15 DAKİKALIK ŞÖHRET
Andy Warhol'un 'Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak' sözünün gerçekliğine şahit oluyoruz.
Tek bir tweet, bir paylaşım ya da görüntü; yazılan onca kitabın yazarından daha bilinir hale getirebiliyor sizi...
15 dakikalığına şöhretin zirvesinde olmak nasıl bir duygudur bilinmez ama sonrasının hüsran olduğunu okuduğumuz haberlerden biliyoruz.
Bir zamanlar televizyon programlarında şöhrete ermiş, herkesin konuşma mertebesine ulaşmış kişilerin bir müddet sonra unutulmuş ve artık gündemden düşmüş halleri çok bilinmeyen değil bizler için..
Gündem ve tanınmış olmak, ballı börekli bir davetiye uzatır insanlara.
O yüzden popüler olmayı her şeyin üzerinde görenler, gün gelir hayatın altında kalır.
Şöhretin getirisiyle götürüsü arasında kaybolan insanların hazin sonlarına şahitlik ettik.
Şöhretin dostu değil dalkavukları olur. Yıllarını şöhretin kucağında geçiren nicelerini yaşlanmış yüzü ve aklaşmış saçıyla ekranlara çıkıp, 'Beni sigortalı işçi yapın' diye ağlayan bir oyuncu görmüşüzdür.
Şöhret, yapay insanları etrafında pervane eder. Medyayı mıknatıs gibi çeker. Ama şöhret kadar hain, ikiyüzlü bir gerçek daha yoktur.
Ne diyordu sağlıkçı Hakkı Abi; 'Ben insanım, insan olarak insanca yaşamak lazım'
Neticede 15 dakikalığına da olsa uzun süre de olsa şöhret ve tanınmışlık çok kalıcı ve etkili değil. Zirvedeyken kıymet verenlerin düşünce görmezden gelmelerine de alıştırmak lazım kendimizi. Ne şan, ne şöhret, ne makam ne de zenginlik. Baki kalan kubbede hoş bir sada. Gerisi laf-ı güzaf.
15 dakikalığına şöhretin zirvesinde olmak nasıl bir duygudur bilinmez ama sonrasının hüsran olduğunu okuduğumuz haberlerden biliyoruz.
Bir zamanlar televizyon programlarında şöhrete ermiş, herkesin konuşma mertebesine ulaşmış kişilerin bir müddet sonra unutulmuş ve artık gündemden düşmüş halleri çok bilinmeyen değil bizler için..
Gündem ve tanınmış olmak, ballı börekli bir davetiye uzatır insanlara.
O yüzden popüler olmayı her şeyin üzerinde görenler, gün gelir hayatın altında kalır.
Şöhretin getirisiyle götürüsü arasında kaybolan insanların hazin sonlarına şahitlik ettik.
Şöhretin dostu değil dalkavukları olur. Yıllarını şöhretin kucağında geçiren nicelerini yaşlanmış yüzü ve aklaşmış saçıyla ekranlara çıkıp, 'Beni sigortalı işçi yapın' diye ağlayan bir oyuncu görmüşüzdür.
Şöhret, yapay insanları etrafında pervane eder. Medyayı mıknatıs gibi çeker. Ama şöhret kadar hain, ikiyüzlü bir gerçek daha yoktur.
Ne diyordu sağlıkçı Hakkı Abi; 'Ben insanım, insan olarak insanca yaşamak lazım'
Neticede 15 dakikalığına da olsa uzun süre de olsa şöhret ve tanınmışlık çok kalıcı ve etkili değil. Zirvedeyken kıymet verenlerin düşünce görmezden gelmelerine de alıştırmak lazım kendimizi. Ne şan, ne şöhret, ne makam ne de zenginlik. Baki kalan kubbede hoş bir sada. Gerisi laf-ı güzaf.