AMELİYAT ZAMANINI ŞİKÂYETLER BELİRLER
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Yaşlılık döneminde gözlemlenen rahatsızlıklar arasında en yaygın olan katarakt, tedavi edilmemesi halinde körlüğe kadar gidebilecek ciddi boyutlarda görme kaybına yol açabiliyor.
Bu rahatsızlığın önüne geçilmesi için, özellikle ilerleyen yaşlarda yapılacak geniş kapsamlı bir göz muayenesi çok büyük önem taşıyor.
Gözlük numarasındaki hızlı ve ani artışlar, bakılan yerde gölgeler görme, renkleri zor ve soluk algılama kataraktın en önemli belirtileri.
Katarakt hastalığının bilinmeyenlerini Özel Doğu Anadolu Hastanesi doktorlarından Opr. Dr. Oktay ESMER ile konuştuk.
KATARAKT NEDİR?
Sağlıklı bir insanda görme olayı, göze gelen ışınların göz bebeğinin hemen arkasında bulunan şeffaf mercek(lens)ten doğrudan geçerek gözün arka tarafındaki sinir tabakasına (retina)ulaşmasıyla keskin ve net bir görme oluşur..
Merceğin şeffaflığını çeşitli nedenlerle kaybederek görmeyi bozacak şekilde matlaşmasına katarakt denir. Bu matlaşma merceğin herhangi bir yerinde veya tamamında olabilir. Bu matlaşmayla beraber ışınların göz arkasındaki sinir tabakasına ulaşması engellendiği için görmede azalma olur.. Sanki kışın buğulanmış bir camdan dışarıya bakar gibi cisimlerin ve nesnelerin görüntüsü azalır netlik bozulur.
Katarakt dünyadaki körlük nedenleri arasında 4.sırada yer almasına rağmen önlenebilir körlüğün en önemli sebebidir.
KATARAKT, KALICI KÖRLÜĞE NEDEN OLUR MU?
Katarakt şeffaf olan lens, matlaşmaya başladığı için gözün önünde görme netliğini bozan bir sis perdesinin oluşması gibidir. Gözün bölümleri kamera parçalarına benzer. Gözde de tıpkı kameraların içindeki gibi lensler var. Fotoğraf makinesinin lensi lekelendiğinde ya da çizildiğinde fotoğrafın bulanık olması gibi, insan gözünde de katarakt sonucu lens saydamlığını yitirir. Bu durum görüntüyü bulanıklaştırır ve hastalarda görmede bulanıklıklara neden olur. Ancak katarakt konusunda bazı yanlış anlamalar var. Katarakt göz üzerindeki bir film değil, ya da gözü fazla kullanmamaktan oluşmuyor. Ayrıca kalıcı körlüğe ve kansere de yol açmıyor.
KATARAKTIN NEDENLERİ NELER?
5O yaşından sonra yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmakla beraber yenidoğan bebeklerde ve nadiren de olsa ergenlik çağında da görülebilir. Katarakt bir gözden diğerine geçmez çoğunlukla çift taraflı olmakla beraber tek taraflı da olabilir.
Gebelikte ilaç kullanımı, akraba evliliği, anne karnında geçirilen bazı hastalıklar bebeklerde doğuştan tek veya her iki gözde katarakt oluşumuna yol açabilir. Tek taraflı kataraktlar doğumdan sonraki ilk hafta içinde, çift taraflı olanlar ise ilk üç ay içinde ameliyat edilmelidir.
Aksi durumda göz tembelliği, gözlerde titreme ve belirgin görme azlığı oluşur. Bu yüzden bebekler doğar doğmaz göz muayenesi açısından ilk haftalarda göz doktoruna veya bir aile hekimine muayene ettirilmelidir.
Şeker(diyabet)hastalarında, radyasyon(ışın tedavisi),göze darbe alanlarda , gözdeki bir hastalık sonucu(üveit), bazı kas hastalıklarının sonucu ve uzun süre kortizon tedavisi alanlarda da katarakt oluşabilir.
Uzun süre açık alanlarda çalışanlarda (güneş ışınlarına maruziyet)erkeklerde kahverengi gözlerde, az süt içen, az et yiyen ve ileri derece miyoplarda katarakt olma ihtimali daha fazladır.
KATARAKTI ETKİLEYEN ŞEYLER VAR MI?
Diğer göz rahatsızlıkları, şeker, tansiyon gibi bazı hastalıklar kataraktın ortaya çıkışını kolaylaştırabilir. Örneğin; yüksek miyoplu olanlarda katarakt daha fazla görülür. Göz tansiyonu olanlarda veya çiftçiler gibi ışığa maruz kalanlarda katarakt kolay ortaya çıkar. Isı da katarakt üzerinde önemli rol oynuyor. Fırıncılarda, demir dövme işiyle uğraşanlarda ya da aşırı ısıya maruz kalan mesleklere sahip olanlarda katarakta sık rastlanıyor. Yapılan araştırmalara göre kadınlarda ve zencilerde katarakt daha fazla görülüyor.
Göze darbe gelmesi, iğne, çivi, diken batması gibi kuvvetli bir travmanın hemen arkasından katarakt gelişebilir, travmanın şiddetine göre etkisi de değişebilir. Eğer travma büyükse katarakt hızla büyüyebilir.
Normal görme düzeyine sahip görmeyi %100 diye değerlendirirsek, katarakt oluştuğu zaman bu oran yüzde 10’a düşebilir. Ama bu kataraktın derecesine göre değişir. Bazen görme kaybı yüzde 90’da da kalabilir.
PEKİ, NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Öncelikli olarak hasta detaylı bir muayeneden geçirilir. Gözün bütün bölümleri önden arkaya doğru değerlendirilir. İncelemeler en önde bulunan kornea denilen cam tabakanın incelenmesinden başlayarak arkasında bulunan göz merceğinin incelenmesiyle devam eder. Gözün renkli kısımları ise ilaçlarla genişletildikten sonra, göz merceği detaylı olarak muayene edilir. Hastalardaki görme azlığının nedeni neyse bu durum araştırılarak rahatsızlığın katarakt olup olmadığı kesinleştirilir.
KATARAKTIN BELİRTİLERİ NASIL OLUR?
İlk zamanlarda görme ile ilgili sıkıntılar belli belirsiz olabilir ilerleyen zamanlarda görmede yavaş yavaş azalma,
Işığa hassasiyetin artması veya azalması,
Uçuşan cisimler görme,
Çift görme,
Gece görüşünde ve araba kullanırken zorlanma
Haleli görme,
Renklerde soluklaşma (mavi gibi soluk renklerin algılanması azalır ve zamanla kaybolur)
Okuma zorluğu ve okumak için daha parlak ışığa ihtiyaç duyma
KATARAKTIN TEDAVİSİ
Kataraktın tedavisi için bazı ilaçlar denenmiş ise de başarılı sonuçlar alınamamıştır. Günümüzde kataraktın gözlüklerle veya ilaçlarla tedavisi yoktur tek tedavi yöntemi ameliyattır.
Modern tekniklerin gelişmesi ile katarakt ameliyatı narkozsuz, ağrısız, dikişsiz olarak yapılıp aynı gün yatmadan yapılabilmektedir.
Katarakt hastanın göz tansiyonunu yükseltiyorsa, üveit gibi göz rahatsızlıkları katarakt oluşturmuşsa ve hastanın takibini bozuyorsa, görmede azalma kişinin günlük aktivitelerini belirgin olarak kısıtlıyorsa, doğuştan katarakt mevcut buna bağlı olarak gözlerde kayma ve görmede azalma varsa en kısa zamanda katarakt ameliyatı yapılmalıdır.
Kataraktın alınması için eskiden dikişli yöntem kullanılıyorken günümüzde modern yöntemler ile FAKO ve FEMTO saniye lazer teknolojisiyle katarakt ameliyatları yapılıyor.
HER KATARAKT HASTASI MUTLAKA AMELİYAT OLMALI MI?
Burada önemli olan kataraktın kişinin araba kullanmasını, gazete okumasını engellemesi. Bazı hastalarda katarakt sadece yüzde 10 görme sorunu olsa bile günlük hayatı etkileyebiliyor.
Ameliyatta FAKO denilen bir yöntem kullanılmaktadır. Bu tedavinin özelliği şu: Yaklaşık 3 milimetrelik bir keseden göz içine girilir. Özel ses dalgalarıyla çalışan bir aletle gözün içinde saydamlığını kaybetmiş, sertleşmiş katarakt parçalanır. Daha sonra küçük bir çubuk yardımıyla parçalanan saydam tabaka fazlalığını emilir. Bu işlemden sonra içi boşalmış bir kese kalır ve bu keseye katlanabilir, özel mercekler yerleştirilir. FAKO yönteminin en büyük avantajı erken dönemde görme netliğini sağlamasıdır.
KATARAKT AMELİYATI ÖNCESİ HAZIRLIK;
Öncelikle hastanın yaşı, diğer hastalıkları(şeker,hipertansiyon,astım,prostat..vb.)kullandığı ilaçlar ve kan tetkikleri istenir. Ameliyattan 3-7 gün önce aspirin tarzı ağrı kesiciler ve heparin tarzı kan sulandırıcı ilaçlar kesilmelidir. Ameliyata alınmadan önce veya ameliyat esnasında bazı ilaçlar ağızdan veya koldan uygulanabilir. Ameliyat sabahı hafif bir kahvaltı yapılmalı, kullanılan ilaçlar getirilmeli(hipertansiyon, şeker, astım ilaçları)Bir refakatçi bulundurulmalı.. Makyaj yapmaktan kaçınılmalıdır..
KATARAKT AMELİYATINDA ANESTEZİ(UYUŞTURMA);
Katarakt ameliyatlarında nadiren kullanılan narkozlu yöntem genellikle çocuklarda ve uyumu zor kişilerde (zihinsel engelli... vb)tercih edilir. Yaygın olarak kullanılan yöntemler ise göz çevresine iğne yapılarak veya göz içine damla damlatılarak göz ve gözkapakları uyuşturulur. Yalnız damla yöntemi çok uyumlu hastalarda yapılır. Bu lokal uyuşturmalarda operasyon sırasında ağrı hissetmezsiniz yalnızca hafif dokunmaları hissedebilirsiniz.
AMELİYAT SÜRESİ NE KADAR?
Normal bir FAKO ameliyatı yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. Ama hastaların en az yarım günlerini ayıracak şekilde hastaneye gelmeleri gerekiyor. Çünkü ameliyat öncesinde detaylı bir inceleme yapılıyor.
KATARAKT AMELİYATI;
FAKO yönteminde (halk arasında lazer olarak bilinir)yaklaşık olarak 2,2-2,8 milimetrelik bir kesiden göz içine aletlerle girilir. Önce merceğin ön zarı yuvarlak bir biçimde açılır. Bu zar içindeki şeffaflığını yitirmiş mercek ultrason enerjisi(özel ses dalgaları)ile ufak ufak parçalara bölünüp vakumla temizlenir. Daha sonra içi boşalmış olan bu ince zarın içine katlanabilen 6.6-5 mm çapında şeffaf bir mercek konulur. Dikiş konulmadan kesinin ağzı şişirilerek ameliyat sonlandırılır. Hastaların yüzde 95-99 da göze dikiş konulmaz nadiren kısa bir süre (2-7 gün)için tek dikiş konulabilir. FAKO ameliyatı kataraktın tipine ve sertliğine göre 10-30 dakika arasında sürmektedir.
Enfeksiyon riski nedeniyle iki göz aynı günde ameliyat edilmez. İki gözün ameliyatı arasındaki süre cerrahtan cerraha değişmekle beraber en az 2-15 gün olmalıdır.
Bazı durumlarda ameliyatın gidişi ve gözün durumu nedeni ile mercek konmayabilir veya ikinci bir ameliyata kadar (2 yaş altı çocuklarda)geciktirilebilir.
HASTA AMELİYATTAN SONRA NELER YAPMALI?
Hastanın gözü, herhangi bir enfeksiyon riskine karşı ameliyatın ertesi günü yapılan pansumana kadar mutlaka kapalı kalmalıdır. Ameliyattan bir saat sonra hasta kendini iyi hissettiği taktirde evine gidebilir ve ertesi güne kadar herhangi bir ilaç kullanmasına da gerek yoktur, sadece bazı ağrı kesiciler alınıyor. Taburcu olan hasta bir gün sonra hastaneye gelir ve gözü açılır, ilk damlaları koyulduktan sonra hastaya ilaçlarını nasıl kullanacağı hakkında bilgi verilir.
Birinci hafta göze, kirli elle dokunulmaması, sabunlu su kaçırılmaması, gözün şiddetli bir şekilde ovulmaması gerekir. Ameliyat sonrasında göz sulanmaları olabilir. Bu suyun göze yakın bir yerden değil de yanaktan silinmesi gerekir. Bir hafta boyunca hasta banyo yapmamalıdır.
DİKKAT EDİLMEZSE ENFEKSİYON OLUŞABİLİYOR,
Ameliyattan sonraki ilk bir hafta ağırlık kaldırılmaması, gözlerin ovuşturulmaması, darbelerden korunması önemli. Eğer bunlara uyulmazsa, dikişsiz olan yara yerine gözün renkli kısmı olan irisin sıkışması söz konusu olabiliyor. Göze konan lens çarpma veya vurma gibi kazalarla yerinden kayabiliyor. Ayrıca yine bu süre içinde “endoftalmi” denilen ciddi göz enfeksiyonu gelişebiliyor. O yüzden antibiyotikli göz damlalarının kullanımına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Gözlerde hafif ve geçici kızarıklık, kaşıntı, batma olabiliyor. Ancak şiddetli ağrı olursa, acil olarak ameliyatı gerçekleştiren hekime başvurulmalı çünkü ağrı endoftalminin önemli bir belirtisi.
KATARAKT TEKRAR OLUŞUR MU?
Kataraktın tekrar oluşması söz konusu değildir. Halk arasında kataraktın tekrar oluşması olarak bilinen durum, göze takılan merceğe destek olarak yerinde bırakılan lensin arka kapsülünün saydamlığını kaybetmesidir. Arka kapsül saydamlığını kaybederse, YAG lazerle birkaç dakikada tedavi edilebilir.
KATARAKT AMELİYATI OLMAYI DÜŞÜNEN KİŞİLERE NELER TAVSİYE EDERSİNİZ?
Öncelikle katarakt ameliyatıyla ilgili iyi bir araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Ameliyatın başarısında ameliyathanenin sterilizasyonu, kullanılan malzemelerin kalitesi ve doktorun, hastane ekibinin deneyimi gibi pek çok etken vardır. Göz sağlığı kuruluşları bu konularla ilgili bilgilendirici yazılar yayınlıyorlar. Ameliyat olması gereken kişilere bu tür bilgilendirmeleri dikkatle incelemelerini ve kendi araştırmalarını da yaparak zaman kaybetmeden tedavi olmalarını tavsiye ederim.