ALGILAR DEĞİŞTİ
Geçtiğimiz günlerde yapılan Elazığspor kongresi, kulüp yönetimi ve başkanlık yarışı üzerinden bir çok gerçeğin ortaya çıkmasına sebep oldu
Geçtiğimiz günlerde yapılan Elazığspor kongresi, kulüp yönetimi ve başkanlık yarışı üzerinden bir çok gerçeğin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Elazığspor’un içinde bulunduğu en zor durumda yönetim kurulu başkanının istifasının ardından mevcut yönetim kurulu da üzerine düşen görevi yerine getirmekte aciz kalınca ilin Belediye Başkanı, durumun daha da kötüye gitmesinin önüne geçmek için başta Elazığ Valisi Murat Zorluoğlu olmak üzere bir çok yönetici ve işadamıyla görüşmeler yapmış ve takıma sahip çıkmıştı.
FUTBOLCULAR SAHAYA DÖNDÜ
Kulübün mali problemleri, hukuki ve yasal borçları yanında alacakları ödenmeyen futbolcuların antrenmanlara çıkmadığı, futbolcuların kulübü adına muhatap bulamadıkları bir dönemde Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, yönetim kurulu üyeleri arasında yer alan ve aynı zamanda Belediye Başkan yardımcısı olan Karahan Çelik’i görevlendirerek sorunların çözülmesi talimatını verdi.
DÜĞÜM ÇÖZÜLDÜ
Kamuoyu tarafından şehrin sahibi olarak görülen ve taraftarlar tarafından olaya müdahil olması istenen Başkan Yanılmaz’ın görevlendirdiği Karahan Çelik, çalışmalarına başladı ve takım önce antrenmanlara sonrasında da maçlarda özlem duyduğu galibiyetlere ulaştı. Bir biri ardına devam eden bu başarı halkaları Elazığspor’u Playoff’a kadar yükseltti.
IŞIĞA HÜCUM VAR
Elazığspor’un bu başarıları birkaç ay önce takımı bırakıp kaçanların iştahlarını yeniden kabarttı. Kendi rızası ile istifa edenler önce kendi istifalarını tartışmaya açtılar. İstifanın yönetim kurulu tarafından kabul edilmeyeceği ve dolayısıyla istifanın yok hükmünde sayılacağı tezini savunmaya başladılar. Bu da yetmezmiş gibi başarısızlıklarından dolayı kamuoyu baskısıyla istifa etmek zorunda kalan ve ışığı gören eski başkan yeniden başkan olmanın hesaplarını yaptı ve rakip bir başkan adayı ile ortak liste hazırladı.
KONGRE TARİHİ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Elazığspor kongresinde yaşananlar ve ortaya konan manzaralar aslında bir spor kulübü için çok da anormal olan şeyler değildi. Her kongrede benzer olayların yaşanması vaka-i adiye'den olarak kayıtlara geçti. Çünkü spor kulüplerinin kongreleri benzer olaylar zinciriyle doludur. Bu kongreyi tarihi yapan ise şehrin medya ve gazeteci açısından önemiydi.
SATILIK GAZETECİ KİM?
Elazığspor kongresi öncesi eski ve yeni başkan adayları arasında yaşanan polemiklere bazı gazeteciler de karışmış, sosyal medyada ya da köşelerinde kongre ve şahıslar üzerinden yorumlar yapmışlardı. Bu durumu gören Başkan adaylarından Sedat Karataş, Elazığspor ve kendi başkan adaylığı ile ilgili yaptığı bir açıklama içerisinde şu ifadelere yer vermişti:
“Elazığspor, birkaç kişinin şahsi hesap ve çıkarlarına, ederi karşılığında borazanlık yapan ve bunu dönemsel çıkar ilişkilerine dayandırmayı meslek haline getirmiş ve halkımız tarafından “satılık gazeteci” olarak şöhret bulmuş, olmamış ve konuşulmamış konuları yaşanmış ve konuşulmuş gibi köşelerine taşıyan birtakım müfteri ve güdümlü şahısların sayıklamalarına terk edilecek bir takım değildir.”
Bu açıklama sonrasında hiçbir gazeteci ve gazeteciler cemiyetinden açıklama gelmedi. Hiçbir kalem erbabı bu açıklamayı kınama gibi bir eylem içine girmedi ve gerek de görmedi. Çünkü söylenen ifade aslında herkesin bildiği ama söylemeye cesaret edemediği malumun ilanıydı. Hiçbir gazeteci bu cümleden dolayı alınganlık göstermedi. Ve yine her bir gazeteci ve şehirde az çok medya ve yaşananları takip eden hiçbir şahıs, “kim bu satılık gazeteci” gibi bir arayış ve merak içinde olmadı.
Çünkü bu cümleler bu şehirde sadece bir kişiyi tarif ediyordu. Herkesin bu açıklama sonrasında aklına düşen şahıs işte o meşhur Elazığspor kongresinde kendini ifşa etti ve bu cümleden ne kadar çok alındığını hiddetli ve öfkeli cümleler ile anlatmaya çalıştı. Bunu yaparken de bu ifadenin Elazığ medyasına yapılmış olduğu gibi bir iddia ortaya attı ki bu iddianın kendisinden başka sahibi de olmadı.
Elazığspor’u kendi şahsi reklamı ve tükenmişliğinin yeniden çıkışına vesile kılmaya çalışan gazeteci arkadaş, muradına ermiş ve apar topar salondan çıkartılmıştı.
KRAL ÇIPLAK
Bu olay Elazığspor kongresinden daha önemli bir olaydır. Çünkü şimdiye kadar herkesin bildiği ama şu ya da bu sebeple konuşamadığı gerçek yürekli biri tarafından “kral çıplak” dercesine haykırılarak söylenmişti.
Bu gerçek şehrin en tepe yöneticilerinden siyasilerine, STK temsilcilerinden bürokratlara, şehre önemli yatırımları olmuş ve olmaya devam eden işadamlarından, maddi olarak öne çıkan hemşerilerimize kadar duygulara tercüman olunmuştu.
Ancak bu gelişmeler yaşanırken en çok rahatlayan da medya mensupları ve gazeteciler olmuştu. Kendi içindeki çürük elmaların böylesine afişe olmaları onların mesleki duruş ve etik değerlerini daha güçlü kılmış ve saygınlıklarını artırmıştı.
ŞEHİR İÇİN DÖNÜM NOKTASI
Elazığspor kongresi, şehrin spor tarihi açısından olmasa da medya etiği ve gazetecilik mesleği açısından bir dönüm noktası olmuştur. Artık bu tarihten sonra bazı isimlerin ne yazıp-çizdiği, günlük olaylar hakkında neler söyleyip söylemediğinin bir anlamı olmayacaktı.
Gazetecilik mesleğinin belirli hedef ve çıkarlar için kullanılan bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmasının devri kapanmıştı. Bugünden sonra söylenen sözler değil söyleyen kişinin karakteri ve mesleki duruşu öne çıkacaktı.
ALGILAR DEĞİŞTİ
Gelinen noktada şehrin algıları değişmiş ve bazı kalemlerin, şehrin çıkarları ve menfaati için değil kendi çıkar ve menfaatleri uğruna ve çoğunlukla da şantaj tehdidi ile meslek icra ettiklerinin yüksek sesle ifade edilmesi ve bir şahsın bu beyanlara alınganlık göstermesi Elazığ medyasını da rahatlatmış gibi gözüküyor.
Kongre anından sonra görüştüğümüz, hatta ithamları üzerine alan şahısla da geçmişte sıkı dostlukları bulunan bir çok meslektaşımız ve STK temsilcisi arkadaşımızın ortak kanaati de artık bu şehirde şov ve şovmenlerin prim yapmayacakları yönünde.
SAHİP ÇIKAN OLMADI
Elazığspor kongresini kendi silinmişlik ve tükenmişliğini örtmek ve gündeme gelmek için şova dönüştüren ve buradan bir mağduriyet hikâyesi çıkarma basitliğine düşen şahısla ilgili sözde mağduriyeti için ciddi hiçbir STK ve şahsın kınama yapmaması da dikkatlerden kaçmadı.
Sadece kendi dar halkası ile rakip başkan adayı, siyaseten öne çıkma noktasında her fırsatı değerlendirme acizliğine düşen Ak Parti muhalifleri, kurum içi kısır tartışma, istediğine ulaşamadığı için amir ve siyasilere kızan kişilerin bir kaç cılız tepkisi dışında tepkinin olmaması umarız birilerinin aynaya bakmasına kendi gerçek özgül ağırlığını test etmesine sebep olur.