Adanalı Kadir
Bir vesile ile Adana'ya günübirlik bir seyahatimiz oldu. Ticari bir sebeple tanıştığımız Kadir, 32 yaşında tıbbi ameliyat teknikerliği ve diğer iki bölümden mezun olan ancak şu an bir inşaat firmasında saha sorumlusu olarak 4 bin TL maaşla çalışan bir genç.
Anlattıkları hiç de yabana atılacak değil. Dinleyelim: “Abim ben Ak Parti gençlik kollarında görev yaptım çok güzel duygular ve ideallerle çalıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok samimi olarak çalıştı ve gerçekten ülke çok gelişti ve çok gelişti. 20 yıl önceki Türkiye'den eser kalmadı. Her şey gerçekten çok güzel oldu. Ama son üç yılda her şey tepetaklak. Ben mezun olduğu alanlarda işe bulamadım. Milyonlara ve birçoğu iki ve üç fakülte bitirmiş gencimiz işsiz. Şimdi sen bakan olmuşsun, Erdoğan sana güvenmiş bakan yapmış. Sen devlete satacağın dezenfektan malzemenin parasına mı muhtaçsın? Bu olur mu abim. Bu nasıl bakanlar. Bu nasıl valililer, milletvekilleri ve bürokratlar. Bunların derdi ne ülke ne de Tayyip Erdoğan. Ülkemin dağları ovaları bomboş. Ekilmiyor ve biçilmiyor. Devlet olarak neden bu arazileri işletip hem üretim hem de istihdam oluşturmuyorsunuz”
Ve daha birçok içerden gelen cümleler ve hayıflanmalar…
Kadir, ülkemizin milyonlarca gencinden hem de Ak Partili gençlerinden biri. Gönlü ve ruhu Cumhurbaşkanı Erdoğan'da; ama aklı Ak Parti'den uzak artık. Kırgınlığı var. Kızgınlığı var. “Olmasaydı sonumuz böyle” sitemi var. Ve artık, “Ak Partiye değil oy getirmek, kendi oyumdan dahi şüphem var” diyen bir Ak Partili var. Ve Ak Parti'nin geleceğine ciddi etki edecek böyle bir gerçek var.
Ülkemiz dış politikada ve savunma sanayide ne kadar gelişirse gelişsin ama tabanın kırgınlığını cezbeden yolsuzluk, usulsüzlük ve adamcılık belini kırıyor samimi tabanın. Ve korkarız ki sandıkta bunun faturası öncelikle Erdoğan'a kesilecek.