10 Ocak Yazısı
Güzel ve mutluluk verici bir şey gibi görünüyor belki 10 Ocak'ta gazeteci olmak. Çalışan gazetecilerin günü olarak ilan edilen bu tarih her geldiğinde bir hoş oluyoruz. 'Fedakar, cefakâr, en zor şartlar altında bile' cümlelerinin havada uçuştuğu kutlama mesajları ile bir yükselme, bir yücelme ve hatta şahlanma yaşamıyor gönlümüz desek yalan söylemiş oluruz.
10 Ocaklar çok güzel, çok mutlu ve çok umut vaat eden bir gün ama ya 11 ocak… Ya tekrar 10 Ocak'a ulaşmak için bekleyeceğimiz o 364 gün… Bu 364 gün olmazsa hayat ne güzel olurdu biz çalışan gazeteciler için değil mi?
Çok şey söylemek mümkün 10 Ocak için. Maliye ve Hazine Bakanı Nurettin Nebati'ye nazire yaparak; “gözlerimizin içine bakın neler söylemek istediğimizi anlarsınız” diyesimiz var bugün.
Hoş bunu, tüm risklerini göze alarak yüzünüze de söyleriz belki ama şairin dediği gibi;
“Tek başıma olsam şaha, gedaya kul olmam.
Viran olası hanede evlad-ü iyal var..”
Medarı maişet korkusu işte. Dilimiz bağlı ve bundan çok bizarız…
Evet, biz çalışan gazeteciler cenahından günün anlam ve önemine bakışımız bu da gazete, televizyon sahiplerinin durumu da bizden farklı değil.
Uydu kiraları, üç katına çıkan gazete kağıdı fiyatları, personel giderleri, kira ve daha birçok giderlerle boğuşan medya ve gazete sektörünün de gözünün içine bakması lazım Nebati Bakanın…
Resmi ilan gelirleri, gazetelerin kâğıt ücretini bile karşılamıyor artık. Ve sanki Anadolu medyası, bu cendere içerisinde boğulmak ve sesi kesilmek isteniyor.
Tek tesellimiz; bizleri yılda bir kez dahi olsa aynı mekanda buluşturan Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti'nin bir dizi etkinlik ve programları.
10 Ocak akşamı, Kültür Park, 11 Ocak günü Fırat Üniversitesi AKM programlarında görüşelim dostlar.
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkan ve yönetimine bizler için hazırladığı programlardan dolayı teşekkür ediyor ve bizler de kendi günümüzü şimdiden kutluyoruz.