Aday Adaylarına Öcü Muamelesi
Seçimlerin 14 Mayısta yapılma ihtimali ağırlık kazanıyor. Aralık ayını da sayarsak beş ay gibi bir süre var seçimlere ve partilerdeki teşkilat çalışmaları dışında aday adayları cenahında bir gelişme yaşanmıyor.
Her seçim öncesi parti yöneticileri ilginç bir ruh haline bürünürler. Bir şekilde kendi partilerinden aday adayı olacağı intibaı veren, bunun gereği düğün, taziye ve özel ziyaret yapanlara karşı anlaşılmaz bir tavır sergiler ve öcü görmüş muamelesi yaparlar.
Oysa bu süreçte kendi partilerinden aday adayı olmayı düşünen her bir isim, kendi partileri ve liderlerinin propagandasını yapmakta ve hizmetleri köşe bucak anlatmaktadır.
Bu isimler girdiği her ortamda hangi partiden aday olacaklarsa o partinin hizmetlerini varlık sebeplerini ve seçimlerin neden kazanılması gerektiğini güzel güzel anlatıyorlar.
Bunu duyan, gören ve zaman zaman bizzat müşahede eden bazı il başkanları ya da teşkilat üyeleri, bu ismi yüreklendirmek, bu ismin çalışmalarını onaylamak ve desteklemek yerine, garip bir şekilde “evet ya o da çıkmış, bir o eksikti” diyerek itibarsızlaştırıyorlar.
Bu durum sadece iktidar partisi için de geçerli değil. Yüzde 0.5'lik oy oranına sahip partilerde dahi bu anlaşılmaz tavır görünüyor. Bunun sebebi ise il başkan ve yöneticilerin belirli isimlere angaje olmaları ve sadece o isimlerin adaylıklarına sıcak bakmaları, bu sebeple diğerlerinin adaylıklarını benimsememelerinden kaynaklı olduğu ifade ediliyor.
Oysa seçimler öncesi bir partiye yapılan aday adaylık müracaat sayısı, o partinin gücünü, popülaritesini ve şansını ortaya koyan önemli bir parametredir.
Bir partiye ne kadar çok aday adaylığı müracaatı yapılmışsa o partinin, seçimin de favorisi olduğuna bir alamettir. Bu gerçeğe rağmen, kendi partilerinden aday adayı olacaklara burun kıvrılması, hem siyasi hem de etik açısından doğru değildir.
Bu tavrı takınmak yerine, il teşkilatları, aday adayı görüntüsü veren her bir ismi aramalı ve kararının hayırlı olması dileğinde bulunmalı ve sürekli koordinasyon içerisinde olmalıdır. Aynı yolu yürümenin ve aynı hedefe koşmanın yolu ve raconu da budur.