AH TELEKOM AH!
Ahhh Türk Telekom ah!
Bu ülke niçin gelişip ilerleyemiyor anlamak daha kolaylaştı son yıllarda. Ak Parti Milletvekili Metin Bulut'a katıldığı bir haber programına vatandaş tarafından 'Türk Telekom, telefon hattımı aylardan beri bağlamıyor' diye şikayet geliyorsa bu bittiğimizin de iflasımızın da resmidir…
Vatandaş artık; gitmediği yer, başvurmadığı yetkili ve ilgili kurum yöneticileri kalmamış ve buna rağmen sonuç alamamış olacak ki son kurtuluş ve çıkış olarak televizyonda canlı yayında gördüğü milletvekiline böylesine sıradan ve basit bir meseleyi bile aktarmak ve yardım talep etmek durumda ve zorunda kalmış.
İlgili kurum özel bir şirket olmasına ve verdiği hizmete mukabil kabarık faturalar tahakkuk ettirmesine karşın başarısız ve atıl. Ne yapsın vatandaş mecburen siyasilere, onların tavassutu ile devlete yöneliyor.
Çünkü tüm yük devlet babanın omuzlarında! Vah'lar sana baba devlet… Yıllarca emek ver, geliştir, güçlendir sonra daha güçlü olsun diye özelleştir hizmet kalitesi tapp tupp olsun. Hele de pandemiyle birlikte internet olmazsa olmazlarımız arasına gireli aylar oldu.
İnternet için başvuru yaptığın ilgili kurum aylar sonra lütfediyor. Hadi bunu anladık da. Peki, bir mahalleden diğerine taşınınca sürüm sürüm süründürmek neyin nesidir yahu…
Hele de kapıya değin iki kez gelip birinde yok 'modem değişecek yeni modemden yokmuş ondan zili çalmadılar' deyip, ikincisinde kapı numarası bilgisi yanlış deyip çekip gitmek neyin nesi oluyor?
Hadi hepsini anlamaya çalışalım; neredeyse bir aydır kullanılmayan internetin aylık paket ücretinin iki katı olarak faturalandırılması da 'pes artık' demeyelim de ne diyelim…
Oysaki Avrupa ülkelerinin gelişmişlik düzeyi incelendiğinde kurumların özelleştirilmesinden kaynaklı hizmet kalitesinin artmasının en önemli rolü üstlendiğini biliyoruz.
Bizdeki resmi ve AKSA, Türk Telekom, yarı resmi PTT Kargo gibi özel hizmet kuruluşlarının hizmet anlayışı; hizmete değil, kendileri her zaman tuzu kuru ve paralarını son kuruşuna kadar tahsil ederken, devleti ve siyasileri hezimete uğratacak sürecin aktörleri olarak görülüyor. Zira bu şirketler seçime gidip oy istemeyecekler vatandaşlardan.
Siyasilerimiz keşke bir AKSA mağdurlarını dinlese, keşke Türk Telekom mağdurlarını dinlese.
Ama dinlemekle kalmasa. Bundan sonra ilgili kurum yetkilisi ile konuşup onları haklı çıkartacak yalan rüzgarı beyan ve bilgilerle halka dönmese…
Hiçbir kurum hatasını kabul etmez. Hele hele hiçbir yetkili eksiğini itiraf etmez. Siyasetçiye düşen halkın taleplerinin ne kadar karşılandığını ya da niçin karşılanmadığını soruşturmak. Ve asla teknik bilgi kirliğinin sağanağıyla dumura uğrayıp vatandaşa da bu ağızla geri dönmemek…
Bu kurumlarla ilgili somut bilgi ve belgelere dayalı yayınlarımız devam edecek.
Bu ülke niçin gelişip ilerleyemiyor anlamak daha kolaylaştı son yıllarda. Ak Parti Milletvekili Metin Bulut'a katıldığı bir haber programına vatandaş tarafından 'Türk Telekom, telefon hattımı aylardan beri bağlamıyor' diye şikayet geliyorsa bu bittiğimizin de iflasımızın da resmidir…
Vatandaş artık; gitmediği yer, başvurmadığı yetkili ve ilgili kurum yöneticileri kalmamış ve buna rağmen sonuç alamamış olacak ki son kurtuluş ve çıkış olarak televizyonda canlı yayında gördüğü milletvekiline böylesine sıradan ve basit bir meseleyi bile aktarmak ve yardım talep etmek durumda ve zorunda kalmış.
İlgili kurum özel bir şirket olmasına ve verdiği hizmete mukabil kabarık faturalar tahakkuk ettirmesine karşın başarısız ve atıl. Ne yapsın vatandaş mecburen siyasilere, onların tavassutu ile devlete yöneliyor.
Çünkü tüm yük devlet babanın omuzlarında! Vah'lar sana baba devlet… Yıllarca emek ver, geliştir, güçlendir sonra daha güçlü olsun diye özelleştir hizmet kalitesi tapp tupp olsun. Hele de pandemiyle birlikte internet olmazsa olmazlarımız arasına gireli aylar oldu.
İnternet için başvuru yaptığın ilgili kurum aylar sonra lütfediyor. Hadi bunu anladık da. Peki, bir mahalleden diğerine taşınınca sürüm sürüm süründürmek neyin nesidir yahu…
Hele de kapıya değin iki kez gelip birinde yok 'modem değişecek yeni modemden yokmuş ondan zili çalmadılar' deyip, ikincisinde kapı numarası bilgisi yanlış deyip çekip gitmek neyin nesi oluyor?
Hadi hepsini anlamaya çalışalım; neredeyse bir aydır kullanılmayan internetin aylık paket ücretinin iki katı olarak faturalandırılması da 'pes artık' demeyelim de ne diyelim…
Oysaki Avrupa ülkelerinin gelişmişlik düzeyi incelendiğinde kurumların özelleştirilmesinden kaynaklı hizmet kalitesinin artmasının en önemli rolü üstlendiğini biliyoruz.
Bizdeki resmi ve AKSA, Türk Telekom, yarı resmi PTT Kargo gibi özel hizmet kuruluşlarının hizmet anlayışı; hizmete değil, kendileri her zaman tuzu kuru ve paralarını son kuruşuna kadar tahsil ederken, devleti ve siyasileri hezimete uğratacak sürecin aktörleri olarak görülüyor. Zira bu şirketler seçime gidip oy istemeyecekler vatandaşlardan.
Siyasilerimiz keşke bir AKSA mağdurlarını dinlese, keşke Türk Telekom mağdurlarını dinlese.
Ama dinlemekle kalmasa. Bundan sonra ilgili kurum yetkilisi ile konuşup onları haklı çıkartacak yalan rüzgarı beyan ve bilgilerle halka dönmese…
Hiçbir kurum hatasını kabul etmez. Hele hele hiçbir yetkili eksiğini itiraf etmez. Siyasetçiye düşen halkın taleplerinin ne kadar karşılandığını ya da niçin karşılanmadığını soruşturmak. Ve asla teknik bilgi kirliğinin sağanağıyla dumura uğrayıp vatandaşa da bu ağızla geri dönmemek…
Bu kurumlarla ilgili somut bilgi ve belgelere dayalı yayınlarımız devam edecek.