AK PARTİNİN ELAZIĞ İÇİN MAZERETİ KALDI MI?
Elazığ, Ak partinin kurulduğu ilk dönemlerde dahil olmak üzere gereğinden fazla Ak partiye desteğini vermiştir
Elazığ, Ak partinin kurulduğu ilk dönemlerde dahil olmak üzere gereğinden fazla Ak partiye desteğini vermiştir. Son olarak 1 Kasım seçimlerinde de 4-0 yaparak bu desteğini perçinlemiştir. İstatistiksel verilere bakıldığında gerek yerel gerek ise genel seçimlerde oy oranını hep arttırarak devam etmiştir. Buradan hareket ederek destek vermek noktasında Ak parti Elazığ'a benim kanaatimce çok şey borçludur, çünkü Elazığ artık Ak partinin kalesi konumundadır. Öncelikle Elazığ bölgesinde proje ve yatırımlar bazında hak ettiği yerde mi? Sorusuna cevap aramak gerekir. Bu soruya cevap arar iken talep ve isteklerimizde hakkımız var mı yok mu? Kısmı daha belirgin bir hal alacaktır. Bana kalırsa Elazığ bölgesinde hak ettiği yerde değildir. Bunun için bölgeyi mercek altına aldığımızda bu gerçekle çok rahat bir şekilde yüzleşebiliyoruz. Bu durumu göz önüne sermek adına bölgemizdeki illerle kendimizi hep birlikte kıyaslayalım. Şehrimizin hemen yanı başında olan Diyarbakır son 30 yılını terörün kıskacında geçirmiş olmasına rağmen bizden abartısız olarak söylüyorum her alanda 4 kat daha büyüktür. Organize sanayisinden tutunda şehrin fiziki gelişmişliğine kadar bize kat be kat fark atmış durumdadır. Yine bölge illerinden Şanlı Urfa'ya baktığımızda vaktiyle bizden çok geride olmuş olmasına rağmen oda bizi gelip geçmiştir. Hiç unutmam 1994 yılında kameraman olarak Harran'ın yani (GAP) ın açılışından dolayı Urfa'ya gitmiştim bu vesile ile orayı ilk defa görme şansını yakalamıştım. Bende Urfa ile alakalı oluşan ilk düşünce Elazığ'da doğup yaşadığım için Allah'a şükretmek olmuştu. Çünkü Elazığ'la kıyaslanamayacak kadar kötü ve geri kalmış bir ildi. O geziden tam 18 yıl sonra tekrar Urfa'ya yolum gezi ve ziyaret amaçlı düştü. Gördüğüm değişim ve gelişimden dolayı şaşkınlığımı bir türlü gizleyemedim ve ancak bir şehir bu kadar olumlu manada değiştirilebilirdi dedim. Orada bizi ağırlayan arkadaşlarla bunun sohbetini yaptığımızda oluşan tablonun mimarının belediye başkanı Fakhı baba olduğunu söylediler. İşte işin ehli bir insan bir şehrin kaderine bu denli tesir edebiliyor. Bölgede bir diğer il Malatya, bu ile de bakıldığında kendimizi kıyaslamamız abesle iştigal olur kanısındayım. Her alanda bu il ile de aramızda farklar oluşmuş durumda. Saydığım illere Mardin'i de eklersek hepsi büyük şehir oldu ama biz hala KÜÇÜK ŞEHİRİZ. Bu iller ile aramızda aslında çok mesafe farkı yok hepsi bizim gibi doğu bölgesi şehirleri. Bazan kendime soruyorum acaba bu bahsi geçen il yöneticileri neleri doğru yaptı da bu tablo oluştu? Yada biz neleri yanlış yaptıkta bugün bu durumdayız? Hiç bir başarı yada başarısızlık tesadüf değil ise bizdeki hata nerede ve nedir? Oluşan durumdan yola çıkarak bir şeyleri eksik yada yanlış yaptığımız ortadadır ve bu gidişatın değişmesi şarttır. Bölgede bizle yarışan il Siirt'in eski ilçesi olan Batman'dır. Batman'ın bile bu hızlı büyümeyle bizi çok yakın bir gelecekte geçeceği aşikardır. Hal durum böyle iken ben kendi şahsımca artık Gerek milletvekillerimizden gerek ise Belediye başkanımızdan mazeret duymak istemiyorum.'' Şu olsa böyle olurdu, bunu yapacaktık ta şundan dolayı yapamadık. Ben yapacaktım ama o engel oldu '' Gibi söylem ve mazeretlerin üretilmesi gerçekten akla ve kulağa çok hoş gelmiyor. Bir ilin 4 M.vekili de, Belediye Başkanı da Ak Partiden ise artık orada mazeret üretilmez iş üretilir, proje üretilir. Devlette sizsiniz, millette sizsiniz. Şikayet edeceğiniz merci adres kalmamıştır. Hala daha bu kadar siyasi güce rağmen çok basit bir Yimpaş binası bile dönüştürülüp yada yıkılamıyor ise bu siyasi erkler adına utançtır. Hala daha şehrin şehirler arası otobüs terminali bölge illeri ile kıyas yapıldığında köy terminalini andırıyorsa bu siyasiler adına utanç vesikasıdır. Hala daha 400 bin nüfuslu bir şehrin sağlığını tehdit eden ve şehrin orta yerinde bulunan çimento fabrikası maliyet bahane edilerek kaldırılamıyor ise bu ilin siyasi otoritesi adına haya edilmesi gereken bir durumdur. Bir şehrin tamamının sağlığı ve yaşamı söz konusu iken maliyetten yani paradan bahsetmek 3. dünya ülkelerinde dahi duyamayacağımız bir açıklamadır. Yine bölge illeri amatör ligde top oynarken stadyumları yapılmışsa biz süper ligde oynadığımız dönemlerde bile şehrimize UEFA kriterlerine uygun bir stadyum kazandıramamış isek bu tamamen siyasilerimizin pasifliğinden ve etkisizliğindendir. Değerli arkadaşlar daha yazarsam çok uzayacak eksiklerimiz var burada hepsini yazmamıza imkan yok. O nedenle diğer yazılarımda da elimden geldiğince eksiklerimiz ve olması gerekenler olarak ele almaya çalışacağım. Taraf olsak ta eksiklerimizi konuşup talepkar olmalıyız taraf olmasak ta konuşmak zorundayız. Bu benim partim ne yaparsa, bana neyi reva görürse hakkım o kadardır yaklaşımı yanlıştır. Amacımız üzüm yemek bağcıyla işimiz yok. Sadece güzel bir Elazığ'da yaşayıp çocuklarımıza güzel bir Elazığ bırakalım gayesi ile yazıyorum. Satırlarıma son verirken Bir şehrin gelişmesi o şehirde yaşayan insanların talepleri ile doğru orantılıdır, diyerek herkesi talep eden, isteyen bir toplum olmaya davet ediyorum. Elazığ üzerine düşeni yaptı şimdi sıra sizde, geri kalmışlık kader değil beceriksizliktir..