15 Temmuz Yaklaşırken
Yemin etti bu millet
Yemin etti bu millet...
O geceyi ne unutacak ne de unutturacağız.
Medeniyetin, sevginin, kardeşliğin, yiğitliğin, misafirperverliğin ülkesini bir gecede karanlığa gömmek isteyen alçaklar tüm gücüyle saldırdı. Boğaz köprüsünü kapatıldı, TRT binası ele geçirildi ve sahte bir yayınla halk darbenin emir-komuta zincirinde yapıldığına inandırılmaya çalışıldı.
Uçaklar alçaktan uçarak korku salmayı amaçladı.
Namlular, gerçek sahiplerine çevrildi.
Bütün planlar yapıldı. Türkiye bir gecede 20 yıl geriye götürülecek ve yeniden şer odaklarına teslim edilecekti.
Ancak hesap edemedikleri bir şey vardı. Bu mucize Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla okuduğu Sezai Karakoç'a ait bu dizelerde saklıydı:
'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır'
İşte tüm bunlar olurken cennet ülkemin dört bir yanında çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek herkes bir ses bekliyordu. Sadece bir ses...
O ses gecikmedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN'e bağlandı ve tüm Türkiye'nin beklediği o cümleyi kurdu:
'Milletimizi havalimanlarına, meydanlara davet ediyorum. Tanklarıyla toplarıyla gelsinler ne yapacaklarsa millete yapsınlar. Ben de havalimanına geliyorum.'
Başkomutan, vatandaşlarıyla birlikte meydanlara çıktı. Milyonlar sel oldu aktı. İşte bu gücün karşısında hangi tank, hangi uçak, hangi hain dayanabilirdi?
Dayanamadı da...
Kurşun yağmuruna tutulacağını bile bile dikildi hainlerin karşısına Şehit Ömer Halisdemir ve ilk kurşun ona nasip oldu.
Çıplak elleriyle, göğüslerini kurşunlara siper edenler, tankların altına yatıp geçmesine izin vermeyenler, kamyonla meydanlara insan taşıyan analar tüm dünyaya demokrasi dersi verdi.
Bir millet bir gece savaştı ve kazandı!
Hainlerin 40 yıllık planı bir gecede bozguna uğratıldı.
Her saniyesi 1 ömür gibi gelen o karanlık geceyi ardımızda bırakalı neredeyse bir yıl olacak. Allah nasip ederse tüm Türkiye bu mukaddes demokrasi zaferini kutlayacak. Hatta 15 Temmuz için özel demokrasi nöbeti tutulacak. Hep beraber yeniden meydanları doldurup taşıracağız.
Ancak meydanlara çıkarken;
15 Temmuz'un o birleştirici ruhunu arka planda bırakmamalıyız,
O gece verdiğimiz 249 şehidimizi ve 2 binden fazla gazimizi unutmamalıyız,
Meydanları, kişisel şovlara, gösterişlere abartılara kurban etmemeliyiz,
Provokatörlere ve provokasyonlara dikkat etmeliyiz,
Eğer bu bilinçle bir kutlama yaparsak, tüm dünyaya bir kez daha bu milletin asla diz çökmeyeceğini göstermiş oluruz.
O geceyi ne unutacak ne de unutturacağız.
Medeniyetin, sevginin, kardeşliğin, yiğitliğin, misafirperverliğin ülkesini bir gecede karanlığa gömmek isteyen alçaklar tüm gücüyle saldırdı. Boğaz köprüsünü kapatıldı, TRT binası ele geçirildi ve sahte bir yayınla halk darbenin emir-komuta zincirinde yapıldığına inandırılmaya çalışıldı.
Uçaklar alçaktan uçarak korku salmayı amaçladı.
Namlular, gerçek sahiplerine çevrildi.
Bütün planlar yapıldı. Türkiye bir gecede 20 yıl geriye götürülecek ve yeniden şer odaklarına teslim edilecekti.
Ancak hesap edemedikleri bir şey vardı. Bu mucize Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla okuduğu Sezai Karakoç'a ait bu dizelerde saklıydı:
'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır'
İşte tüm bunlar olurken cennet ülkemin dört bir yanında çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek herkes bir ses bekliyordu. Sadece bir ses...
O ses gecikmedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN'e bağlandı ve tüm Türkiye'nin beklediği o cümleyi kurdu:
'Milletimizi havalimanlarına, meydanlara davet ediyorum. Tanklarıyla toplarıyla gelsinler ne yapacaklarsa millete yapsınlar. Ben de havalimanına geliyorum.'
Başkomutan, vatandaşlarıyla birlikte meydanlara çıktı. Milyonlar sel oldu aktı. İşte bu gücün karşısında hangi tank, hangi uçak, hangi hain dayanabilirdi?
Dayanamadı da...
Kurşun yağmuruna tutulacağını bile bile dikildi hainlerin karşısına Şehit Ömer Halisdemir ve ilk kurşun ona nasip oldu.
Çıplak elleriyle, göğüslerini kurşunlara siper edenler, tankların altına yatıp geçmesine izin vermeyenler, kamyonla meydanlara insan taşıyan analar tüm dünyaya demokrasi dersi verdi.
Bir millet bir gece savaştı ve kazandı!
Hainlerin 40 yıllık planı bir gecede bozguna uğratıldı.
Her saniyesi 1 ömür gibi gelen o karanlık geceyi ardımızda bırakalı neredeyse bir yıl olacak. Allah nasip ederse tüm Türkiye bu mukaddes demokrasi zaferini kutlayacak. Hatta 15 Temmuz için özel demokrasi nöbeti tutulacak. Hep beraber yeniden meydanları doldurup taşıracağız.
Ancak meydanlara çıkarken;
15 Temmuz'un o birleştirici ruhunu arka planda bırakmamalıyız,
O gece verdiğimiz 249 şehidimizi ve 2 binden fazla gazimizi unutmamalıyız,
Meydanları, kişisel şovlara, gösterişlere abartılara kurban etmemeliyiz,
Provokatörlere ve provokasyonlara dikkat etmeliyiz,
Eğer bu bilinçle bir kutlama yaparsak, tüm dünyaya bir kez daha bu milletin asla diz çökmeyeceğini göstermiş oluruz.