Altun'a Açık Mektup

ABD Başkanı Biden, sonunda içindeki gazını boşaltıp 'soykırım' dedi ya.. Şimdi yandaş yaftası yiyen gazetecilere gün doğdu. Mehmet Metiner, Cem Küçük, Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı, Özışık kardeşler gibi ne kendi cenahlarında ne de karşı mahallede hiçbir etkisi ve karşılığı olmayan zevatlarının itici ses tonlarına mahkûm olacağız demektir.

Altun'a Açık Mektup
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Biden’in açıklamasının elbette hiçbir hukuki altyapısı ve tarihsel gerçekliği yok. Elbette söylenen söz ve bunun oluşturacağı etki, Türkiye’yi durdurmak ve hızını kesmeye yönelik siyasi bir adım.

Durdurulamayan ve dünya dengelerini değiştiren bir Erdoğan’ı istemediklerini ve onu düşürmek için artık epey de pahalıya mal olan Gezi, 15 Temmuz ve Boğaziçi eylemlerine destek vermek yerine muhalefete destek verip onlarla iş tutacaklarını dünyaya ilan edecek kadar kartları açık oynuyor Biden.

Bu aleniyet ve pervasızlık, başta CHP, HDP ve İyi Parti’de ciddi karşılık buluyor ve Erdoğan’ı gönderme uğruna vatanımız da huzursuzluk çıkarma  hırsı ve iktidar hayaline dönüşebiliyor.

İşte tam da bu durumda Cumhurbaşkanı danışmanlarının özellikle de İletişim Başkanı Fahrettin Altıun’a önemli ve tarihi bir görev düşüyor. Nedir o görev, açık bir mektup olarak kendisine yazıyoruz.

Sayın Fahrettin Altun, 
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın 2023 ve 2051 vizyonunu kitlelere ulaştırmak ve bunun neden gerekli olduğuna dair her kesimin de ikna olacağı argümanlar ortaya koyulmalıdır.

Biden’in “soykırım” hezeyanından sonra özellikle Ak Parti misyonuna yakın gazeteci ve akademisyenlerin konunun tarihsel, siyasal  arka planını konuşmalarının hiçbir olumlu etkisi olmayacak ve hatta ters tepecektir.

Bu konu,  öncelikle İlber Ortaylı, Alev Alatlı gibi her kesimin güvendiği ve beyanlarına itibar ettiği isimlerle tartışılmalı. Yine bu konu tarafsız Ermeni tarihçileri vicdan sahibi kanaat önderlerinin söylemleri ile gündeme gelmeli.

Fırat Üniversitesi’nde yıllar önce “Van ve Çevresinde Ermeni İsyanları (1896-1916) adlı kitabı yazdığında Hrant Dink’i öldüren o karanlık odak ve çevrelerden ölüm tehditleri alan Prof.Dr. Ergünöz Akçora dinlenilmeli.

Konunun elbette tarihsel bir gerçekliği yoktur ve mesele tamamen siyasidir ama konu,  yetkin olmayan Ak Parti taraftarı olmalarıyla maruf gazetecilerin çokbilmiş tavırları ve beylik cümlelerine terkedilmeyecek kadar da önemlidir.

Öyle bir strateji ve bilimsel bir enformasyon faaliyeti yürütün ki, Biden bile “Ermenileri kullanan karanlık bir lobinin oyununa mı geldik” diye düşünsün. Varsın beyanını değiştirmesin. Varsın geri adım atmasın. Ama günün sonunda öne çıkan bizim tezlerimiz olsun. Saygılarımızla.