ALIŞTIK MI NE?

ALIŞTIK MI NE?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Önce deprem sebebiyle hep dışarda olmaya, pandemi sürecinde ise hep evde kalmaya.

Her yeni hal önce zor gelir elbet. Cenap Şahabettin boşuna dememiş “insanların en zalim efendileri alışkanlıklarıdır” diye.

Yerleşik alışkanlıklardan kopmak ve uzak kalmak çok kolay olmadı elbet. Bizi daha da mutlu kılan ve hayatın tüm güzelliklerini sunan nice değerlere ve bize bir köle muamelesi uygulayıp her dediğini yaptıran zalim efendimiz olan alışkanlıklarımızdan uzak kaldık.

Tabiatı özledik mesela. Mayıs papatyalarını dalından koparıp fal tutmayı. Malatya Caddesinde akşamüstü yürüyüşleri, geceleri dostlarla semaver çayı içmeyi.

Aklımıza her estiğinde doğaya koşmayı, ilçe ve şehir gezmeyi. Dalton kardeşler misali kafa dengi dostlarla günübirlik ama her hâlükârda rotası yolculuk esnasında beliren serseri seyahatleri.

Hele Amcanın köftelerini, Hisar dürümün közlenmiş biber ve soğan eşliğindeki adanalarını, Sarı papyon’un lahmacunlarını ve daha birçok ritüelleri.

Epey özledik bunları belki ama ortada bir gerçek daha var ki şimdilerde alıştığımız hatta benimseme ve kabullenme aşamasına geldiğimiz evden çıkmamız da zor olacak.

Kıt kanaat yaşamaya, evde ekmek yapıp bir haftalık ihtiyacımızı toptan alıp kitaplarla hemhal olmaya. Arada sırada tekrarları bile izlettiren dizilere, özellikle TRT belgesel ve TRT müzik kanalına ram olmaya…

Ramazanın teamülleri gereği sahura kadar uymayıp sıcak patilalar eşliğinde soğuk nevalelerle sahur sofrası kurmaya…. Geç saatlere kadar uyumaya, evden çıkmaktan kaçınmaya ve hassaten de tembelliğe, uyuşukluğa ve üşengeçliğe epey alıştık.

Birinci normalleşmede nasıl eski halden yeni hale geçeriz, güneşi görünce gözlerimiz nasıl kamaşır bilmeyiz ama sanki biz pandemi haline oldukça alıştık gibi.

Dünyalık meşgaleler, fikir ayrılıkları ve sonuca götürmeyen ve hiç bir zaman götürmeyecek olan kısır tartışmaların oluşturduğu fasit daireden uzaklaşmanın bir vesilesi ve zorunluluğu ise biz sevdik bu pandemi dönemini.

Bayram sonrasında da bu sefer belki gönüllü olarak devam ettireceğiz bu dönemi. “Evde kal” sloganının yerini o zaman “evde çalış, evde üret” sloganı alacak. Ama her halükarda bu dönem iyi dönemdi diyeceğiz yıllarca. Evet, evet iyi dönemdi bence de…