Afganistan'da Din ve Siyaset İlişkisi Semineri
Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, çevrim içi seminerde, 'Afganistan'da din ana taştır ve ana organdır' dedi.
Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, çevrim içi seminerde, 'Afganistan'da din ana taştır ve ana organdır' dedi.
Malatya İnönü Üniversitesi Güney Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İNÜGAM) tarafından, Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi'nin katılımlarıyla 'Afganistan'da Din ve Siyaset İlişkileri' semineri gerçekleştirildi.
Çevrim içi olarak düzenlenen seminere, konuşmacı olarak Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, İNÜGAM Müdürü Prof. Dr. Neslihan Durak, Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Önal ve İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Oruç katıldı.
İNÜGAM tarafından düzenlenen seminerde, din ve siyaset ilişkilerini anlamak için ilk önce Afganistan'ın tanınması gerektiğinden söz eden Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, Afganistan'daki din ve siyaset ilişkilerine değindi.
Dr. Öğr. Üyesi Hashimi, konuşmasında dinin siyaset üzerindeki etkisinden bahsederek, 'Son dönem, 2001 sonrası dönem olarak ele alınan beşinci dönemdir. 2001 sonrasında Bonn Konferansı yapıldı. 2003 yılında ise yeni anayasa yazıldı ve bu anayasa biraz daha modern bir anayasaydı. Din ile siyaset ilişkisine bakıldığında da anayasanın ilk kısmında, 'halkın inancı İslam dinidir' denilmiştir. Burada dinin etkisi görülmektedir. Anayasanın birinci maddesinde Afganistan'ın yönetim şekli İslami Cumhuriyet'tir. Hem modern bir devlet hem de İslami bir devlettir. Anayasası dini bir devleti önermiştir. Hiçbir kanun İslam dinine karşı olamaz ve kanunlar İslam'a uygun yazılmalıdır. Din aynı zamanda siyaseti de etkilemiştir. Cumhurbaşkanı olmanın şartı Müslüman olmak denilmiştir. Afganistan'ın 2001 sonrası yapılanmasında da din ana taştır ve ana organdır. Uluslararası bazı insan hakları kabul edilmiş ama bazı haklar İslam'a ters düşmüştür' şeklinde konuştu.
Hashimi, Afganistan'ın nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğunun bu nedenle de dini otoritelerin her zaman dini egemenliğini korumaya çalıştığını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Seminer soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Malatya İnönü Üniversitesi Güney Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İNÜGAM) tarafından, Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi'nin katılımlarıyla 'Afganistan'da Din ve Siyaset İlişkileri' semineri gerçekleştirildi.
Çevrim içi olarak düzenlenen seminere, konuşmacı olarak Pervan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, İNÜGAM Müdürü Prof. Dr. Neslihan Durak, Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Önal ve İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Oruç katıldı.
İNÜGAM tarafından düzenlenen seminerde, din ve siyaset ilişkilerini anlamak için ilk önce Afganistan'ın tanınması gerektiğinden söz eden Dr. Öğr. Üyesi Sayed Mobin Hashimi, Afganistan'daki din ve siyaset ilişkilerine değindi.
Dr. Öğr. Üyesi Hashimi, konuşmasında dinin siyaset üzerindeki etkisinden bahsederek, 'Son dönem, 2001 sonrası dönem olarak ele alınan beşinci dönemdir. 2001 sonrasında Bonn Konferansı yapıldı. 2003 yılında ise yeni anayasa yazıldı ve bu anayasa biraz daha modern bir anayasaydı. Din ile siyaset ilişkisine bakıldığında da anayasanın ilk kısmında, 'halkın inancı İslam dinidir' denilmiştir. Burada dinin etkisi görülmektedir. Anayasanın birinci maddesinde Afganistan'ın yönetim şekli İslami Cumhuriyet'tir. Hem modern bir devlet hem de İslami bir devlettir. Anayasası dini bir devleti önermiştir. Hiçbir kanun İslam dinine karşı olamaz ve kanunlar İslam'a uygun yazılmalıdır. Din aynı zamanda siyaseti de etkilemiştir. Cumhurbaşkanı olmanın şartı Müslüman olmak denilmiştir. Afganistan'ın 2001 sonrası yapılanmasında da din ana taştır ve ana organdır. Uluslararası bazı insan hakları kabul edilmiş ama bazı haklar İslam'a ters düşmüştür' şeklinde konuştu.
Hashimi, Afganistan'ın nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğunun bu nedenle de dini otoritelerin her zaman dini egemenliğini korumaya çalıştığını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Seminer soru cevap bölümünün ardından sona erdi.