4.YEREL EĞİTİM ŞURASI GERÇEKLEŞTİ
Şuurlu Öğretmenler Derneği Elazığ Şubesi tarafından düzenlenen il eğitim şuralarının dördüncüsü bu yıl 5 Aralık tarihinde online olarak zoom üzerinden gerçekleştirildi.
Şuraya çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ve okullardan çok sayıda eğitimci katılım sağladı. Şurada bildiri sunan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Turan, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zülfü DEMİRTAŞ, Nevşehir Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI ve Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Durdağı AKAN, Pandemi Sürecinde Uzaktan Eğitimi çeşitli yönleriyle ele aldılar.
Programın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Şube Başkanı Habib KARAÇORLU, Öğ-der Elazığ Şubesi olarak il eğitim şurasının bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiklerini, Korona Virüs salgını döneminde uzaktan eğitim konusunun ele alındığı bu programının eğitimin sorunlarının masaya yatırılması açısından yararlı sonuçları olacağına inandıklarını belirtti.
Prof. Dr. Zülfü Demirtaş'ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda ilk söz alan Prof. Dr. Selahattin TURAN yaptığı sunumda, Pandemi öncesinde Türkiye'de eğitimin zaten krizde olduğunu ve böylece pandemi sürecinin eğitimdeki fırsat eşitsizliğini daha da arttırdığını belirtti. Krizin eğitimi hazırsızlık yakaladığını, önceden öngörülemeyen bu durum sonucunda eğitimdeki krizin daha da derinleştiğini söyledi. Türkiye'ye özgü bir uzaktan eğitim programının olmadığını ve bu dönemde en çok mağdur olan kesimin yoksul kesimler olduğunu ekledi. Beş milyon civarında öğrencinin açık öğretimde okuduğunu ve ayrıca beş bucuk milyon öğrencinin de yüksek öğretimde bölüm değiştirdiğini ekledi. Mesleklerin giderek yok olduğunu ve böylece örgün eğitimin çöktüğünü ilave etti.
Programda ikinci sırada söz alan Doç. Dr. Durdağı Akan ise, 'Pandemi sürecinde en çok etkilenen alanın eğitim olduğunu bu dönemde uzaktan eğitimin, eğitim siteminin tam ortasına oturarak yüz yüze eğitimin yerini aldığını ifade etti. UNESCO, OECD ve Dünya Bankası raporlarına göre Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de okulu bırakma oranlarının çok arttığını ekledi. Öğretmen ve öğrencilerin bu sürece hazırlıksız yakalandıklarını da ilave etti. Eğitimdeki devrimin matbaa devriminden daha etkili olacağını ifade den AKAN, mevcut eğitim öğrencilerimizi değerli kılmıyor öğretim programımızın merkeziyetçi ve katı olması faydaları faydasız imkanları imkansız kılıyor' dedi.
Programın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Şube Başkanı Habib KARAÇORLU, Öğ-der Elazığ Şubesi olarak il eğitim şurasının bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiklerini, Korona Virüs salgını döneminde uzaktan eğitim konusunun ele alındığı bu programının eğitimin sorunlarının masaya yatırılması açısından yararlı sonuçları olacağına inandıklarını belirtti.
Prof. Dr. Zülfü Demirtaş'ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda ilk söz alan Prof. Dr. Selahattin TURAN yaptığı sunumda, Pandemi öncesinde Türkiye'de eğitimin zaten krizde olduğunu ve böylece pandemi sürecinin eğitimdeki fırsat eşitsizliğini daha da arttırdığını belirtti. Krizin eğitimi hazırsızlık yakaladığını, önceden öngörülemeyen bu durum sonucunda eğitimdeki krizin daha da derinleştiğini söyledi. Türkiye'ye özgü bir uzaktan eğitim programının olmadığını ve bu dönemde en çok mağdur olan kesimin yoksul kesimler olduğunu ekledi. Beş milyon civarında öğrencinin açık öğretimde okuduğunu ve ayrıca beş bucuk milyon öğrencinin de yüksek öğretimde bölüm değiştirdiğini ekledi. Mesleklerin giderek yok olduğunu ve böylece örgün eğitimin çöktüğünü ilave etti.
Programda ikinci sırada söz alan Doç. Dr. Durdağı Akan ise, 'Pandemi sürecinde en çok etkilenen alanın eğitim olduğunu bu dönemde uzaktan eğitimin, eğitim siteminin tam ortasına oturarak yüz yüze eğitimin yerini aldığını ifade etti. UNESCO, OECD ve Dünya Bankası raporlarına göre Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de okulu bırakma oranlarının çok arttığını ekledi. Öğretmen ve öğrencilerin bu sürece hazırlıksız yakalandıklarını da ilave etti. Eğitimdeki devrimin matbaa devriminden daha etkili olacağını ifade den AKAN, mevcut eğitim öğrencilerimizi değerli kılmıyor öğretim programımızın merkeziyetçi ve katı olması faydaları faydasız imkanları imkansız kılıyor' dedi.