Ak parti alternatifsiz olur mu?
Hataları, eksikleri ve özellikle adalet noktasında birçok soru işareti ve insanları kendisinden soğutan hatta uzaklaştıran çok sayıda olumsuzluklara rağmen, Ak Parti'nin geçen 22 yıllık iktidarı döneminde ülke olarak elde etiğimiz başarı ve geldiğimiz nokta azımsanmayacak bir başarı hikâyesi de barındırıyor.
Yolunda gitmeyen birçok olayları eleştirmekle birlikte yakalanan başarıları da takdir etmek gibi bir görev ve misyonumuz var medya olarak.
Bu konu Erdoğan’ın da gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kimsenin müstemlekesi olmadığı gibi ikinci el düşüncelerin de üretildiği bir ülke olmadığına dikkat çekti. Erdoğan, Beşar Esad döneminin sona erdiği Suriye üzerinden önemli mesajlar vererek "Türkiye, Türkiye'den daha büyüktür" dedi. Türkiye'nin bilim ve teknoloji hamleleri üzerinden muhalefete tepki gösteren Erdoğan, "Her hamlemizi boğmak istediler. Her başarımızda sinir nöbeti geçirdiler." diye konuştu.
Konuşmanın altına imzamızı atarız. Özellikle son yıllarda savunma sanayi öncü ve önderliğinde ciddi bir teknolojik atak yaşadığımız ve bu alanda dünya devleri arasında artık söz sahibi olduğumuz gerçeğini yok sayamayız.
Erdoğan, Türkiye'nin bilim ve teknoloji hamleleri üzerinden muhalefete tepki gösterirken de "Türkiye'nin ilk elektrikli otomobil markası Togg için fabrikası yok dediler. KAAN'ı kalorifer peteğine benzettiler. Türk astronot ve bilim misyonunu turist gezi diyerek küçümsediler. İHA ve SİHA'ların her başarısında sinir nöbeti geçirdiler." Diyerek bu gelişmelere sevinemeyen bir anlayışı haklı olarak eleştiriyor.
Türkiye artık çağın gerisinde kalan değil, çağa liderlik eden büyük ve güçlü adımlarla ilerliyor.
Türkiye'nin Libya'da Suriye'de Somali'de ne işi var diyenler bugünlerde mahcup olacaklarına “kazanan İsrail oldu” sloganıyla teselli buluyor ve ne yazık ki sırf Türkiye zor durumda kalsın diye İsrail’e davetiye çıkartacak bir haleti ruhiye içine girebiliyorlar.
Evet, bizler de çok defa bu sayfalardan eleştirdik Ak Partiyi. Ancak bizim eleştirilerimiz sadece iki noktada sınırlı kaldı.
Birincisi halktan, tabandan ve tabanın hislerinden haberdar olmayan ve verdiği kararlarla Ak Partiye 31 Mart 2024 hezimetini yaşatan genel merkez dukalığı, ikincisi ise hemen her alanda artık meşru görülür hale gelen rüşvet, ihale komisyonculuğu ve avantacılığı…
Bu iki konuda önlem alındığı ve kuruluş ayarları ve felsefesine döndüğü takdirde Ak Partinin alternatifi de yine Ak Parti olur ve ülkemizin kalkınma süreci daha da hızlanarak önemli bir mevkiye gelir.