Ak Parti İmamoğlu'na Çalışıyor
Belediyecilik hizmetlerinde ciddi bir başarı sağlayamayan ve siyasi desteği her gün azalan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na en büyük desteği tıpkı seçimin yenilenmesinde olduğu gibi Ak Parti veriyor.
Her şey pazar günü akşam saatlerinde İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından bir duyurusu ile başladı ve İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) işbaşı yaptırılan bazı çalışanların, terör örgütleriyle ilişkisi olduğu iddiasıyla özel teftiş başlattı.
Teftiş kararının, İBB'deki bazı çalışanların terör bağlantısı olduğuna dair iddia ve tespitlerin ortaya çıkmasının ardından geldiğini belirten Bakan Soylu, “Dağdaki teröristlerle mücadele ediyoruz. Şehirlerde terörizmle mücadele etmeyecek miyiz? Terör örgütüyle bağlantılı kişileri temizlemek önemli. DİAYDER denilen, elebaşı tarafından talimatla kurdurulmuş, dini istismar etmek üzere nitelendirilmiş bir dernek. Buradan referansla İBB'ye girip çalıştıklarını tespit ettik ve gördük. Bu arada ihbarlar gelmeye başladı. Daha önce PKK/KCK ile iltisaklı, hapse girmiş, özellikle dağda bulunmuş, polisimizin öldürülmesi eylemlerine katılmış ve yargı tarafından tescil edilmiş ve yine FETÖ'den ihraç ettiğimiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilmiş ByLock kullanıcısı birçok kişinin yoğunlaştırılmış olarak İBB'ye işe alındığını belirledik. Yapılan çalışma siyasi değil, güvenlikle ilgili bir konudur. Kimse bu meseleyi kendi siyasi yükselmesine kaldıraç yapmasın, kimsenin belediyesiyle işimiz yok" ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu'nun bu açıklamaları sonrası İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kameraların karşısına geçti.
İki hafta önce terörle bağlantılı çalışanlar iddiasıyla ilgili Bakan Soylu'ya mektup yazdığını ancak cevap alamadığını belirterek iddialara şu şekilde yanıt verdi; "Sayın Soylu'nun ifadeleriyle ilgili şunu söyleyeyim; Teftiş doğaldır. Bizlerin teftiş edilmekle ilgili sorunumuz yok. Gelen her müfettişi saygın şekilde ağırladık. Bunu en iyi müfettişler bilir. Bu bağlamda hiçbir sorunumuz yok. Sayın İçişleri Bakanı'nın terörle ilgili mücadelesini biz ona öğretecek değiliz, yanlış giden hususları aktarmak isterim. İçişleri'nde oturan zat İBB'de 557 terörist olduğunu iddia etti. Her verisi yanlış olan bakana hatırlatmak isterim, 15 gün boyunca İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Hiçbir şey duymadık. Hiçbir yazı almadım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak işlemler başlattık. Devlet adabına uygun bir şekilde bu beyanı ciddiye alarak 15 Aralık'ta benim olurumla teftiş kurulunda soruşturmaya izin verdim. İçişleri Bakanlığı'na yazı yazdık. Bizzat kendim bakanın kendisine yazı yazıp bilgi istedik. Listeyi yollamalarını istedik. Bakanlık bize cevap vermedi. Uyuyan bakanlık dün itibarıyla uykudan uyanıp tweet attı. Tweet atarak hakkımızda soruşturma izni başlattığını duyurdu. Ben devletin Twitter'dan soruşturma izni vererek mesaj vermesine ilk defa şahit oluyorum. Uygulamalar böyle olmaz. Terör örgütlerinin reklamını yapan bir bakanlık. Bu açıklama biçiminin de devlet geleneğine uygun olmadığını düşünüyorum. Sayıyla tespit yapıldıktan sonra teftiş başlatıldığı nerede görülmüş? Bu insanlara terörist diyorsan tut kulağından hapse at.”
Bu tartışma elbette burada kalmayacak. Karşılıklı iddia ve ithamlar devam edecek.
Güvenlik sorunu ve terörle mücadele elbette önemlidir ve siyaset üstüdür. İçişleri Bakanlığının böylesi hassas bir konuda duyarsız ve tepkisiz kalması da beklenemez.
Özellikle kamuda bu tür çalışmalar yapılacağı zaman da olabildiğince bu konunun gizli ve istihbarı destekler de alınarak yapılmalıdır.
İBB'de terör örgütüyle iltisaklı ve irtibatlı elemanların işe alındığı ve görevlendirildiği ile ilgili problem, sosyal medya paylaşımları ya da değişik ortamlarda bunu ifade etmekle çözülemez. Hele hele bu mücadele, kendi görevleri arasında yer alan İçişleri Bakanlığının 15 günden beri ifade edip herhangi bir adım atmamasıyla da izah edilemez. Varsa bilgi ve belgeleriniz devletin emniyet ve yargısına verir ve gereğinin yapılmasını talep edersiniz.
Hemen her gün onlarca belediyeye İçişleri Bakanlığı tarafından müfettişler gönderilir. Bunlar arasında terör iddiasıyla yapılan soruşturmalar da vardır. Bunların hiç biri, bakanlığın sosyal medya hesabından duyurulmazken İBB'ye görevlendirilen müfettişlerin bir Pazar akşamı sosyal medyadan duyurulması da çok doğru değil.
Buradan İmamoğlu'nu savunacak değiliz. Ancak devlet adamlığı ve sorumluluğu taşıyan bir yetkili, terör gibi, güvenlik gibi bir meseleyi, devletin MİT ve diğer istihbaratından aldığı bilgileri ilgili makamlara ileterek gerekli işlemleri başlatması ve sonucundan İBB'ye bilgi verilmesi talimatını verir ve konuyu yakından takip eder.
Yapılan bu usul hataları, tıpkı İstanbul'da seçimin tekrarlanması olayında olduğu gibi İmamoğlu'na olan ilgi ve desteği artırmaktan başka bir işe yaramadı.
Belediye başkanı olarak kendisine oy verenleri hayal kırıklığına uğratan İmamoğlu, Ak Parti'nin yanlış stratejileri ve uygulamaları ile yıldızı her zaman parlatılan bir siyasi figür konumuna yükseldi.
Bu siyasi anlayış; terörle bağlantılı olduğu gerekçesi ile görevden alınıp yerine kayyum başkan atamayı bile düşünebilecek bir noktaya ulaşır mı bilmiyoruz. Eğer bu da yapılırsa yüzde 70 oyla seçilen İmamoğlu, yeni Cumhurbaşkanımız olur ve birilerinin yüzünde gördüğü “rabbi yesir” ile Ak Parti'ye dua eder.