Ak Parti'nin Şansı
Bir büyüğümüzle sohbet ediyoruz. Sık sık 94 ruhundan ve o ruhun samimiyetinden söz eden bir ağabeyimiz. Kendisine, nedir bu 94 ruhu, ne oldu bu tarihte' diye sordum.
“1994 yılında, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Van, Kayseri, Kocaeli ve 50’ye yakın belediye başkanlığını Refah Partisi aldı. O günkü ruh, samimiyetti. Kendisi doktor olduğu halde inandığı parti belediyeyi yönettiği için yerdeki kağıdı alıp çöp kovasına atan ve bununla gurur duyan insanların destek ve duasıyla kazanılan bir seçimdi” dedi.
“Peki, nasıl oldu bu devrim ve inkılap” dedim. Halk CHP ve Anavatan belediyelerinin hizmette sınıfta kalıp yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla iflas ettiğini ve o gün için dürüstlük ve şeffaflık vaat eden Refah Partisi’ne yöneldi ve 60’a yakın belediyeyi aldı” dedi.
Yaptıkları güzel hizmetlerle bu belediyeleri birkaç dönem daha kazandıkları ifade eden ağabey, birçoğunun Ak Parti adıyla ama aynı kadrolarla şehirleri yönettiğini belirtti.
Sonra dedim, sonra ne oldu. “2019 yerel seçimlerinde ne oldu da büyükşehirlerin çoğu gitti” diye sordum. CHP’nin geçmişte başına gelen Ak Parti’nin de başına geldi ve usulsüzlük, adam kayırma ve yolsuzlukların bu sonuca kapı araladığını ifade etti.
Ağabey bu yorumları yaptı ve sonunda derin bir iç çekişle başladığı bir genel değerlendirme ile noktaladı sözlerini:
“1994 öncesi kokuşmuşluğa, patlayan çöp dağlarına, İSKİ yolsuzluklarına ve halka tepeden bakmaya tepki olarak halk Refah Partisi’ne sığında ve güzel sonuçların doğmasına sebep oldu ama şimdilerde usulsüzlüklere karşı sığınacak bir parti de yok. Muhalefet partilerinin ne bu ülkeyi ne de belediyeleri yönetecek kabiliyetleri yok. Ak Parti’nin tek alternatifi yine Ak Parti ama bu kadro, bu zihniyet ve bu yanlışlar ile değil. Ak parti, öz eleştirisini yapar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olayları tüm yalınlığı ve çıplaklığı ile anlatan yürekli danışmanları olunca, yeni yüzler, yeni kadrolar ve yeni bir arınmışlıkla, bazı yanlışlıklar sebebiyle arasını açtığı gönül bağını kopardığı tabanıyla yeniden kucaklaşabilirse bir kez daha umut olabilir. Ama bunu yapamaz ve İstanbul Büyükşehir Başkanlığında olduğu gibi halkla inatlaşır ve dediğim dedik öttürdüğüm düdük derse gidişat kötü olabilir.”
İçten gelen, yürekten süzülen ve dile dökülen samimi bir değerlendirme yapan ağabeyle, 94 ruhunun temellerinin atıldığı çay ocağındaki sohbetimizi noktaladık, yeniden görüşmek dileğiyle ayrıldık.
Umarız bu samimi değerlendirme, yine kendisini samimi olarak gören, Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin geleceğini kendi geleceğinden daha önemli gören Ak Partililere bir pencere açar.