AFAD'ın Büyük(!) Hizmeti
Bu günlerde 13. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Elazığ'da 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 41 kişinin hayatını kaybettiği 6.8 şiddetindeki deprem ile ilgili 'Öncül Belirtiler' adlı bir çalışma paylaşılmış.
Akademisyen Seval Gürbüz, ve Yusuf Arif Kutlu tarafından yayınlanıp Dergipark'ta yayınlanan araştırmada; Elazığ depremi başta olmak üzere büyük ölçekli depremler meydana gelmeden önce doğa, canlılar ve elektronik cihazlar üzerinde gözlemlenebilen anormal değişimler araştırılmış.
Deprem öncesinde bölgede yaşayan insanlarda 117, hayvanlarda 214, gökyüzünde 147, hava durumunda 165, kaynak ve çeşme sularında 59, göl ve barajlarda 31 ve elektrik-elektronik cihazlarda toplam 73 sıra dışı gözlem yapılmış.
Çalışmaya göre deprem öncesi 1 aylık zaman diliminde sinir bozukluğu ve sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 19, her an bir şey olacak hissini yaşayanların oranı yüzde 14.5, uyuyamama yüzde 11, bitkinlik ve halsizlik yaşayanların oranı yüzde 10.3 ve huzursuzluk yaşayanların oranı da yüzde 10.3 olarak belirlenmiş.
Ayrıca nedensiz baş dönmesi, kâbus, baş ağrısı, esneme, kalp rahatsızlığı, aşırı duygusallık, aniden uyanma, aşırı uyku isteği, diz ağrısı, mide problemleri, iştahsızlık, parmaklarda elektriklenme, ishal, göz seğirmesi, rahatsızlanma, düşük tansiyon ve titreme gibi belirtileri yaşayanların oranı da yüzde 34.2 olmuş.
Raporda hayvanlarda gözlemlenen anormal davranışlara da yer verilmiş. Buna göre bağırma yüzde 27.6, yerinde duramama yüzde 15 ve nedensiz saldırganlık, telaşlanma, ortadan kaybolma, sessizleşme, içine kapanma, hastalanma ve yuvayı terk etme gibi belirtiler de yüzde 21.5 olarak belirlenmiş. Gökyüzü ile ilgili gözlemlenen anormal durumlarda da, puslu gün batımı görenler yüzde 41.5, kızıl, pembe ya da mor tonlarında renk değişiklikleri görenler yüzde 23.8, ani aydınlanma/parlama/ışık görenler yüzde 19.7 ve normalden farklı ışımalar, anormal bulutlar ve yıldızların normalden daha fazla yere yakın gözükmesine tanıklık edenlerin oranı da yüzde 15 olmuş.
AFAD, bu araştırmayı yayınlayarak muhtemelen olası depremler öncesi yaşanabilecek tabiat, psikolojik ve sosyolojik vakalara dikkat çekmiş.
AFAD'ın “Öncül Belirtiler” adlı bu bilimsel çalışmayı yayınlamasını anlıyor, makul karşılıyor ve hatta büyük(!) bir hizmet görüyoruz.
Ancak aynı AFAD'ın deprem öncesi “Öncül Belirtiler” çalışmasının devamında, deprem sonrası “Artçıl Mağduriyetler” isimli bir çalışmayı daha yapması ve paylaşmasının doğru olacağını düşünüyoruz.
Deprem anında diğer kurumların da destek ve katkılarıyla başarılı bir arama-kurtarma faaliyeti ortaya koyan AFAD'ın ilerleyen gün ay ve yıllarda nasıl sınıfta kaldığı, depremin verdiği zarar ve mağduriyetler yetmezmiş gibi bizzat kendisinin nasıl yeni ve onarılmaz mağduriyetler oluşturduğuna dair de bir rapor bekliyoruz.
“Artçıl Mağduriyetler” raporunda, vatandaşın hak sahipliği, adaletsiz çekilen kuralarla oluşan haksızlık ve adaletsizlikler, 2+1 dayatması, mevsimsiz yapılan tavan sıvalarının ve fayansların dökülmesi, boyaların kabarması konusunda bilgiler paylaşılsın mesela.
Yine iddia edilen ve doğruluğu ispat edilirse, milletvekili danışmanları ve hatırlı kişilere Şahinkaya'da verilen, çevre düzenlemesi, çit ve istinat duvarları çok özel ve itina ile yapılmış yazlık evler de raporlara girsin mesela.
Vatandaşın bu süreçte muhatap bulamadığı, yeterli ve doğru bilgi alamadığı ve sırf bu sebeple siyasilerin sebepsiz yere suçlandığı da girsin “Artçıl Mağduriyetler” raporuna.
Ve yine objektif olarak hazırlanan bu raporun sonuç ve değerlendirme kısmında sizce hangi cümlelere yer verilirdi:
Okuyalım: “Hükümet ve bakanlıklar, halkın mağduriyetini en kısa sürede ve halkı memnun edecek bir şekilde tamamlanmasına irade ve kararlılık gösterip maddi kaynak göndermesine rağmen, yerel kurumların ve AFAD'ın yaptığı bazı hatalar memnuniyet yerine, alabildiğine memnuniyetsizlik, şikâyet ve mağduriyetler oluşturmuş ve bunun faturası da muhtemelen siyasilere çıkma nedeni olmuştur.”
Biz bu cümleleri, gazeteci duyarlılığı ile yaşanan olayları gözlemlememiz sonucu yazdık. Ancak bekleriz ki Fırat Üniversitesindeki akademisyenlerimiz bunu bilimsel bir yöntem ve metodoloji ile araştırsınlar ve raporlaştırarak yayınlasınlar.
Tabi bu raporu ve araştırmayı AFAD paylaşır mı bilmeyiz ama okuyanı ve takdir edeninin çok olacağına şimdiden kefil olabiliriz.
Bekliyoruz sizlerden böyle bir araştırma değerli akademisyenlerimiz. Akademisyenlerimizle birlikte bu araştırmayı, sözde bağımsız STK'larımız, halkın mağduriyetinden rant kapısı oluşturan, arsalarının imar değerini yükseltmenin derdini gütmekten başka bir stratejisi olmayan kurmaca Stratejik Araştırma Merkezi görünümlü ofisler de yapabilir.
Biz bekleyeceğiz bu raporu. Böyle bir çalışma yapılmazsa meydan bize kalıyor olacak ki korkarız bizim raporumuz biraz acıtacak.