bu noktada vatandaşa hizmet vermek düşüncesiyle otopark projesi çizen mimarların bayanlara özel bir tasarım yapması, ya da bu konuda yaşanacak olumsuzlukları dikkate almasının planda nasıl bir değişiklik yapılabileceğini keşke teknik ağabey izah etseydi.

Diğer endişelerine gelince. Evvelen, bayanların acemi şoför oldukları artık şehir efsanesinden öteye geçmeyen ve geçerliliği kalmamış bir tespit ve görüştür. Bayanlar, erkek sürücülerden daha çok dikkatli, özenli ve trafik kurallarına uyan sürücülerdir ve otoparklara giriş çıkışlarda zorluk çekmeleri gibi bir durum asla vaki değildir.

Saniyen, yeraltı otoparklarının işletilmesinde azami güvenlik tedbirleri alınmış, güvenlik kameraları, alarm sistemi ve işletmecinin özel güvenliği ile güvenilir hale gelmektedirler.

Salisen, şehrimizin insanlarının bayanlara karşı kötülük yapma ihtimalini düşünmek bile akla ziyan, sakıncalı ve marazlı bir ruh halinin tezahürüdür ki oldukça sorunlu bir yaklaşımdır.

Tüm değerlendirmelerden sonra geçmişte ufuksuz olarak tavsif ettiğimiz teknik ağabeyin aslında temiz bir akıldan da mahrum olduğunu üzülerek gördük.

Ne diyelim nasip işte. Herkeste bulunmuyor her güzel meziyet. Olur, böyle vakalar, Elâzığ halkı bunu yakalar deyip geçelim bu bahsi de.