ACİL !!!
Hayatımızda en acil ne olabilir
Hayatımızda en acil ne olabilir.
En acil olan şey sağlık; bir kaza anında gerekli olan acil sağlık müdahalesi veya kalp krizi, ani fenalık geçirme gibi benzer hdigererde ivedi olarak gereken sağlık hizmetinin en süratli bir şekilde alınması.
Bu hizmeti doğal olarak vatandaş kimden bekliyor? Devletten.
Bu durumda 112'yi arayarak hizmet talep ediyoruz.
Başka ne olabilir yangın, afet hali; burada da yine devletin bir unsuru olan belediyeden, itfaiyeden yardım istiyoruz.
Ne yapıyoruz, 110'u arıyoruz.
Güvenlik sorunu yaşandığında da 155 veya 156'dan hizmet talep ediyoruz.
Şimdi bir de cenaze hizmetleri için, belediyeler nezdinde kurulmuş olan beyaz masaları 153'den arayarak yardım alıyoruz.
Bu acil durumlar: vatandaşla devletin en hassas ilişkisi, en düzenli ve kaliteli olması gereken hizmet üniteleri.
Güvenlik konularında emniyetin 155-156 performansını takdirle karşılıyoruz.
İtfaiye hizmetlerinde de belirgin bir sorun yaşanmıyor.
Cenaze hizmetleri, örneğin Elazığ Belediye'since düzenli olarak, şikyete yol açmadan, memnuniyet veren bir seyir takip etmektedir.
Kişi en varlıklı ve en nüfuzlu da olsa bulunduğu ev cenaze evi ise o anda o kişi ve ailesi mağdur ve güçsüz demektir. İnsan desteğine en şiddetle ihtiyaç duyduğu bir an, hak teslimi gerek; bunu Elazığ Belediyesi layıkıyla yerine getirmektedir.
İlgili personel isabetli seçilmiş. İnsan halet-i ruhiyesin den anlayan, cenaze sahiplerinin psikolojisine hitap etmesini bilen bir kadro olduğunu görüyoruz, teşekkür ediyoruz.
Peki 112 için aynı şeyi söylemek mümkün mü?
Canhıraş gayret sarf edenler var elbet, var ama öyle bir birim ki, bu alanda görev alanlardan biri yetersiz, kaba- saba biriyse vatandaşın canına okumaya yetiyor.
112'de görev alan personelin çok iyi seçilmesi gerek;
Malatya Turgut Özal Hastanesinde üç saat ambulans beklemenin ne demek olduğunu hasta sahipleri bilir ancak;
Hastanın hastaneden eve nakli ambulansa götürülmesi gerektiği ilgili doktorlarca ön görülmüş, talep yazısı gönderilmiş olmasına rağmen, 112'i arandığında, teyit için ayrıca birim doktorunun araması gerektiği, doktor da o anda başka bir işle meşgulse, işin yoksa bekle, sabır çeke çeke.
Sağlık çalışanları ile vatandaşlar arasında vuku bulan tartışma ve kavgalar, olmaması gereken olaylar; nazik bir ilişki olmasından kaynaklı, bu sorun kaynağında çözülmeli; ambulans bekleyen bir hasta yakının yerine kişi kendisini koymayınca halden anlaması beklenemez.
Verilen örnekte yaşanan ambulans yetersizliğinden söz edildi, ambulans uçak veya helikopter istenmiyor, ambulans dediğimiz, bu gün Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı'nın beyanına göre bütün makam arabalarının toplam maliyetleri bir çerez parası bile değil.
Makam arabalarına karşı değiliz, hak etmeyenlerin bindiği makam arabaları ambulans aracına dönüştürülse bile bu şikyetler sıfırlanır.
Çok bir maliyeti gerektirmez bu sıkıntıların giderilmesi, bu ülkenin bütçesi yeterince ambulans aracı almaya fazlasıyla yeter diye biliyoruz. Yaşanan sıkıntı 184'e bildirildiğinde yapmacık bir ilgi gösteriliyor.
Tamam efendim şikayetiniz alındı, tutanağa geçirildi.
15-20 dakika sonra dönüyor ilgili görevli, şikyetiniz incelendi, efendim 3 saat ambulans beklemek (hastaneden eve nakil) normal efendim.
Efendim ben ne anladım bu işten şimdi.
Sorunu çözmeyen telefon hatları açmanın ne alemi var ne anlamı var yani.
****
Takip ettiğimiz kadarıyla ilimiz Elazığ'da bu işlere titizlik gösteren bir Vali'miz var.
Gerçi valiliğin yönetiminde değil ama. Sonuçta ilin valisi.
Elazığ Fırat Üniversitesi'ndeki onkoloji servisi yeterli mi?
Ben tanık oldum inanın bir Avrupa ülkesinde grip hastasına dahi layık görülmeyecek bir ilgisizlikle, akciğer kanser hastasına, şöyle geçin bekleyin bakalım denilmekte, ne yapalım yerimiz yok. Bekleyeceksiniz diye; bekleme nedeni azarlı bir şekilde perçinlenmektedir.
Sonra da o hastaneden tedavi almadan ayrılma gereği ortaya çıkmıştır.
Baş Hekim Bey'e uğradık yerinde yoklardı.
İlgili müdüre müracaat ettik, benim yapacağım bir şey yok, bizi aşıyor. Dedi.
Araştırmalarımıza göre hastane başhekimi sorunu gidermek için çaba gösteriyormuş.
***
Allah devlete zeval vermesin duasını diline pelesenk eden, hain tanklara yumrukla karşılık veren bu necip millet devletine gücendirilmemeli, hele konu sağlıksa ve amansız bir hastalıksa.
Bu milleti Nasrettin Hoca bile güldüremez sonra.
Eski toprak damlar yok şimdi, düşen ölüyor.
En acil olan şey sağlık; bir kaza anında gerekli olan acil sağlık müdahalesi veya kalp krizi, ani fenalık geçirme gibi benzer hdigererde ivedi olarak gereken sağlık hizmetinin en süratli bir şekilde alınması.
Bu hizmeti doğal olarak vatandaş kimden bekliyor? Devletten.
Bu durumda 112'yi arayarak hizmet talep ediyoruz.
Başka ne olabilir yangın, afet hali; burada da yine devletin bir unsuru olan belediyeden, itfaiyeden yardım istiyoruz.
Ne yapıyoruz, 110'u arıyoruz.
Güvenlik sorunu yaşandığında da 155 veya 156'dan hizmet talep ediyoruz.
Şimdi bir de cenaze hizmetleri için, belediyeler nezdinde kurulmuş olan beyaz masaları 153'den arayarak yardım alıyoruz.
Bu acil durumlar: vatandaşla devletin en hassas ilişkisi, en düzenli ve kaliteli olması gereken hizmet üniteleri.
Güvenlik konularında emniyetin 155-156 performansını takdirle karşılıyoruz.
İtfaiye hizmetlerinde de belirgin bir sorun yaşanmıyor.
Cenaze hizmetleri, örneğin Elazığ Belediye'since düzenli olarak, şikyete yol açmadan, memnuniyet veren bir seyir takip etmektedir.
Kişi en varlıklı ve en nüfuzlu da olsa bulunduğu ev cenaze evi ise o anda o kişi ve ailesi mağdur ve güçsüz demektir. İnsan desteğine en şiddetle ihtiyaç duyduğu bir an, hak teslimi gerek; bunu Elazığ Belediyesi layıkıyla yerine getirmektedir.
İlgili personel isabetli seçilmiş. İnsan halet-i ruhiyesin den anlayan, cenaze sahiplerinin psikolojisine hitap etmesini bilen bir kadro olduğunu görüyoruz, teşekkür ediyoruz.
Peki 112 için aynı şeyi söylemek mümkün mü?
Canhıraş gayret sarf edenler var elbet, var ama öyle bir birim ki, bu alanda görev alanlardan biri yetersiz, kaba- saba biriyse vatandaşın canına okumaya yetiyor.
112'de görev alan personelin çok iyi seçilmesi gerek;
Malatya Turgut Özal Hastanesinde üç saat ambulans beklemenin ne demek olduğunu hasta sahipleri bilir ancak;
Hastanın hastaneden eve nakli ambulansa götürülmesi gerektiği ilgili doktorlarca ön görülmüş, talep yazısı gönderilmiş olmasına rağmen, 112'i arandığında, teyit için ayrıca birim doktorunun araması gerektiği, doktor da o anda başka bir işle meşgulse, işin yoksa bekle, sabır çeke çeke.
Sağlık çalışanları ile vatandaşlar arasında vuku bulan tartışma ve kavgalar, olmaması gereken olaylar; nazik bir ilişki olmasından kaynaklı, bu sorun kaynağında çözülmeli; ambulans bekleyen bir hasta yakının yerine kişi kendisini koymayınca halden anlaması beklenemez.
Verilen örnekte yaşanan ambulans yetersizliğinden söz edildi, ambulans uçak veya helikopter istenmiyor, ambulans dediğimiz, bu gün Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı'nın beyanına göre bütün makam arabalarının toplam maliyetleri bir çerez parası bile değil.
Makam arabalarına karşı değiliz, hak etmeyenlerin bindiği makam arabaları ambulans aracına dönüştürülse bile bu şikyetler sıfırlanır.
Çok bir maliyeti gerektirmez bu sıkıntıların giderilmesi, bu ülkenin bütçesi yeterince ambulans aracı almaya fazlasıyla yeter diye biliyoruz. Yaşanan sıkıntı 184'e bildirildiğinde yapmacık bir ilgi gösteriliyor.
Tamam efendim şikayetiniz alındı, tutanağa geçirildi.
15-20 dakika sonra dönüyor ilgili görevli, şikyetiniz incelendi, efendim 3 saat ambulans beklemek (hastaneden eve nakil) normal efendim.
Efendim ben ne anladım bu işten şimdi.
Sorunu çözmeyen telefon hatları açmanın ne alemi var ne anlamı var yani.
****
Takip ettiğimiz kadarıyla ilimiz Elazığ'da bu işlere titizlik gösteren bir Vali'miz var.
Gerçi valiliğin yönetiminde değil ama. Sonuçta ilin valisi.
Elazığ Fırat Üniversitesi'ndeki onkoloji servisi yeterli mi?
Ben tanık oldum inanın bir Avrupa ülkesinde grip hastasına dahi layık görülmeyecek bir ilgisizlikle, akciğer kanser hastasına, şöyle geçin bekleyin bakalım denilmekte, ne yapalım yerimiz yok. Bekleyeceksiniz diye; bekleme nedeni azarlı bir şekilde perçinlenmektedir.
Sonra da o hastaneden tedavi almadan ayrılma gereği ortaya çıkmıştır.
Baş Hekim Bey'e uğradık yerinde yoklardı.
İlgili müdüre müracaat ettik, benim yapacağım bir şey yok, bizi aşıyor. Dedi.
Araştırmalarımıza göre hastane başhekimi sorunu gidermek için çaba gösteriyormuş.
***
Allah devlete zeval vermesin duasını diline pelesenk eden, hain tanklara yumrukla karşılık veren bu necip millet devletine gücendirilmemeli, hele konu sağlıksa ve amansız bir hastalıksa.
Bu milleti Nasrettin Hoca bile güldüremez sonra.
Eski toprak damlar yok şimdi, düşen ölüyor.