'24 HAZİRAN KRİTİK BİR ASRIN SEÇİMİDİR'
Erol KARA/Nisa Yılmaz-Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Hakimiyet Gazetesi'ni ziyaret eden Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, 24 Haziran seçimleri ve gündeme dair birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Alpay, 'Ak Parti'nin Cumhur İttifakı'nın elinin mecliste de güçlü olması gerekiyor. Parlamento çoğunluğunu kaybetmek demek; Türkiye'nin kısa zamanda kaotik bir yönetime sürüklenmesi, siyasi kaosun oluşması, cumhurbaşkanı ile yasama faaliyeti yürüten meclis arasında hızla duvarların yükselmesine izin vermek demektir. Siyasi kaos, çok muhtemel sonuç olur.' dedi.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alpay, cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinde farklı partilere oy verilmesi algısını değerlendirmesinde şunları ifade etti: 'Parlamento seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandıkta oy kullanılacak. Bu, Türkiye'de demokrasi çıtasının yükselmesi ile alakalıdır. Yasama faaliyeti ile ilgili olarak, milletvekillerinin doğrudan halk tarafından seçilmesi dışında yürütme dediğimiz, hükümetin de doğrudan halk tarafından seçilmesi, doğrudan demokrasinin hayata geçmesi önemli. İki yaklaşım ortaya koyularak cumhurbaşkanlığı sistemi oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı yürütmeyi temsil edecek, kabine artık cumhurbaşkanın seçtiği bakanlardan oluşan bir kabine olacak. Bakan olan, milletvekili sıfatını taşımayacak. Yasama ve yürütme ayrı iki erk olarak birbirini denetleyen çek-balans dediğimiz sistemin ana unsuru olarak hayata devam edecek. Ancak burada bir kısım çevre, dış kaynaklı fakat içerden de destekli olarak şöyle bir algı oluşturuyor; cumhurbaşkanlığında bir partiye, milletvekilinde ise farklı bir partiye oy vererek denge gözetmek gibi bir yaklaşım içerisinde.'
'Siyasal İstikrar Saplanmazsa, Siyasi Kaos Muhtemel Sonuç Olabilir'
Alpay, 'Ak parti oylarını düşürme, parlamento oylarını azaltmaya yönelik çok temiz olmayan düşünceler var. Şunu görmek lazım öncelikle; güçlü meclis, güçlü hükümet ve güçlü Türkiye yaklaşımı içerisinde bu sistem oluşturuldu. Cumhurbaşkanının yürütme yetkisine sahip olarak bu yetkilerini kullanırken, aynı zamanda parlamento ile ilişkilerinin çok doğru bir yorumlanma ile mekanizmanın yürüyor olması lazım. Sadece meclis yasama faaliyeti yapacak, bundan önceki süreçlerde cumhurbaşkanlığı, yürütmeyi devam ettiren bakanlar kurulu kanun hükmünde kararnameler çıkarmak suretiyle kanun kuvvetinde işler yapabiliyordu. Ama artık kanun hükmünde kararnameler yok. Cumhurbaşkanı kararnamesi var. Ancak cumhurbaşkanı kararnamesi yasal düzenleme yapma gücüne sahip değil. Sadece yürütmeye yönelik işler yapacak. Örnek vermek gerekirse; bakanlıkların oluşturulması, kurulması, birleştirilmesi, bakanlıkların, merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması, tüzel kişiliklerin oluşturulması ile ilgili cumhurbaşkanı kararnamesi hüküm icra edecek. Ancak yasama tarafının da cumhurbaşkanlığı ile uyumlu çalışması gerekecek. Bunun için Ak Parti'nin Cumhur İttifakı'nın elinin mecliste de güçlü olması gerekiyor. Parlamento çoğunluğunu kaybetmek şu demek; Türkiye'nin kısa zamanda kaotik bir yönetime sürüklenmesi, siyasi kaosun oluşması, cumhurbaşkanı ile yasama faaliyeti yürüten meclis arasında hızla duvarların yükselmesine izin vermek demektir. Siyasi kaos, çok muhtemel sonuç olur. Yeni değişiklik ile karşılıklı fesih hakkı verildi. Cumhurbaşkanı ve parlamentoya seçimleri yenileme hakkı verildi. Bu hak şu şartla oluyor; 24 Haziran'da seçim yapıldı ve cumhurbaşkanımız ilk turda seçildi, parlamento çoğunluğunu ise Cumhur İttifakı kaybederse, cumhurbaşkanı ülkeyi erken seçime götürmek isterse kendi dönemini de kaybetmiş oluyor. Yani sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın erken seçim istemesi halinde sadece ülkeyi bir dönemi 5 yıllık yönetme imkanı kalacak. Vatandaşlarımızın bunun ne anlama geleceğini düşünerek durum değerlendirmesi yapması lazım. Seçimlerinin arzumuz Cumhur İttifakı en yüksek oyu alsın, gönlümüzden geçen Ak Parti Milletvekili listesindeki adaylarımızın da bu seçim yeterliliğine sahip olarak milletvekili sıfatını alıp gitsinler. Sadece Ak Parti olarak değil, Cumhur İttifakı'nın da ittifak olarak en yüksek noktaya çıkması için o çalışmaları yürütüyoruz.' dedi.
24 Haziran Kritik ve Asrın Seçimidir
Alpay, 24 Haziran'da yüz yılın seçimi yapılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti: 'Türkiye'nin siyasi istikrarının devamı ekonomik büyüme ile gerçekleşiyor. Ve Türkiye en zor zamanlarda dünyada gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerinin zorlandığı ekonomik krizlerle boğuştuğu dönemlerde bile yüzde 6- 6,9 gibi çok büyük büyüme oranlarıyla yoluna devam eden bir ülkeydi. Bunu yaparken siyasi istikrarıyla birlikte ekonomik büyümesi gerçekleşen bir ülke olarak dünyanın dikkatini çekti. Dolayısıyla Türkiye, bu kritik virajda asrın seçimiyle baş başa. İktidar, siyasal istikrar ile birlikte ekonomik büyümesini gerçekleştiren Türkiye, önüne hedefler koymuş, yürümek ve yoluna devam etmek istiyor. 2002 sonrasında Ak Parti'nin yapmış olduğu çok sayıda hizmet ve icraatlar var. Ulaşımdan sağlığa, eğitimden, enerjiye, güvenlikten, uluslararası güvenliğe her alanda savunma sanayiinden iş güvenliğine kadar birçok alanda alt ve üst yapı yatırımları konusunda yatırımlar noktasında büyük işler yaptı. Ve bu işleri yaparken de milletin teveccühünü kazanarak bu süreçleri devam ettirdi. Her girdiği seçimi kazanarak, yüz akıyla yolumuza devam ettik. Bölgedeki gelişen şartları da dikkate aldığımızda doğru bir yol haritası ortaya koymuş, ne yapmak istediğini bilen, güçlü bir liderlikle ve güçlü siyasi yönetimle yola devam eden bir ülke. Bir taraftan Türkiye bölgede uluslararası operasyonlarla baş başa. Bölgede başımıza getirilmek istenen bazı şeyler var. Bunlara karşı Türkiye artık ulusal güvenliğini sağlamak için kendi sığınağının dibinde bu hattı kurmuyor. Yaklaşık 25-30 kilometre derinlikte 150-200 kilometrelik bir bant içerisinde çok daha uzak noktalarda savunma hattını kuruyor. Ulusal güvenliğine tehdit oluşturacak, milli güvenliğini tehdit edecek terörün kendisine tehdit oluşturacak her türlü unsuru da hesap ediyor. Türkiye bu kadar inisiyatif alırken ve doğru yaklaşımlar ortaya koyarken, takip ettiği politikaları da desteklerken ve yoluna böyle devam ederken Türkiye'nin baş başa kaldığı sorunlar dünyanın genelinde yaşanan şeylerle birlikte bu sürecin akamete uğraması, bu sürecin kesintiye uğraması, Türkiye açısında beka problemidir. Onun için 24 Haziran genel seçimleri, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri bu ciddiyeti ve taraflarıyla çok farklı. Kritik ve asrın seçimidir. Beklentimiz sayın cumhurbaşkanımızın ilk turda yüksek bir oy oranıyla seçilmesi. Ve aynı şekilde parlamento seçimlerinde de Cumhur İttifakı'nın yüksek oyla desteklenmesi, Ak Parti'nin yüksek oy oranıyla parlamento seçimlerinde yeterli oy oranı alarak seçimlere devam etmesi.'
'Türkiye'nin 8. Kümeleme oluşumunu Elazığ'da Gerçekleştirdik'
Alpay, 'Şuanda Elazığ'da katma değeri yüksek, nitelikli alanlarda bu şehre ne tür katkı yapabiliriz diye bununla ilgili çalışmalara zaman ayırıyorum. Savunma ve havacılık da bu alanlardan ikisi. Bu alanda yapılan işler, nitelik itibariyle özellik arz eden işler. Elazığ, havacılık açısından merkez haline geldi. İHA merkezi haline geldi. Jandarma Genel Komutanlığının Hava Grup Komutanlığı Elazığ'da oluşturuluyor. Buna bağlı olarak yine burada Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A. Ş. (TAI) ofisi oluşturduk. BAYKAR'ın bir İHA merkezi var. Fırat Üniversitesi'nde ASELSAN Ofisi açıldı. Bu gelişmeler önemli ancak bir taraftan da Savunma Uzay ve Havacılık Kümelenmesi (SÜHA), Türkiye'nin 8. Kümeleme oluşumunu burada gerçekleştirdik. Bu süreçlerle birlikte Fırat Üniversitesi TEKNOKENT Elazığlı kardeşlerimizin, öğretim üyelerimizin kurmuş olduğu şirketlerde ciddi projeler gerçekleşti; ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi. Yine girişimcilerimizin başlatmış olduğu süreçler var, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve TAI ile başlattığı projeler var. Üretimlerinin tamamlandığı süreçler var. Özellikle savunma ve havacılık açısından çok özel alanların oluştuğu yeni süreçler var. ASELSAN ile önemli bir toplantı yaptık. Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanlığı Fırat Üniversitesi Kobi Orta ve Küçük İşletmelerle birlikte çok önemli bir toplantı yapıldı. TSO ve Fırat Üniversitesi TEKNOKENT'teki unsurlara ilişkin bir toplantı gerçekleştireceğiz. Hem milli ekonomiye hem de şehre katkı sağlayabilecek katma değeri yüksek çalışmalar yapmaya çalışıyoruz.'
'2 Yıl Sonra Havacılık Merkezi Tamamlanmış Olacak'
'Jandarmanın havacılık unsurlarının Elazığ'a taşınması sürecine bağlı olarak 260 subay, astsubay ve uzman erbaş personelimiz Elazığ'a geldi. 2 yılın sonunda bin tane yüksek gelire sahip subay, astsubay uzman erbaş, vasıflı pilot, teknik eleman ve yardımcı eleman gibi vasıflı elemanlar olacak. İkinci yılın sonunda havacılık merkezi inşallah tamamlanmış olacak. Bizim arzumuz Fırat Üniversitesi TEKNOKENT, SUHA ile birlikte bu işte şehrin ve özel sektörün önünü açacak bu iş birlikleriyle projeleri hayata geçirmek.'
Şehir Hastanesi 2 Bin 500 İstihdam Sağlayacak
Alpay, 'Şehir Hastanesi'nde diğer eklentilerle birlikte sayısı artacak ama şuanda yapılan planlamaya göre 2 bin 500 kişi nitelikli-niteliksiz, vasıflı-vasıfsız eleman ihtiyacı olacak. Bu da çok yüksek bir rakam. Türkiye ölçeğinde ilk defa bir işletmede 2 bin 500 istihdamın sağlanmasına yönelik bir işletmenin hayata geçmesi gerçekten ekonomik olarak kayda değer bir hadise.'
Alpay, 'Ak Parti'nin Cumhur İttifakı'nın elinin mecliste de güçlü olması gerekiyor. Parlamento çoğunluğunu kaybetmek demek; Türkiye'nin kısa zamanda kaotik bir yönetime sürüklenmesi, siyasi kaosun oluşması, cumhurbaşkanı ile yasama faaliyeti yürüten meclis arasında hızla duvarların yükselmesine izin vermek demektir. Siyasi kaos, çok muhtemel sonuç olur.' dedi.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alpay, cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinde farklı partilere oy verilmesi algısını değerlendirmesinde şunları ifade etti: 'Parlamento seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandıkta oy kullanılacak. Bu, Türkiye'de demokrasi çıtasının yükselmesi ile alakalıdır. Yasama faaliyeti ile ilgili olarak, milletvekillerinin doğrudan halk tarafından seçilmesi dışında yürütme dediğimiz, hükümetin de doğrudan halk tarafından seçilmesi, doğrudan demokrasinin hayata geçmesi önemli. İki yaklaşım ortaya koyularak cumhurbaşkanlığı sistemi oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı yürütmeyi temsil edecek, kabine artık cumhurbaşkanın seçtiği bakanlardan oluşan bir kabine olacak. Bakan olan, milletvekili sıfatını taşımayacak. Yasama ve yürütme ayrı iki erk olarak birbirini denetleyen çek-balans dediğimiz sistemin ana unsuru olarak hayata devam edecek. Ancak burada bir kısım çevre, dış kaynaklı fakat içerden de destekli olarak şöyle bir algı oluşturuyor; cumhurbaşkanlığında bir partiye, milletvekilinde ise farklı bir partiye oy vererek denge gözetmek gibi bir yaklaşım içerisinde.'
'Siyasal İstikrar Saplanmazsa, Siyasi Kaos Muhtemel Sonuç Olabilir'
Alpay, 'Ak parti oylarını düşürme, parlamento oylarını azaltmaya yönelik çok temiz olmayan düşünceler var. Şunu görmek lazım öncelikle; güçlü meclis, güçlü hükümet ve güçlü Türkiye yaklaşımı içerisinde bu sistem oluşturuldu. Cumhurbaşkanının yürütme yetkisine sahip olarak bu yetkilerini kullanırken, aynı zamanda parlamento ile ilişkilerinin çok doğru bir yorumlanma ile mekanizmanın yürüyor olması lazım. Sadece meclis yasama faaliyeti yapacak, bundan önceki süreçlerde cumhurbaşkanlığı, yürütmeyi devam ettiren bakanlar kurulu kanun hükmünde kararnameler çıkarmak suretiyle kanun kuvvetinde işler yapabiliyordu. Ama artık kanun hükmünde kararnameler yok. Cumhurbaşkanı kararnamesi var. Ancak cumhurbaşkanı kararnamesi yasal düzenleme yapma gücüne sahip değil. Sadece yürütmeye yönelik işler yapacak. Örnek vermek gerekirse; bakanlıkların oluşturulması, kurulması, birleştirilmesi, bakanlıkların, merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması, tüzel kişiliklerin oluşturulması ile ilgili cumhurbaşkanı kararnamesi hüküm icra edecek. Ancak yasama tarafının da cumhurbaşkanlığı ile uyumlu çalışması gerekecek. Bunun için Ak Parti'nin Cumhur İttifakı'nın elinin mecliste de güçlü olması gerekiyor. Parlamento çoğunluğunu kaybetmek şu demek; Türkiye'nin kısa zamanda kaotik bir yönetime sürüklenmesi, siyasi kaosun oluşması, cumhurbaşkanı ile yasama faaliyeti yürüten meclis arasında hızla duvarların yükselmesine izin vermek demektir. Siyasi kaos, çok muhtemel sonuç olur. Yeni değişiklik ile karşılıklı fesih hakkı verildi. Cumhurbaşkanı ve parlamentoya seçimleri yenileme hakkı verildi. Bu hak şu şartla oluyor; 24 Haziran'da seçim yapıldı ve cumhurbaşkanımız ilk turda seçildi, parlamento çoğunluğunu ise Cumhur İttifakı kaybederse, cumhurbaşkanı ülkeyi erken seçime götürmek isterse kendi dönemini de kaybetmiş oluyor. Yani sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın erken seçim istemesi halinde sadece ülkeyi bir dönemi 5 yıllık yönetme imkanı kalacak. Vatandaşlarımızın bunun ne anlama geleceğini düşünerek durum değerlendirmesi yapması lazım. Seçimlerinin arzumuz Cumhur İttifakı en yüksek oyu alsın, gönlümüzden geçen Ak Parti Milletvekili listesindeki adaylarımızın da bu seçim yeterliliğine sahip olarak milletvekili sıfatını alıp gitsinler. Sadece Ak Parti olarak değil, Cumhur İttifakı'nın da ittifak olarak en yüksek noktaya çıkması için o çalışmaları yürütüyoruz.' dedi.
24 Haziran Kritik ve Asrın Seçimidir
Alpay, 24 Haziran'da yüz yılın seçimi yapılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti: 'Türkiye'nin siyasi istikrarının devamı ekonomik büyüme ile gerçekleşiyor. Ve Türkiye en zor zamanlarda dünyada gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerinin zorlandığı ekonomik krizlerle boğuştuğu dönemlerde bile yüzde 6- 6,9 gibi çok büyük büyüme oranlarıyla yoluna devam eden bir ülkeydi. Bunu yaparken siyasi istikrarıyla birlikte ekonomik büyümesi gerçekleşen bir ülke olarak dünyanın dikkatini çekti. Dolayısıyla Türkiye, bu kritik virajda asrın seçimiyle baş başa. İktidar, siyasal istikrar ile birlikte ekonomik büyümesini gerçekleştiren Türkiye, önüne hedefler koymuş, yürümek ve yoluna devam etmek istiyor. 2002 sonrasında Ak Parti'nin yapmış olduğu çok sayıda hizmet ve icraatlar var. Ulaşımdan sağlığa, eğitimden, enerjiye, güvenlikten, uluslararası güvenliğe her alanda savunma sanayiinden iş güvenliğine kadar birçok alanda alt ve üst yapı yatırımları konusunda yatırımlar noktasında büyük işler yaptı. Ve bu işleri yaparken de milletin teveccühünü kazanarak bu süreçleri devam ettirdi. Her girdiği seçimi kazanarak, yüz akıyla yolumuza devam ettik. Bölgedeki gelişen şartları da dikkate aldığımızda doğru bir yol haritası ortaya koymuş, ne yapmak istediğini bilen, güçlü bir liderlikle ve güçlü siyasi yönetimle yola devam eden bir ülke. Bir taraftan Türkiye bölgede uluslararası operasyonlarla baş başa. Bölgede başımıza getirilmek istenen bazı şeyler var. Bunlara karşı Türkiye artık ulusal güvenliğini sağlamak için kendi sığınağının dibinde bu hattı kurmuyor. Yaklaşık 25-30 kilometre derinlikte 150-200 kilometrelik bir bant içerisinde çok daha uzak noktalarda savunma hattını kuruyor. Ulusal güvenliğine tehdit oluşturacak, milli güvenliğini tehdit edecek terörün kendisine tehdit oluşturacak her türlü unsuru da hesap ediyor. Türkiye bu kadar inisiyatif alırken ve doğru yaklaşımlar ortaya koyarken, takip ettiği politikaları da desteklerken ve yoluna böyle devam ederken Türkiye'nin baş başa kaldığı sorunlar dünyanın genelinde yaşanan şeylerle birlikte bu sürecin akamete uğraması, bu sürecin kesintiye uğraması, Türkiye açısında beka problemidir. Onun için 24 Haziran genel seçimleri, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri bu ciddiyeti ve taraflarıyla çok farklı. Kritik ve asrın seçimidir. Beklentimiz sayın cumhurbaşkanımızın ilk turda yüksek bir oy oranıyla seçilmesi. Ve aynı şekilde parlamento seçimlerinde de Cumhur İttifakı'nın yüksek oyla desteklenmesi, Ak Parti'nin yüksek oy oranıyla parlamento seçimlerinde yeterli oy oranı alarak seçimlere devam etmesi.'
'Türkiye'nin 8. Kümeleme oluşumunu Elazığ'da Gerçekleştirdik'
Alpay, 'Şuanda Elazığ'da katma değeri yüksek, nitelikli alanlarda bu şehre ne tür katkı yapabiliriz diye bununla ilgili çalışmalara zaman ayırıyorum. Savunma ve havacılık da bu alanlardan ikisi. Bu alanda yapılan işler, nitelik itibariyle özellik arz eden işler. Elazığ, havacılık açısından merkez haline geldi. İHA merkezi haline geldi. Jandarma Genel Komutanlığının Hava Grup Komutanlığı Elazığ'da oluşturuluyor. Buna bağlı olarak yine burada Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A. Ş. (TAI) ofisi oluşturduk. BAYKAR'ın bir İHA merkezi var. Fırat Üniversitesi'nde ASELSAN Ofisi açıldı. Bu gelişmeler önemli ancak bir taraftan da Savunma Uzay ve Havacılık Kümelenmesi (SÜHA), Türkiye'nin 8. Kümeleme oluşumunu burada gerçekleştirdik. Bu süreçlerle birlikte Fırat Üniversitesi TEKNOKENT Elazığlı kardeşlerimizin, öğretim üyelerimizin kurmuş olduğu şirketlerde ciddi projeler gerçekleşti; ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi. Yine girişimcilerimizin başlatmış olduğu süreçler var, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve TAI ile başlattığı projeler var. Üretimlerinin tamamlandığı süreçler var. Özellikle savunma ve havacılık açısından çok özel alanların oluştuğu yeni süreçler var. ASELSAN ile önemli bir toplantı yaptık. Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanlığı Fırat Üniversitesi Kobi Orta ve Küçük İşletmelerle birlikte çok önemli bir toplantı yapıldı. TSO ve Fırat Üniversitesi TEKNOKENT'teki unsurlara ilişkin bir toplantı gerçekleştireceğiz. Hem milli ekonomiye hem de şehre katkı sağlayabilecek katma değeri yüksek çalışmalar yapmaya çalışıyoruz.'
'2 Yıl Sonra Havacılık Merkezi Tamamlanmış Olacak'
'Jandarmanın havacılık unsurlarının Elazığ'a taşınması sürecine bağlı olarak 260 subay, astsubay ve uzman erbaş personelimiz Elazığ'a geldi. 2 yılın sonunda bin tane yüksek gelire sahip subay, astsubay uzman erbaş, vasıflı pilot, teknik eleman ve yardımcı eleman gibi vasıflı elemanlar olacak. İkinci yılın sonunda havacılık merkezi inşallah tamamlanmış olacak. Bizim arzumuz Fırat Üniversitesi TEKNOKENT, SUHA ile birlikte bu işte şehrin ve özel sektörün önünü açacak bu iş birlikleriyle projeleri hayata geçirmek.'
Şehir Hastanesi 2 Bin 500 İstihdam Sağlayacak
Alpay, 'Şehir Hastanesi'nde diğer eklentilerle birlikte sayısı artacak ama şuanda yapılan planlamaya göre 2 bin 500 kişi nitelikli-niteliksiz, vasıflı-vasıfsız eleman ihtiyacı olacak. Bu da çok yüksek bir rakam. Türkiye ölçeğinde ilk defa bir işletmede 2 bin 500 istihdamın sağlanmasına yönelik bir işletmenin hayata geçmesi gerçekten ekonomik olarak kayda değer bir hadise.'