98 Yaşında ve Daha Güçlü
27 Mayıs, 12 Eylül, gezi olayları ve 15 Temmuz kalkışmasıyla milletin iradesini yok sayan güçlere rağmen Cumhuriyetimiz 98 yaşında ve daha güçlü
Atatürk'ün "Efendiler yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" sözü ile başlayan ve yaşanan her badire ve tehditlerle daha da güçlenen Cumhuriyet, 98 yaşında.
Cumhuriyet'in ilanıyla Türkiye tarihinde yeni bir devrin kapıları açıldı ve "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" sözü, devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini aldı. Bugün, tüm Türkiye'de Cumhuriyet'in 98. yılı kutlanıyor.
ADIM ADIM CUMHURİYET'E
24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti.
İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye devletinin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu.
O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu.
Bu sırada, 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil bir çözüm gerektirdi.
NUTUK'TAN CUMHURİYETİN İLANI
28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı.
İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı:
"Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.
Çankaya'ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.
Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Hâlbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."
ANAYASA DEĞİŞİYOR
Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi.
Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet'in ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.
CUMHURBAŞKANI SEÇİLİYOR
Cumhuriyetin ilanının ardından Cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi.
Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verilirken, Türk milletinin tarihinde yeni bir devir açıldı.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 98. yıl dönümü dolayısıyla Elazığ'da da kutlama mesajları yayımlandı.
İşte Bazı Kutlama Mesajları:
ELAZIĞ VALİSİ DR.ÖMER TORAMAN:
Tarihi, şan ve şerefle dolu asil milletimizin, şahlanışının ve küllerinden doğuşunun nişanesi olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. yıl dönümünü, tüm ülkede olduğu gibi, ilimizde de büyük bir coşku ve gurur içerisinde kutluyoruz.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Millî Mücadeleyi başlatıp, 29 Ekim 1923 tarihinde de “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir!” ilkesiyle ilan ettiği Cumhuriyet, Türk milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kahraman silah arkadaşlarını, bu toprakları bizlere vatan kılan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyor; tüm halkımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum.
ELAZIĞ BELEDİYE BAŞKANI ŞAHİN ŞERİFOĞULLARI:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bütün yokluklara rağmen zaferle taçlandırdığı Kurtuluş Savaşı sonrasında, ‘En Büyük Eserimdir' diyerek bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin 98. yılını kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Bizler istikbalimizin simgesi olan Cumhuriyeti ve kazanımlarını korumak ve daha ileri noktalara taşımak için daima çalışacağız. Yoksulluklar içerisinde dahi tarihimizi şanla şerefle dolduran atalarımızın, bizlere ulaşılmasını hedef olarak gösterdiği ‘Muasır Medeniyetler Seviyesi 'ne erişebilmek için azim ve kararlılıkla mücadele edip vatanımızı ve milletimizi hak ettiği seviyelere taşıyacağız.
AK PARTİ ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ SERMİN BALIK:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, tarihte eşine az rastlanan kahramanlık destanıyla İstiklaline ve istikbaline sahip çıkan Aziz Milletimiz, geçmişte olduğu gibi günümüzde de birlik ve beraberliğini koruyarak birbirine daha sıkı bağlarla bağlanmış bir Millet olarak, Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 98'inci yıldönümünü coşkuyla kutlamanın onurunu ve gururunu yaşıyoruz.
29 Ekim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk Milletinin ve devletinin küllerinden yeniden doğduğu gündür. Kurulduğu günden bu yana mücadele içinde olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz yazdığı destanlarla Dünya'ya örnek olmayı başarmıştır.
ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI ASİLHAN ARSLAN:
Aziz Cumhuriyetimizin 98'inci yaşını büyük bir gurur ve sevinçle kutluyoruz. İnanıyoruz ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, bütün bir milletin desteğiyle verilen milli mücadelenin ardından kurulan Cumhuriyet en değerli fazilettir. Milletin iradesinin hâkim olduğu yönetim biçimi, içinde bulunduğumuz yüzyıla en çok yakışandır.
Cumhuriyetimiz bir asra yaklaşan süreç içerisinde her geçen gün daha da güçlenmiş ve köklenmiştir. Bizden öncekiler, sonrasında da bizler ömürlerimiz boyunca bu güzel yapıya katkı vermeye çalıştık. Eminim ki bizden sonraki nesiller de Atatürk'ün ‘Cumhuriyet daima payidar kalacaktır' sözünü ilelebet gerçek kılacaklar ve hassasiyetle, özenle korumaya devam edeceklerdir.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. FAHRETTİN GÖKTAŞ:
Aziz Milletimizin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlattığı ve büyük fedakârlıklarla kazandığı eşsiz zafer neticesinde kurulan Cumhuriyetimizin 98. kuruluş yıldönümünü kutlamanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Cumhuriyet, her türlü imkânsızlıklara rağmen çok ağır bedeller ödenerek, örnek vatan sevgisi, hürriyet ve istiklal aşkıyla gösterilen kahramanlığın eseridir. Nitekim ezelden beridir hür yaşamış Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı'nı da bu azimle kazanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük eserim dediği Cumhuriyet, geleceğimizin de en büyük güvencesidir. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur.