AKP KONGRESİNDEKİ GERÇEKLER

AKP geçtiğimiz Pazar günü dosta düşmana 'Dost bizi pazarda görsün' dedirtecek cinsten senaryosu önceden yazılmış, aktörleri be

AKP KONGRESİNDEKİ GERÇEKLER
TAKİP ET Google News ile Takip Et

AKP geçtiğimiz Pazar günü dosta düşmana “Dost bizi pazarda görsün” dedirtecek cinsten senaryosu önceden yazılmış, aktörleri belirlenmiş bir kongre yaptı.

         Bize de “Hayırlı uğurlu olsun” demek düşüyor bizde öyle diyoruz.

         Hayırlı uğurlu olsun.

         Ülkemize, milletimize hayırlara vesile olur inşdigerah. 

                                                     ***

         Kongrede Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “ Milletimiz beni % 52 oyla seçtiği gün Türkiye’nin yönetim şekli değişmiştir” sözleri tam anlamıyla hayata geçirilmiş vücut bulmuştu.

         Kim ne derse desin, kim hangi yasayı uygularsa uygulasın Türkiye’nin yönetim şekli bu kongreden sonra tam anlamıyla değiştirilmiş, işittiğimiz sözler, gördüğümüz görseller bu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmiştir.

         Siz bu değişikliğe ister partili cumhurbaşkanı, ister başkanlık sistemi, isterse yarı başkanlık sistemi, ne derseniz değiniz şu anda Türkiye’de;

Hem başkanlık,

Hem yarı başkanlık,

Hem de partili cumhurbaşkanlığı sistemi muhalefet partilerinin atıp tutmalarına rağmen tam anlamıyla hayata geçirilmiş bulunmaktadır.

         Hangisi hoşunuza gidiyorsa onu uygulayabilirsiniz.

                                                     ***

         Zaten bu kongrede de hedefte başkanlık, gönüllerde Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan vardı.

         Gerisi tam anlamıyla formalite ve teferruattı.

         Yetmiş iki senelik ömür güzergâhımda üyelerin yani delegelerin tamamının oylarını alarak seçilen bir siyasi parti genel başkanı görmedim. Çiçeği burnundaki AKP Genel Başkan adayı salondaki 1405 delegenin tümünün oyunu alarak AKP Genel Başkanı Seçilmiş, Cumhurbaşkanımızın görevlendirilmesiyle de Türkiye Cumhuriyetinin 35. Hükümetini kurarak başbakan olmuştu.

         Sayın Binali Yıldırım yaptığı konuşmasında “Cumhurbaşkanım söz veriyoruz sevdan sevdamız, davan davamızdır” diyerek başkanlık sistemine tam desteğini deklare etmiş ülkemizin bütün sorunlarının önüne başkanlık sistemini yerleştirmiştir.

         Kabul etsek de, etmesek de bu söylemlerin arkasındaki tek gerçek başkanlık sisteminin ülke çıkarlarının çok önüne konulması ve yeni hükümetin Sayın cumhurbaşkanına kayıtsız şartsız biat etme gerçeğidir.

                                                     ***

         Ekranlarda izlediğimiz kadarıyla salonda çok renkli görüntüler vardı.

         Eski ve yeni başbakanların yüzlerine baktığımızda yeni başbakanın yüzünde güllerin açtığını, eski başbakanın suratının ise sirke sattığını görmemiz mümkündü. Buda bize siyasetin ne kadar cilveli, ne kadar oynak ve ne kadar vefasız olduğunu gösteriyordu.

         Eski Başbakan Davutoğlu;

“Yeni bir kongre için karşınıza çıkmak benim arzum değildi.” Dese de yüreğinin kan ağladığı yüz ifadesinden belliydi. Sayın Davutoğlu Her ne kadar “AKP asla bir kişinin, bir zümrenin partisi olmayacaktır” dese de Kongre sözcülüğünü yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “Ak Parti Tayyip’in partisidir” diyerek Davutoğlu’nu yalanlıyor, AKP gerçeğini bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyordu.

                                                     ***

         Davutoğlu söyleyeceği sözleri o kadar ustaca hazırlamıştı ki ne suya nede sabuna dokunmuyor, ne İsa’yı nede Musa’yı kızdırmayı göze alamıyordu…

          Ama aba altından da sopa göstermeyi de ihmal etmiyordu. Sözlerinin devamındaki  “İktidarda bir imtihandır. İktidar sarhoşluğuna ve güç yozlaşmasına asla düşmemeliyiz” diyor sözlerini şu can alıcı sözlerle noktalıyordu.

         “Hiçbirimiz vaz geçilmez değiliz” diyordu.

         Anlayanlar anlardı…

                                                     ***

         Salonun her tarafında Recep Tayyip Erdoğan’ın ağırlığı göze çarpıyordu.

          Bu ağırlık kendisini o kadar net bir şekilde gösteriyordu ki kurultayla ilgili sözlerini ihtiva eden metin okunurken metni okuyan Adalet Bakanı Bekir Bozdağın ayağa kalkarak ve önünü ilikleyerek yaptığı hareket salondakilerin tümüne sirayet ediyor herkes ayakta, herkes esas duruşma söz konusu metni dinliyorlardı.

         Bütün kalbimle inanıyorum ki bu hareket İstiklal Marşımız okunurken ayniyle vaki olmazdı.

Bu ülkede bu güne kadar İstiklal Marşımızda dâhil hiçbir kurultayda, hiçbir kongrede, hiçbir konuşmanın ayakta esas duruşta dinlenildiğine şahit olunmamıştı.

         Buda bize geleceğin çok şeylere gebe olacağını gösteriyordu.

                                                     ***      

         Kongrede sözcülük görevini üstlenen Bekir Bozdağ’ın “Ak Parti Tayyip’in partisidir” sözleri bu güne kadar kapalı kalan her konunun üzerini açmış tarafsızlık yemini etmiş, partiler üstü bir konumda kalması gereken cumhurbaşkanımızın şu andaki konumunu gözler önüne sermişti.

         Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şu anda…

Hem cumhurbaşkanı,

Hem başkan ve hem de

Partili cumhurbaşkanıdır. 

Sizler isterseniz bu sıfatların yanına “Yeni Başbakan” sıfatını da ekleyebilirsiz.

                                                    ***

         Bu kongre bir siyasi partinin genel başkanı arayışından öte Cumhurbaşkanımıza bir bağlılık ve sadakat kongresiydi.

Emin olun gerisi teferruattı.

Senaryo aynı, aktörler aynıydı.

Bir tek Bülent Arınç’la Ahmet Davutoğlu umduğunu bulamamıştı onlarda mezarlıkta ıslık çalanlardı.